Önde bir kadın;
Ama sırtına yüklenmiş bir araba yükü…
Ayağında çarık…
Üstünde yamalı elbise…
Arkada bir erkek;
Elinde otuzüçlük tespih,
Arkasına basılı ayakkabı ile sanırsın padişah.
Hani anca beraber kanca beraberdi? O kutsal müessese için karşılıklı iyi günde kötü günde diye söz verilmişti?
Hani kadınlar anaydı?
Bir toplumu ayakta tutan o toplumdaki kadınlardır.
Toplumdaki kadınların da eğitim düzeyi ne kadar yüksek olursa o toplum o kadar ileri düzeyde olur. Doğu toplumlarında özellikle de Müslüman ve Arap ülkelerinde kadınlar erkeklerin isteğiyle yasaklara ve kısıtlamalara maruz kalmaktadır.
Oysa Kuran bunu böyle yazmamış olsa da geçmişten günümüze kadar bu halka bu şekilde aktarılmış, kadın erkeğin kölesi olarak gösterilmiştir.
Böylece erkek dominant toplumlar oluşarak günümüzde daha da büyümüş, kadın dövmekle kalınmamış, cinayetler çığ gibi büyümüştür.
Kadın bilinerek ve istenerek sistemli bir şekilde toplumda geriye atılmıştır. 13 yıllık AKP hükümeti de buna çanak tutmuştur.
Cinayet işleyen ve tecavüz edenler mahkemelerde yargılanırken “iyi hal” indiriminden yararlanarak neredeyse ceza almadan çıkmaktadır.
Kadın,
Eğitimsizleştirilmiş,
Etkisizleştirilmiş,
Adeta köleleştirilmiş bir kesime dönüştürülmüştür.
Bunu ilk fark eden Mustafa Kemal Atatürk olduğundan devrim yaparak biz kadınlara haklarını vermişti.
Ancak Atatürk’ün devrimlerinden rahatsız olan AKP iktidarı kadınları bu düzeyde yaşamaya itmiştir.
Susuyor ve ölüyor kadın!
Konuşuyor yine ölüyor kadın!
Yetkililer de susuyor ve oturuyorlar sadece!
Her Gününüz Güzel Olsun.