Sözünün eri olmak, sözüne sadık olmak toplumsal huzurun ve adaletin temelidir. Toplumsal huzursuzluğun ana sebeplerinden birisi ve en önemlisi de insanların yaptığı sözleşme, anlaşma ve verdikleri sözlerde durmamalarıdır. Bu kötü ahlakın toplumda çoğunlukta olması, o toplumda adalet duygusunun dumura uğradığının belgesidir.

Özellikle bu kötü ahlak aile içinde başlar, eşlerin ve aile bireylerinin çocuklarına verdikleri sözlerin tutulmasının verdiği yıkım ile başlar. Çocuklar daima ana ve babalarını, kardeşlerini örnek alır. Onların hareketlerini kameraya alıp, zihinlerine yerleştirirler ve onu dışarıda, okulda uygularlar. İşte yıkım burada başlar. Sigara içen, içki içen, yalan söyleyen, sözünde durmayan bir babanın çocuklarına sigara öldürür, içki aile huzurunu söndürür, sakın bunlardan uzak durun demesi, insanı gülünç duruma düşürür. Bu çocuk büyüyünce yalandan dolandan çekinmez. Toplumsal mutluluğun temeline dinamit koyan bir kişi olur. Bu durumda olan kişilerin toplumda çoğalması, toplumsal dürüstlüğü, ahde vefayı sözünün eri olma üstünlüğünü yok eder. İşte bunun içindir ki, insanların daima dünya ve ebedi ahiret saadetinin temelini sağlamak için ulu Allah cc. hazretlerinin sözünün eri olmayı, sözünde durmayı, sözleşmelere riayet etmeyi kesin bir hükümle emretmiştir.

Sözünün eri olmak, insanın insanlığın şeref belgesidir. Sözünde durmamak, veridiği sözü kasten unutmak umursamamak büyük bir günahtır, namertliktir, ciddiyetsizliktir.

*

Özellikle toplumun önünde bulunan, göze görünenlerin hataları afedilemez, hatalara sebep olur. Çünkü sözünde durmamak, sözleşmeye uymamak, anlaşmaya aykırı hareket etmek yalancılıktır. Allah korusun sonucu sahtekarlığa kadar gider. İkiyüzlülük, takiyye yapmak olduğu gibi görünmemektir. İnsanlar sosyal, ekonomik, siyasal ve toplumsal konumlrı ne olursa olsun Allah katında yalancı, kul yanında sözüne güvenilmez, itibarsız, itimat edilmez damgası vurulmuş kişilerdir.

İtibar ve itimat, emniyet ve adalet bir kaybedilirse bir daha geri dönmez. İtibarsız müra-i sözünde durmayan kişiler öldükleri halde insanların nazarında asla aklanamazlar. Amma yüce Allah’ın tevbe kapısı her zaman açıktır. Unutmayalım ki Allah affeder, ama kullar affetmez.

*

Şimdi, yüce rabbimizin konu ile ilgili fermanını R.SAV.in ölmez öğütlerine dikkatle kulak verelim:

“Ey iman eden müminler! Verdiğiniz sözlere riayet edin, yerine getiremeyeceğiniz sözü vermeyiniz. Asla verilen sözden dönmeyiniz ve mutlaka yerine getiriniz. Bu mecburi bir sorumluluktur. Mutlak verdiğiniz sözlerden hesap vereceksiniz.” (Hud Suresi 112. Maide 1, İsra 34. ayetler)

R.SAV. efendimiz de:

“Unutmayınız, münafıkın alameti 3’tür.

1-Söylerse yalan söyler, yalan konuşur.

2-Söz verir sözünde durmaz, sözünün eri olmaz, vaadini yerine getirmez.

3-Kendisine emanet edilene ihanet eder.”

İşte bunlar haza münafıktır, iki yüzlü kişilerdir. Allah katında yüzü kara, kul nazarında kötü damgadır. Hiç kimse bizi görmüyor zannedenler, Allah’ın ve meleklerinin bir saniye bile bırakmadan onları kameraya aldıklarını unutuyor.

Nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir. Hiçbir zaman tek değilsiniz.” (Kaf Suresi, 18. Ayet)

R.SAV. efendimiz “HUD suresi beni kocattı” buyurdular. Sebebi sorulunca; Emrolunduğun gibi doğru ol ayeti buyurdu. (Hud 112)

Ok gibi doğru ol, yay gibi eğri olma.

*

İnsanın sözünün eri olması, sözünde durması, randevularına dikkat etmesi yüce bir erdemdir, inceliktir, hassasiyettir. Aksi ise ikiyüzlülüktür. Bunlara çok dikkat etmek, söz vermeden önce iyice düşünmek, sözleşmeyi okumadan imzalamamak, emniyet ve itimadımızı sarsmamak lazımdır. İtibarımızı korumamız şarttır. Özellikle Allah katındaki sorumluluğumuzu hiç unutmamak lazımdır.

R.SAV.e peygamberlik gelmeden önce bir arkadaşı, yarın şu saatte falanca yerde buluşalım, der. R.SAV. vaktinde söz verdiği yere gidiyor, buluşalım diyen arkadaşı oraya gelmiyor. R.SAV. efendimiz 3 gün peş peşe aynı yere gidiyor, arkadaşı gelmiyor. Sonunda adamı görüyor. Şöyle diyor: Kardeşim, ben sana yalancı çıkmamak için sözümde durdum. 3 gündür buraya gelip sizi bekleyip gidiyoru. Sizi bekliyorum. Durumu gören arkadaşı şaşırıyor. İşte insanlık budur, diyor.

R.SAV. efendimiz arkadaşına hitaben; Söz senettir, söz borçtur, söz haktır. Mutlaka ödenmesi gerekir, buyurdular.

R.SAV. ömrü boyunca en ufak bir meselede bile sözünden asla ve asla dönmemiş, sözleşmelerine hassasiyetle uymuştur. Hudeybiye Barış anlaşmasında çok ağır hükümler içeren maddeleri yerine getirmiştir.

Konuyla ilgili atasözleri ile yazımızı bitirelim:

-Yapamayacağın sözü verme, vermişsen ölsen de sözünden dönme.

-Tükürdüğünü tekrar ağzına alma.

-Söz borçtur, ödenmesi farzdır.

-Adamak kolay, ödemek zordur.

-Unutulanlar unutanları asla unutmaz ve vefasızlığa uğrayanlar da ölülerdir.

Son söz Mevlana’nın:

Nice insanlar gördüm üstünde elbise yok. Nice elbiseler gördüm içinde insan yok.

İşte bunlar sözünde durmayan insanlardır.

Allah cümlemizi sözü özü bir olan, sözünün eri olan itibarlı kullarından eylesin. Amin.