Ahmet Özer’e 27 Haziran 1994 günü verdiğim yanıtta:

“… Şükrü Gümüş Roman Ödülü’nün Çorum’da verilmesi doğaldır ki daha uygun olacaktır. Bu konuda gerekli girişimlerde bulunmaya başladım. Gelişmeleri zaman içinde bildireceğim...” demiştim.

Gelen 20’nin üzerindeki romanı belirlenen tarihe kadar okuyup değerlendirebilmek için gecemi gündüzüme katıp, kılı kırk yararcasına okumaya başladım. Seçeceğimiz yapıt Şükrü Gümüş adına yaraşır nitelikte ve özgünlükte olmalıydı.

Yapacağımız Şükrü Gümüş Roman Ödülü etkinliği için ilk uğrak yerim Çorum İl Kültür Müdürlüğü idi. Müdürleri izinde olduğu için görüşemedim. Bir başka zaman uğradığımda ise diğer görevliler; müdürlerinin böyle bir etkinlikte yardımcı olamayacaklarını belirttiler. Kültürü temsil edenler, kültür ve sanata sıcak bakmıyorlardı nedense.

Günler hızla akıyor; ben de son sürat okuyordum romanları.

Ağustos ayının haftasında gelen romanların tamamını okumuş ve puanlamıştım. Önce 5 tanesini seçmiş, ardından bu sayıyı 3’e indirmiş, daha sonra da bu üçün içinden birini, birinci olarak belirlemiştim. Bu, Hollanda da Anadil öğretmenliği yapan ve basılı birkaç kitabı bulunan yazar Murat Tuncel’in “Maviydi Adalet Sarayı” adlı romanıydı.

Ankara’da oturan diğer seçici kurul üyelerinden biri dışında diğer üçünün oyu da Murat Tuncel’inmiş. Yani benim oyumla birlikte beş seçici kurul üyesinin dördünün oyuyla Murat Tuncel, “Maviydi Adalet Sarayı” romanıyla Şükrü Gümüş Roman Ödülünü kazanmıştı.

Ağustos ayı ortalarındaydık.

Basında başarılı çalışmalarını izlediğimiz, Çorum sanayinin gelişmesinde ve dışarıda tanıtılmasında büyük emeği ve katkıları olan TSO Başkanı Ümit Uzel’le sanayideki iş yerinde görüşmeye gittim. O güne değin de yüz yüze hiç görüşmemiştik sanıyorum. Oldukça sıcak karşıladı beni. Konudan haberdardı. Getirttiği çayı birlikte içerken, yapacağımız bu etkinlikle ilgili bilgi aktarımının ardından, kendisinden yardım ve destek beklediğimizi, belirttim .

O da, böyle güzel sanatsal ve kültürel bir etkinliğin Çorum açısından, Çorum’un dışarıda kültür sanat bağlamında tanıtımı yönünden çok olumlu etkileri olacağını söyledi. Peşinden de kendi programlarının da yüklü olması nedeniyle bu organizasyonu yükümlenemeyeceklerini belirttiler.

Oradan da bir sonuç alamadan dönmüş oldum böylece.

Ağustos ayının 28’inde yapmayı tasarladığımız programın tarihini Eylül ayının 3. Haftasına kaydırdık. O tarihe kadar eğitimci kesim tatilden dönmüş olacaktı.

Bu arada liseyi bitirerek üniversite sınavına girmiş olan oğlum A. Özgür, sınav sonucuna göre İstanbul’daki Hava Harp Okulu’ndan gelen istek doğrultusunda yönünü askeri okula çevirdi. Oysaki asıl sonuçlar açıklandığında Ankara Tıp Fakültesini kazandığını öğrenecek ve her türlü olasılığa karşın 7 Ekim 1994 günü Ankara Tıp Fakültesine kaydını yaptıracaktım.

Özgür’ün Harp Okulunda temmuz ayının başında başlayıp ekim ayının başında başarıyla sonuçlandırdığı aşamalı sınavları, bizleri de bir yığın yoğunluk, sorumluluk sarmalında tutan ailesel, yaşamsal sorunlarımızdan birisiydi.

29 Ağustos 1994 günü Çorum Haber Gazetesi’nde yazıp yayımladığım; “Ölümünün 10. Yıldönümünde Şükrü Gümüş’e Mektup” adlı yazımın sonunda şöyle demiştim:

“… Bu yarışmanın, ödül verme töreninin Çorum’da yapılması yönünde çalışmalarımız sürmektedir. Bu törenin kotarılmasında resmi ya da özel kurum, kuruluşlarımızın desteklerini bekliyoruz. Çorum’un yetiştirdiği senin gibi yetenekli bir sanatçıya ve emeğine sahip çıkalım diyorum. Çağrım tüm Çorumluya ve Çorumluyum diyene. Taşradan ödül töreni için gelecek sanatçılara vefanın, konukseverliğin, sanatseverliğin en güzel örneğini göstermeliyiz..”

Görüştüğümüz herkes, böylesi bir etkinlikle Çorum’un çok şey kazanacağını; Çorum’u dışarıda kültür sanat boyutuyla da tanıtacağını kabul ediyorlardı. Ama bu etkinliği yükümlenecek bir kurum ya da kuruluş bulamamıştık henüz.

Bu arada yarışma sonucu Ahmet Özer tarafından bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuruldu:

Şükrü Gümüş Roman Yarışması birincilik ödülü, Hollanda’nın Lahey kentinden, “Maviydi Adalet Sarayı“ romanıyla katılan Murat Tuncel’in…”

12 Kasım 1994 günü Şükrü Gümüş Roman Ödülü törenine katılan yazarlar, soldan sağa: İrfan Yalçın ve Mahmut Makal ile çektirdiğimiz bir anı fotoğrafı. Ben Muzaffer Gündoğar kızlarım Gülay ve Tülay.

(SÜRECEK)