Tarım, eğitim ve dış politika…

Ne yazık ki, pek başarılı olduğumuzu iddia edemediğimiz alanlar.

Buna karşılık, sağlık sektöründe başarılı işler yapıldığını hemen herkes kabul ediyor.

Ama, sağlık alanında her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek de mümkün değil.

Tanık olduğumuz olaylardan ya da bize gelen şikayetlerden çıkardığımız sonuç, tesisleşme veya teknik donanım ne kadar ileri düzeyde olursa olsun, hekim ve sağlık personeli yetersizliğinin, sağlık hizmetlerinde verimliliği düşürdüğü şeklinde.

*

Çorum’da, her ne kadar yeri tartışılırsa da, mükemmel bir hastaneye sahip olduk. Başhekiminden güvenlik görevlisine kadar tüm çalışanların, iyi niyetle hizmet verme çabası içinde olduklarından da kuşkumuz yok.

Ama, poliklinik muayeneleri için belirli branşlarda çok ileri tarihlere randevu verilebiliyor. Hele de radyoloji bölümünde, MR ya da ultrason çekimleri için aylar sonrasına gün verildiğine tanık olunabiliyor.

Halk arasında bir espri vardır ya, “Ameliyat başarılı geçti, hasta öldü!” diye, onu akla getiriyor.

Tabii Allah korusun da, hasta, randevu verilen güne çıkabilecek mi acaba?

Bu noktada, iyi ki özel hastaneler var diyorsunuz.

Biraz maddi fedakârlıkla sorununuzu çözümleyebiliyorsunuz.

*

Sağlık sektöründeki sorunların, çoğunlukla hekim ve sağlık elemanı eksikliğinden kaynaklandığı görüşünü, istatistiki bilgiler de teyit ediyor.

14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle, kendisi de hekim olan CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün verdiği bilgiler dikkatimizi çekti.

Bingöl’ün açıkladığı rakamlara göre, Türkiye’de 144.827 doktor bulunuyor. Bunların 27.853’ü özel hastanelerde çalışıyor. Bir doktora 568 hasta düşüyor. OECD ülkelerinde 10 bin kişiye 30 hekim düşerken, bu rakam bizde 17 civarında.

Ülkemizde, bir hekimin yılda 3.316 muayene gerçekleştirdiğini istatistiki bilgiler ortaya koyuyor.

Özetle, daha iyi sağlık hizmeti için daha fazla doktor yetiştirmek zorunda olduğumuz açık bir gerçek.

*

Sağlıkta şiddet konusuna gelince, durum çok daha vahim.

Sağlık alanında çalışanlar, diğer alanlarda çalışanlara göre 16 kez daha fazla saldırıya uğruyormuş. Kayıtlara geçen sağlık çalışanına şiddet vakası günde ortalama 33 imiş.

Son 5 yılda 60 bin sağlık çalışanı şiddete maruz kalmış. Bunlardan 18 bini fiziksel, 42 bini sözel şiddet olarak belirlenmiş.

Hastanın ya da hasta yakınının yaşadığı stres anlaşılabilir bir şey, ama hemen öfkeye kapılıp doktora veya sağlık çalışanına şiddet uygulamaya kalkışması, argoda pek çok sözcükle ifadesini bulan bir kabalıktır, cahilliktir ve asla kabul edilemez.

*

Bir kez daha 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlarken, sağlık alanındaki sorunlarımızın giderek azalmak yerine arttığına tanık olmanın da burukluğunu yaşıyoruz.

Bu vesileyle, saygıdeğer hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza şükran duygularımızı, saygılarımızı ifade etmeyi de bir görev sayıyoruz.