Mensubu bulunduğu partinin görüşü alınmadan, Suriye'ye savaş ilanına giden bir oluşuma "evet" diyerek...
Özellikle partisine rağmen, AKP iktidarının sıkıştığı bir anda sosyal demokrat siyasi kimliğini bırakarak...
Ve bugüne kadar 33 yıl CHP milletvekilliği, 18 yıl CHP Genel Başkanlığı yaptığını unutarak...
Yani 15 Şubat 2016 Pazartesi akşamı, CNN'de Ahmet Hakan'ın yönettiği "Tarafsız Bölge" programında yapılan konuşmalar Sayın Baykal'a yakışmadı.
Ve de bu sözler, aradan bir hafta geçmesine karşın unutulmadı, sineye çekilir olmadı.
***
-Bugün, Türkiye Suriye üzerinden Ortadoğu'daki savaşın içine çekilirken...
-Bugün, ülkenin doğusundaki gelişmeler bir iç savaşa sürüklenirken...
-Bir mezhepçilik çağrışımı yapan "Halep Sünni İslam Kentidir" ve de "Olay PYD değil, Halep olayıdır. Olay Şii kuşatmasıdır" diyerek...
-Güya bir "devlet adamlığı" profili görüntüsü vererek savaş çığırtkanlığı yapmak, ya da savaş çığırtkanlarına destek verir olmak...
Bir sosyal demokrat kimlik taşıyan kişiye yakışmaz ve de yakışmadı.
***
-CHP'nin, kurultaydan sonra toparlanmasına ve etkin bir siyasal kimliğe dönüşmesine destek olunması gerekirken...
-Atatürk resmini bile kullanarak partinin içinde siyasal bulanıklık yaratılırken...
-Parti sözcüsü milletvekili, Hristiyan kimliğinden ötürü suçlu ilan edilirken...
-Ve de sorunları 17 Ocak 2016 günü yapılan Kurultayda anlatmak varken...
Kılıçdaroğlu'nu eleştirmek uğruna, parti içinde bir zafiyetin ve bir iç kavganın önünü açmak yakışmadı. Ve de yakışık almadı.
***
-Yıllarca partide yaratılan zafiyet, başarısızlık ve iç kavgalardan ve de yıllarca Ecevit'e yaratılan sıkıntılardan sonra...
-Sanki bu partinin 18 yıl başkanlığını yapmamış, sanki başkanlık döneminde 4 genel seçimi kaybetmemiş, sanki 1999 seçiminde partisini meclis dışında bırakmamış gibi...
-Ve partinin yöneticilerine daha dostça yaklaşmak varken...
Adeta bir hınç alır gibi TV'de uluorta konuşmakla, parti tabanında kimyası bozuk bir siyasal iklim yaratmak yakışmadı!
***
Sayın Baykal'ın bu anlaşılamayan tavır ve davranışı;
-Tasfiye edilmiş olmanın unutulmayan acısı mıdır?
-Erdoğan'la meclis başkanlığı görüşmesindeki suçluluk mudur?
-Kaset olayında özellikle "ABD'den ve Pennsylvania'dan gelen üzüntülü mesajın samimiyetine inanıyorum" açıklamasının ezikliği midir?
Bilemiyoruz. Ama bilebildiğimiz, Sayın Baykal'ın yeniden milli duyguları referans alarak parlatılması ve de yeniden piyasaya sürülür oluşudur?
***
Oysaki görünen:
Siyasal hayatı boyunca topluma "siyaset kisvesi" altında üst perdeden bakan ve üst perdeden seslenen...
Yıllarca CHP'yi aynı ezberci elitist anlayışla yöneten, tabularla dolu bir siyasal kulvarın içine hapseden...
7 Haziran'da köşeye sıkışan Cumhurbaşkanı'nın kendisine gönderdiği davetiyeyi, meclis başkanlığını alacağım diyerek kabul eden bir siyasal kimliğin siyasal tükenişidir.
Ve de görünen, tükeniş içindeki bu siyasi kimliğin, içinde hamaset kokan siyasal sözlerinin Türkiye'nin ufkunu açacak bir siyaset üretemeyeceğidir.
Oysaki Ortadoğu'nun daha da büyük bir savaşa doğru, Türkiye'nin de Ortadoğu'ya eklemlenen bir iç savaşa doğru sürüklendiği bir ortamda daha yetkin bir siyasete ve daha yetkin bir siyasal akla ihtiyacı vardır.
Eğer Baykal bu siyasal akla talip oluyorsa, bilinmelidir ki bu akıl, savaş çığırtkanlığı ile olmayacaktır ve de savaş çığırtkanlarına destek olan ifadelerle hiç olmayacaktır.