Geçtiğimiz yıllarda değiştirilen “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” da öne çıkan ve Vergi Yasalarımız şirket müdür ve yöneticilerine çok ağır sorumlular getirmiştir. Bu sorumluluklar nedeniyle bir çok şirket yöneticisi zor durumda kalmaktadır. Aşağıda aktarmaya çalışacağım hususlar şirket yöneticilerinin kamu borçları karşısındaki sorumluluklarıdır.

Limited şirketlerin yöneticileri müdür yada müdürlerdir, limited şirket müdürleri kamu borçlarından dolayı ister ortak olsunlar isterse olmasınlar doğrudan sorumludurlar. Ayrıca şirket ortakları müdürlerden ve şirket mal varlığından alınamayan kamu borçlarından dolayı özel mal varlıkları ile sermaya payları oranında da sorumludur.

Zaman zaman gelen sorularda limited şirket hissesini devir eden ortak şirket borçları ile bir bağı kalmadığını zannetmektedir, ancak, bir limited şirkette ortak olan kişi, şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ortak ta, devralan ortak ta, devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden müteselsilen (birlikte)  sorumlu tutulacaklardır. Başka bir ifade ile bir limited şirket ortağı  şirketlerde bulunan ortaklık payını tamamen başka birisine devretse dahi ortak olduğu döneme ilişkin her türlü vergi ve cezalardan sorumlu olacağını bilmesi gerekir.

Anonim şirketlerde ise durum daha farklı, vergi alacağının ortaya çıktığı dönemde yönetici olmayan ancak verginin ödenmesi gereken zamanda yönetici olan şahıslar bu borçtan müteselsilen sorumlu olacaklar. Yani, bir A.Ş’de 2012 yılı başında Genel Müdür olarak çalışmaya başlayan bir şahıs, bu şirket hakkında yapılan vergi incelemesine göre 2008 yıl ile ilgili olarak tarh edilen vergi ve kesilen cezanın ödenmesinden görevde ayrılan (eski) Genel Müdürle birlikte sorumlu olacak.

Yukarıda açıklamaya çalıştığım hususlardan anlaşılacağı üzere, tüzel kişilik yapısına sahip bulunan şirketlerde ( Limited ve Anonim) gerek müdür gerekse yönetici sıfatına sahip olan şahısların, bu görevleri kabul etmeden şirketlerin kamu borçlarına ilişkin durumuna bakması ve buna göre ne derecede bir mali yükümlülük altına girdiklerini bilmemeleri gerekecektir.

VERGİ BORCU OLANLARIN KAMU İŞLEMLERİ KISITLANIYOR.

Ülkemizde yaptığımız kimi alışverişler vergi kanunlarımız gereği harca tabi, mesela, gayrimenkul alım satımları, araç alım satımları, yurt dışı vize işlemleri, vs.. harca tabi bu  işlemler yapılırken işlemi yapan kurum, bizi vergi dairesine göndererek vadesi geçmiş borcun bulunup bulunmadığına ilişkin sorgulama zorunluluğu getiriyor. Başka bir ifade ile, herhangi bir vergi borcumuz var ise eğer, ilgili kurum vergi borcunu yatırmadan işlemi gerçekleştirmeyecek.

Örneğin; sahip olduğu bir gayrimenkulü satan veya bunu alan kişiden tapu sicil müdürlüğü “vergi borcu yoktur” yazısı isteyecek, hangi ad atında olursa olsun ( Katma değer vergisi, Gelir vergisi, kurumlar vergisi, motorlu taşıtlar vergisi) vergi borcunun bulunması halinde tapu işlemi gerçeklemeyecektir. Bu uygulama şirketler içinde geçerli olacağının altını çizmek istiyorum.

 

 Tapuda yapılan işlemden sonra, alım satım sırasında beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek alım satım tutarını yansıtmadığının tespit edilmesi halinde (takdir komisyonu kararları hariç) aradaki farka isabet eden harç vergi dairesi tarafından gecikme zammı ile birlikte istenecek. Ayrıca, tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca %25 nispetinde vergi ziyaı cezası uygulanacaktır.