Çok, hem de çok önemli bir genel seçime doğru gidiyoruz. 7 Haziran seçimleri, Türkiye’yi birbirinden çok farklı iki yoldan birine sokacak. Bu ülkede yaşayan herkesin, doğmamış çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği 7 Haziran seçimlerine bağlı olacak.
Görünen o ki, 7 Haziran seçimlerine gidilirken Türkiye ekonomik konuları tartışmayacak. Komşumuz Yunanistan bir erken seçim yaptı. Ülkenin tek sorunu, ekonomik çöküntü, Yunanistan’ın ödenemeyecek hale gelen borçları ve Avrupa Birliği karşısındaki mahcubiyeti, ezilmişliğiydi.
Türkiye’deki seçimin ana teması farklı. 2002’den bu yana her seçimde olduğu gibi, 7 Haziran 2015 seçimlerinin temel konusunu da yine Cumhurbaşkanı belirledi.
Cumhurbaşkanı miting alanlarına çıktı ve çok açık biçimde halktan “400 milletvekili”, yani Anayasa’yı değiştirecek büyük çoğunluk istedi. Artık herkes çok iyi biliyor ki, AKP’nin hedefi, Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak, Başkanlık sistemini getirmektir.
Bir kere daha altını çizerek belirtmek isterim. Bir çok insan, bu anayasanın baştan başa değişmesinden yana. Ama diğer siyasi partilerle ve sivil toplum örgütleri ile uzlaşarak olmalı değişiklik. Seçim sistemi başta olmak üzere yapılacak olan değişiklikler ve bağımsız yargının dürüst işleyişinin Türkiye için daha uygun olacağına inanıyorum.
Ancak, Türkiye olağanüstü biçimde kutuplaştı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da geçenlerde çok güzel ifade etmişti; “Türkiye’de insanların yüzde 50’si AKP’ye oy veriyor ama, oy vermeyen yüzde 50’nin gözünde iktidara yönelik nefret ve korku çok açık biçimde görülebiliyor. “
AKP seçmeni 7 Haziran’da bu ülkede Başkanlık sistemi kurulsun, Recep Tayyip Erdoğan Devlet Başkanı olarak büyük yetkilere sahip olsun, AKP tamamen kendi istediği gibi Anayasa’yı değiştirsin, hatta belki Türkiye federasyonlara ayrılsın, ülkenin Güneydoğusu’na özerklik verilsin, İmralı boşalsın, diye mi oy verecek?
O zaman diğer seçmenler de, Başkanlık sistemi olmasın, Anayasa ile çok fazla oynanmasın-ya da Anayasayı tek başına AKP zihniyeti değiştirmesin- Türkiye federasyonlara ayrılmasın, barış süreci tamamlansa bile İmralı sakini yerinde kalsın diye mi CHP – MHP ve diğer partilere oy verecekler?
Ekonominin iyi olmadığı, işsizliğin çığ gibi büyüdüğü bizim vatandaş olarak yaşadığımız gerçekler.
Ama diğer konular, ekonomik konulardan çok daha önemlidir.
Bu ülkenin, bu ülkenin bütün vatandaşlarının ve henüz doğmamış bebeklerinin geleceğidir. AKP’ye giden oylar, “Recep Tayyip Erdoğan ne istiyor, nasıl istiyorsa öyle olsun” anlayışıyla verilmektedir. AKP dışındaki partilere ise oylar, “Bu dönem bitsin. AKP’nin telaffuz ettiği Yeni Türkiye değil, mevcut Türkiye ile yola devam edilsin. Hepsinden önemlisi de Atatürk ilke ve inkılapları yaşatılsın” talebiyle verilecektir.
Ama inanın bu seçimde mevcut iktidar ve Cumhurbaşkanı, esnafın, emeklilerin, köylülerin, emekçilerin, öğrencilerin, öğretmenlerin sorunlarının tartışıldığı, vergi oranlarının tartışıldığı bir seçim olmayacağını açıkça göstermektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuşmasında daha garanti olsun diye 400 oy istiyor. Oysa ki, bu güne kadarki Cumhurbaşkanlarının hiç birisi bir siyasi partiye oy toplamaya kalkışmamış, hep tarafsız olmuştu.
Başbakan ise her ilden fazla fazla milletvekili sayısı istiyor.
AKP seçimden 376 milletvekili ile çıkarsa -ki HDP yüzde 10 barajına takılır da, Güneydoğu’daki milletvekilliklerini tamamen AKP kazanırsa böyle bir olasılık kuvvetle muhtemeldir ve bu hedefe AKP ülke bazında yüzde 40 civarında oyla da ulaşabilir- Anayasa tamamen AKP’nin istediği biçimde değişecektir. Başkanlık sistemi gelecek, Atatürk’ün kurduğu laik düzende önemli değişiklikler yapılacaktır. ( Yapılabilir demiyorum. Çünkü, AKP’nin bu güne kadarki söylemleri ve güçleri oranında yaptıkları değişiklikler bunun ispatıdır.)
Böylesine keskin ideolojilerin çarpışacağı, yaşanacağı, insanların çok gergin biçimde oy vereceği bir seçime gidiyoruz. Görürsünüz, Türkiye 7 Haziran yaklaştıkça çok daha fazla gerilecektir.
8 Haziran sabahı, seçim sonuçlarına göre çok hassas dengeler görebiliriz.
İşte bu nedenle, 7 Haziran seçimlerinde parlamentoya gelecek 550 milletvekilinin karakteri çok önemlidir.
SİYASİ KARAKTER!
İnsanlar kavun değildir ki koklayarak; karpuz değildir ki üzerini parmakla tıklatarak seçesiniz.
Adaylarını resmi ön seçimle belirleyen partiler için böyle bir sıkıntı olacağını sanmıyorum ki bunun başında da CHP gelmektedir. Kutlamak gerekir. Partililerin oyu ile milletvekili olanlar, ideolojilerine ihanet edemez.
Ön seçimde oy kullanacak birisi olarak her aday adayının geçmişini, karakterini, ahlakını, aile yapısını, ilişkilerini çok iyi araştırarak oyumu kullanacağım.
AKP’de ise listeye girmenin yolu Cumhurbaşkanının onayından geçerek oluyor. AKP’nin binlerce aday adayı çabalayıp duruyor. Hatta listeye girebilmenin yolunun Atatürk’e hakaretten veya itici dini söylemlerde bulunmaktan geçtiğini düşünerek sürekli konuşuyorlar.
Şimdi yüzlerce, binlerce aday adayı var. Bunlar içinden sadece 550’si milletvekili olacak.
Dileğim bu milletvekillerinin vatanını seven, Laik düzeni koruyan, Atatürk’e minnet ve saygı duyan, Cumhuriyete sahip çıkan kişilerden olmasıdır.
Her gününüz güzel olsun.