Yedek subaylığımı 1968-1969 yılları arasında personel subayı olarak Akşehir Askerlik şubesinde yaptım. O zamanlar askerlik tam iki seneydi.

O yılarda çıkan bir yasaya göre, 15 Mayıs 1919 ile 9 Eylül 1922 yılları arasında yapılan Ulusal kurtuluş Savaşında askerlik yapanlara İstiklal Madalyası veriliyor ve maaşa bağlanıyordu. Şube Başkanı Albay Ali İhsan Sert, kütüklerdeki eski yazılı askeri kayıtları okumak için Asker Alma Dairesinden bir subay isteyince ben,” Albayım ben eski yazı (Osmanlı’ca) okuyabiliyorum, yardımcı olurum” dediğimde çok memnun olmuştu.

Dilimizde pek çok karmaşaya sebep olan, Osmanlıca, Türkçe’nin Arap harfleriyle yazılmasıdır.

Yaklaşık bir yıl boyunca, Akşehir ve köylerinden İstiklal Savaşına katılmış, asker kaçağı olmayan pek çok kişiye İstiklal madalyası vermiş ve maaşa bağlamıştık.

1968 yazında şubeye Hatay milletvekili Sait Reşa adlı bir bey gelerek, Akşehir gölünün taşkın suları altında kalan 4 köyün sakinleri hakkında şubemizden askeri kayıtları istedi.

Albay, Binbaşı Haydar Tecer ve ben Sait beyden konu hakkında bilgi istedik.

Sait beye göre, 1965’lerde Devlet Su İşleri, Afyon ili sınırları içinde bulunan Eber gölünün taşkın sularını 4 kilometrelik Eber kanalı ile Akşehir gölüne akıttığı için Akşehir gölünün taşmasına ve civarındaki 4 köyün sular altında kalmasına sebep olmuş.

Aynı zamanda avukat olan Sait bey, bu taşmaya DSİ’nin sebep olması nedeniyle taşkın altında kalan 4 köyün halkı adına DSİ’ne dava açacağını, alacakları tazminatı da yarı yarıya köylülerle paylaşacağını söyledi.

Üstelik DSİ, 1967 yılında çıkardığı yıllık faaliyet raporunda bu taşkına DSİ tarafından açılan Eber kanalının sebep olduğunu itiraf etmiş.

Sait Reşa Akşehir Nüfus müdürlüğünden ve Askerlik şubesinden aldığı kayıtlarla köylüler adına DSİ’ne dava açarak çok büyük tazminatlar kazandı.

Eber gölü ile Akşehir gölü arasındaki kod farkını hesap edemeyen o zamanın DSİ mühendisleri maalesef devletin külliyetli miktarda tazminat ödemesine sebep oldular.

Olay bu tazminatlarla da kapanmadı.

Sular altında kalan 4 köyün vatandaşları Askerlik şubesinde toplu muayeneden geçirilerek (Doktorlar ağızlarındaki dişlerine bile baktılar) Almanya’ya işçi olarak gönderildi.

Bir akşam Akşehir Nüfus Müdürü Mehmet Tuna ile nüfus idaresinde otururken, bir köylü vatandaş Almanya’ya gideceği için aile nüfus kaydını istedi. Mehmet bey, “Kardeşim senin 6 çocuğun var, Almanlar 4 çocuktan fazla çocuğu olanları almıyorlar” diyerek adamı yolladı. Tesadüf, ertesi akşam nüfus idaresinde otururken aynı adam elinde 2 çocuğunun ölüm ilmühaberi ile nüfusa geldi. Mehmet bey ve ben resmen çıldırdık. Mehmet bey adamı sille tokat döverek hemen jandarmayı çağırdı. Adamı, ölüm ilmühaberini imzalayan muhtarı ve iki yalancı şahidi mahkemeye verdi.

Hayatımda yaşadığım en büyük utanç ve trajedi budur.

Ben görev icabı askeri ciple köylere giderek askerlik yoklaması yapardım. Köylerin çoğunda muhtarlar bir çuval içinde köylülere ait nüfus cüzdanlarını getirince, “Bu ne muhtar?” diye bağırdım. “Efendim, sizden önce yoklamalar hep böyle yapılırdı” deyince çılgına döndüm. Hemen anonsla bütün köylüleri toplayarak ve sağlıklı olup olmadıklarını görerek yoklamaları yaptım. Ve muhtara “Bundan sonra yoklamalar hep böyle yapılacak” diye emir verdim.

Maalesef İstanbul’da açılması düşünülen ve çılgın proje diye adlandırdığım kanal olayı aynı Eber-Akşehir gölü olayına benziyor. Yeni rant alanları yaratmak uğruna, yol açacağı yıkıcı sonuçlar düşünülmeden açılacak bu kanal, İstanbul’un can damarı tatlı su havzalarını yok edecek ve tahayyül edemediğimiz korkunç felaketlere yol açacaktır.

BAADDİN FIKRALARI

1-Bir insanın beynini 7 yaşında cinlerle, perilerle, günahlarla, sevaplarla ve hurafelerle doldurursanız, ondan sonra beynini açamazsınız. Ancak bilgisini arttırırsınız, düşünce sistemini değiştiremezsiniz. (Prof. Dr. Ali Demirsoy)

2-2.5 milyon GB kapasiteli 100 milyar hücre, 100 milyar nöronla günde 24 saat, haftada 7 gün, yılda 52 hafta çalışır. Taa ki, sahibi bir tarikata girene kadar.

3-Allah’a çok şükür sadece moralimiz bozuk, karakterimiz değil.

4-En güzeli platonik aşk. Dert yok, tasa yok, hediye alma derdi yok. Mesela, az önce ondan ayrıldım haberi bile yok.

5-Erkeklerin en lezzetli yeri başlarının etidir. Milyonlarca kadın yanılıyor olamaz.

5 Şubat 2020