Başbakan Erdoğan partisinin 3 Kasım'daki Kızılcahamam kampında, idamın yeniden getirilmesini ifade etti; ardından Endonezya’da, ardından Trabzon'da aynı konuyu dillendirdi. Ve Türkiye'nin gündemine idam konusu giriverdi.

Neredeyse ülkedeki Kürt sorunu, terör sorunu, asayiş sorunu idam konusuna hapsedilir oldu. Medyada varsa da idam, yoksa da idam tartışılır oldu.

Önce Türkiye'de idamın tarihçesine kısaca bir bakalım.

Türkiye'de 1920-1984 arasında 712 kişi idam edilmiştir. Son idam 1984 yılında sol görüşlü Hıdır Aslan'dır. İstiklal mahkemelerinin verdiği idam kararları bu sayının dışındadır. Ve 1500-2000 arasında olduğu ifade edilmektedir.

Türkiye'de idamlar, daha çok siyasal sistemin dizaynı ve toplumun disipline edilmesi için kullanılmıştır. Özellikle de siyasal muhalefetin kırılması hedeflenmiştir. 1960, 1971,1980 askeri dönemlerinde yapılan idamlar çok net bir kanıttır.

Ne yazık ki o yıllarda, siyasal nedenlerle yapılan idamlar toplumu büyük ölçüde sarsmış ve yaralamıştır. Özellikle de 12 Eylül 1980 darbecilerinin "bir sağdan bir soldan" diyerek yaptığı idamları bu toplum asla unutmamıştır.

İdamın kaldırıldığı dönemin iktidarı DSP-MHP-ANAP koalisyonudur. Koalisyon Hükümetinin önerisiyle anayasanın 38. maddesinde gerekli değişiklikler yapılmıştır. 9 Ağustos 2002 tarih ve 4771 sayılı yasayla da "Savaş, yakın savaş ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilmez" kararıyla idam cezası kaldırılmıştır.

Ancak 2003, 2004 ve 2006 yıllarında, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin (AİHS) idamın kaldırılmasıyla ilgili protokolleri, AKP Hükümeti tarafından imzalanmış ve gerekli yasal değişikliklerle idam cezası tümüyle kaldırılmıştır.

Zaten 1984'ten idamın kaldırıldığı güne kadar da verilen hiçbir idam kararı uygulanmamıştır.

Bugün Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkede idam cezası yoktur. Dünya genelinde ise 200 civarında ülkeden Türkiye dahil 86 ülke idam cezasını tümüyle kaldırmıştır.

Halen idam cezası 74 ülkede tam uygulanmaktadır. Bunun 37'si Asya ülkesi, 33'ü Afrika ülkesidir. Bir kısım ülkelerde ise, yasalarında olmasına karşın idam cezası uygulanmaz olmuştur. Ama yine de dünya genelinde idam cezası, artık tümüyle kaldırılma sürecine girmiştir.

Çünkü idam geri dönüşü olmayan bir cezadır. Özellikle siyasi nedenlerle verilen ve uygulanan idam cezaları, toplumda tamiri mümkün olmayan yaralar açmaktadır. Toplumsal birliğin inşa edilmesinde en büyük engel olmaktadır.

Ülkemizdeki idamlar buna tam bir örnektir. Kaldı ki gerekçe için ne söylenirse söylensin, geri getirilmek istenen idam cezasının arkadaki gerekçesi de büyük ölçüde siyasidir.

1960'larda Başbakan Menderes ve iki bakanın idamı (17 Eylül 1961), 1970'lerde Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının idamı (6 Mayıs 1972), 1980'lerde yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren'le 50 kişinin idamı neyi çözmüştür? Bu ülkeyi daha mı barışık yapmıştır?

Ve de bugün ülkenin sağı da, solu da bu idamların yanlış olduğunu söylemektedir. Siyaset adeta günah çıkarmakta, vicdanlarını temizlemeye çalışmaktadır. Ama toplum vicdanında açılmış yaralar halen kanamaya devam etmektedir,

Peki, böyle bir geçmiş yaşanmışken, Sayın Başbakan idamın geri getirilmesini niçin gündeme taşımıştır?

12 Eylül darbecilerinin "Bir sağdan, bir soldan" diye idam ettiği Mustafa Pehlivanoğlu'nun ailesine yazdığı mektubu okurken, gözyaşlarını tutamayan Başbakan Erdoğan, neden idamın geri getirilmesini ister olmuştur?


İdamın kaldırılması sürecinde "...Anayasal güvence altında ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası olmak kaydıyla bu konuda destek vereceğimizi söyledik” diyen Başbakan, neden idamı dillendirir olmuştur?

Yine aynı yıl partisinin Silivri İlçe Başkanlığı açılışındaki konuşmasında "idam cezası tamamen kalkmalı, hükümete destek vermeye hazırız" diyen Başbakan Erdoğan, niçin idamı tartışmaya açar olmuştur?

Amaç, ocağına ateş düşmüş insanlarımızın duygularını siyasette mi kullanmaktır?

Amaç, milliyetçi damarla bir gönül bağı mı kurmaktır?

Amaç, yapay bir gündem yaratmak ve bununla muhalefeti zaafa mı uğratmaktır?

Ve ülkede yapılan idam tartışmalarının, Avrupa Birliğine girmek isteyen Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştıracağının bilinmesine karşılık, amaç nedir?

Kaldı ki idam cezasının kaldırılmış olması, Avrupa Birliğine girmenin bir koşuludur.

Peki, gelinen bu noktada yapılması gereken nedir? Yapılması gereken:

Kuruluşundan bugüne yönünü Avrupa'ya dönmüş ve çağdaş bir cumhuriyet olmayı hedeflemiş olan ülkemizin, çağdaş değerlerden uzaklaşmasını sağlayan böyle gereksiz bir tartışmayı gündemden kaldırmaktır.

Ve de özellikle ülke sorunlarının çözümünü idama bağlar gibi, inandırıcı olmayan bir anlayışı terk etmektir.