Değerli Veliler ve Değerli Öğretmenler; lütfen, lütfen elbirliğiyle kurtaralım çocuklarımızı sigara denen illetten.

Okulların başlama saatine yakın, civar kafelerde ve yollarda; kurslarda ise alenen kurs binalarının önünde, fosur fosur sigara içiyor çocuklarımız..

İçmeyen, içene özeniyor, sigaraya başlıyor. Nasıl olsa karışan görüşen yok.

Gencecik ellerde sigara, fosur fosur hem kendilerini, hem arkadaşlarını zehirliyorlar.

Değerli Okul Müdürleri, Sevgili Öğretmenler, lütfen, lütfen derslerinizin ilk üç beş dakikasını bu konuya ayırın. Slaytlarla, tatlı dilinizle sigaranın zararlarını anlatın.

Ama efendim Hazreti Müfredat buna izin vermiyor!

Ne demek izin vermiyor.

Çiğneyin o lanet müfredatı.

Siz bu çok önemli konuya, derslerinizin üç beş dakikasını ayırdığınız için bakanlığınızın ya da müfettişlerinizin tepkisiyle karşılaşıyorsanız; o bakanlığınıza da o müfettişlerinize de yazıklar olsun.

Çocuklarımız genç yaşta zehirleniyor.

Ailelerinin dar bütçelerine, bir de bu lanet sigara giderleriyle yük oluyorlar.

Bütün bunların ötesinde, ziftlendikleri o sigaraların izmaritleriyle, çevre kirliliğine neden oluyorlar.

O izmaritleri gelişi güzel sağa sola ata ata, farkında olmadan her bir kirliliği çevreye atma, yayma alışkanlığı kazanıyorlar.

* * *

Alanya Çevre Dernek binamızın (ALÇED) bulunduğu blokta bir kurs birimi var. Yerler sigara izmaritinden geçilmiyor. Oysa hemen yanlarında çöp kovaları var.

İzmarit çöp kovasına değil, yere atılır gibi bir alışkanlık kazanmışlar

Ziftlenip, yere atıyorlar.

… …

Bir gün kurslarının mola aralarında her zaman olduğu gibi üçerli beşerli toplanıp; sigara içen, izmaritlerini (yanı başlarındaki çöp kovalarına rağmen) yerlere atan gençlerle konuştum.

“Gençler içmeyin şu zıkkımı. Hem size yazık, hem ailelerinizin keselerine…” diye söze başladım.

Ve uzun uzun sigaranın zararlarını, bu lanet şey nedeniyle genç yaşta ölen arkadaşlarımı, yakınlarımı anlattım.

Gayet saygılı bir biçimde dinlediler.

Bir genç, “…Artık çok geç Amca… Şu saatten sonra, lanet dediğiniz bu şeyi bırakmamız mümkün değil. Bağımlı olduk artık…” dedi.

Bir cümleyle, bir anlamda her şeyi özetledi.

… …

Anneler, babalar ve ÖĞRETMENLER…

Bu gencimizin sesine kulak verelim ve geç kalmadan çocuklarımızı bu illetten kurtaralım.

Onları bu bağımlılıktan kurtarmak; verdiğiniz matematik dersinden, cebir, geometri, tarih, edebiyat dersinden çok daha önemli.