Niğde Belediyespor galibiyeti, son haftalarda alınan kötü sonuçlar nedeniyle bozulan moralleri düzeltirken, play-off umutlarını da yeniden yeşertti. Burada soru şu: Grubun en iyi iki takımından Kastamonuspor’u sahadan silen, Niğde Belediyespor’u ise 2-0 gibi net bir skorla yenen Çorum Belediyespor nasıl oluyor da puan cetvelinde düşme potasına daha yakın durumda, sorun ne?
Teknik Direktör Serdar Bozkurt, son haftalarda alınan kötü sonuçlar üzerine Niğde Belediyespor maçı öncesinde rotasyona giderek olması gerekeni yaptı. Bu rotasyon gösterdi ki, kadrodaki herkes her an oynayabilecek kalitede. Yeter ki şans tanınsın. Bazı oyuncularda gereğinden fazla ısrarcı olmak, zaman kaybından başka bir şey değil. Unutulmamalıdır ki, başarıya giden yolda rekabet ortamı çok önemlidir. Tabi istikrar da. Bir kazanıp bir kaybeden değil, aldığı başarılı sonuçlarla istikrarı yakalayan bir takım hedefe ulaşabilir.
Bu sezonun en iyi futbolunu lider Kastamonuspor’a karşı oynayan ancak sahadan 1-0 yenik ayrılan Çorum Belediyespor, bu maçtaki futboluna yakın bir performansı Niğde Belediyespor’a karşı sergiledi. Çorum’a lider olarak gelen ve ligin en başarılı iki deplasman takımından biri olan Niğde Belediyespor bir duran top dışında neredeyse pozisyona giremedi. Burada, Niğde Belediyespor’un grubun en golcü takımı olduğunun da altını çiziyorum. Böyle bir takıma pozisyon vermemek çok önemli bir ayrıntı.
Belediyespor, attığı 2 golün yanında 3-4 tane de çok net fırsattan yararlanamadı. Yani skor daha da farklı olabilirdi. Burada önemli olan 1-0 da olsa 3 puanı alabilmekti. Belediyespor da 3 puanı aldı ve adeta hayata yeniden döndü. Eğer bu takım istediğinde bu futbolu oynayabiliyor ve maç kazanabiliyorsa, ortada çözülmesi gereken ciddi sorunlar var demektir. Bugüne kadar yaşanan kayıpların nedenini iyi analiz etmek lazım.
Niğde Belediyespor karşısında puan kaybı yaşanması halinde sümen altında olan birçok dosya açılacaktı. Kötü gidişin faturası, 6 maçtan men edilen Eray’ı süresiz kadro dışı bırakmakla sınırlı değildi… Gerisi yönetimin işi.
Dönelim yazının ilk paragrafındaki sorunun cevabına. Benim analizlerime göre, Belediyespor her ne kadar ileride top tutamasa da sorun tam olarak oyun şablonunda falan değil. Bırakın 3.lig bataklığını, üst liglerde bile maç esnasında oyun şablonuna sadık kalan kaç takım var ki? Yani taktik falan bir yere kadar. Mücadele eden, bu arada fırsatları değerlendiren ve en az hata yapan takımlar yol alıyor.
Belediyespor’un futbolcu kadrosunun kalitesinden şüphe yok. Ancak, takım olma yolunda sorunlar var. Buna yönetimsel hatalar da eklenince ortaya böyle bir tablo çıkıyor. Futbolcu kadrosu için düşüncelerim, yönetim kadrosu için de geçerli. Hepsi iyi insan ancak bir araya gelince (Gerçi bir araya geldikleri pek görülmedi henüz) iyi bir yönetim olmuyorlar. Kim ne derse desin, Belediyespor’un yönetimsel anlamda sorunlu olduğunu düşünüyorum. Tüm kararlar, sahada alınan skorlara endeksli. Kulüp ve bazı değerler her şeyin üzerinde olmalıyken, özellikle son 2 yılda bazı değerlerin kaybolduğunu görüyoruz.
Şeffaflık, tüm hesapların ortada olduğunu söylemekle olmuyor. Şeffaflık, alınan her kararın uygulanması ve paylaşılabilmesidir. Eleştiriyi kabul etmek ve doğruluk payından ders çıkarmaktır... Siz söyleyin, hangisi var Belediyespor’da?
Fuzuli ne de güzel söylemiş değil mi: “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.”