Sıla, henüz 16 yaşındaydı. 
Nişanlandığında ise 15 yaşında…
Ayrıldığı nişanlısı tarafından hunharca öldürüldü. 
Daha 15 yaşında ne nişanı, ne evliliği?...
Sakatlık burada başlıyor. Sonra da, tehdit edildiği halde korunamaması ile devam ediyor. Ve hangi canice ruh, çocuk yaşındaki gencecik bir kızı hayattan koparma çılgınlığına sürüklüyor bu “sabıka dosyası kabarık” adamı?..
Batsın bu “çocuk gelinler” geleneği…
Batsın bu “ya benimsin, ya kara toprağın” ilkelliği…
Batsın bu “vah vah, çok üzüldüm, bu son olsun” zırvalıkları…
Sıla gittikten sonra, neye yarar arkasından dökülen gözyaşları?.. Veya beylik ifadeler…
*
Giyimi-kuşamı medeni görünen, ama kafa yapısı itibariyle ortaçağ karanlığından çıkamamış o kadar çok maganda, ya da psikopat var ki…
“Eğitim şart” diyoruz, insanları eğitmede bir arpa boyu yol alamıyoruz. Eğitim sistemi tam bir rezalet. 
Toplumsal doku ise “tek tip adam yetiştirme” hevesleriyle öylesine bozulmuş ki…Medeni insanı mumla arar hale gelmişiz. 
İslam’ın güzel ahlâkı unutulmuş, “inanç” kavramı ayrışma-ayrıştırma aracına dönüştürülmüş.
Bu koşullarda, kadın cinayetlerini, çocuk istismarlarını nasıl önleyeceğiz? 
Elinde sihirli değnek olan var mı?
*
Son günlerde “Sıla” trajedisi çok konuşuluyor, ama hayat pahalılığının önüne geçme şansı sıfır…Çünkü, çarşıda, pazarda, markette, akaryakıt istasyonunda karşılaşılan fiyatları, elektrik, doğalgaz faturalarını herkes birebir yaşıyor. Sohbetlerin gündemi de, doğal olarak herkesin derinden hissetmeye başladığı “geçim sıkıntısı” oluyor. 
KDV indirimi veya fiyatları aşağı çekmeleri için marketlere yapılan baskı ile sorunun çözümlenmesi mümkün görünmüyor. Zira, aile bütçelerindeki açık, küçük çaplı iyileştirmelerle kapanacak gibi değil. 
Enflasyon niye bu seviyelere geldi, önce onu irdelemek gerek. 
Avrupa’da, Amerika’da da enflasyon var, doğru ama, onların gelir düzeyi ile bizimki bir mi?
Maaşlar 3 bin euro veya 3 bin dolar olsun da, biz de dolar veya euro bazında daha yüksek faturalara razı olalım. 
Bu kıyaslamalar, insanları güldürmekten başka işe yaramıyor. 
Ekonomik hastalığa teşhis konulabilmesi için “Nerde hata yaptık?” sorusuna doğru cevabı bulma ve onun gereğini yapma zorunluluğu var.
Algı yönetimi ile ekonomi düzelmez.