Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…diye başlayıp,

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden…

dizeleriyle son bulan “Sessiz Gemi” şiiri, Yahya Kemal Beyatlı’ya ait muhteşem bir eser.

Edebiyat tarihimizin önemli şahsiyetlerinden ve Türk şiirinin ölümsüz şairlerinden olan Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık 1884 yılında (o zamanlar Osmanlı toprakları içinde yer alan) Üsküp’te doğdu. Asıl adı Ahmed Agâh. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden. Şair ve yazarlığı yanında aynı zamanda siyasetçi ve diplomat…

Derin bir aşka konu olan şiir, 1970'li yıllarda Yeşil Giresunlu tarafından Fransızca bir şarkıya söz olarak adapte edilmiş, o dönemin sevilen sanatçısı Hümeyra seslendirince de çok popüler bir şarkının sözü olup halkın diline yerleşmiştir. Beste Patricia Carli'nin olup şarkının adı: "Sans Toi Je Suis Soul"dur.

O, TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL KADINLARINDAN BİRİYDİ

Ayşe Celile Hikmet; Türk ressamdır. Oktay Rıfat’ın teyzesi olan Celile Hikmet; 1880 yılında Selanik'te doğmuş ve 1956 senesinde Ankara'da vefat etmiştir.

Ayşe Celile Hanım, İstanbul sosyetesinin en çok konuşulan kadınlarından biriydi. Güzelliği, piyano çalması, Fransızcayı ana dili gibi konuşması ve yaptığı natürmort resimlerle dillere destan olmuştu. Osmanlı Valilerinden Nazım Paşa'nın oğlu Hikmet Bey ile evlenmiş, ve bu beraberlikten, dünya çapındaki şairimiz Nazım Hikmet dünyaya gelmişti.

Yahya Kemal o günlerde genç birer Bahriyeli olan Nazım Hikmet ve Necip Fazıl’ın bulunduğu öğrenci grubuna şiir dersleri verirdi. Heybeliada’da okuyan genç Nazım, hafta sonları okuldan çıkar annesinin yanına gelirdi.

Yahya Kemal, hafta sonları Nazım Hikmet'in evinde ayrıca Türkçe ile şiir dersleri vermek için gelip gittiği sırada tanıdığı ve İstanbul’un en güzel kadınlarından olan Celile Hanım'la, yakınlaşmaya başlamıştı. Celile ve Yahya Kemal arasında filizlenen aşk, kısa bir süre sonra Celile hanımın anlaşamadığı eşi Hikmet Bey'den 1916'da boşanmasıyla sonuçlandı.

Nazım’a verdiği derslerden arta kalan zamanlarda Celile Hanım ve Yahya Kemal sanat ve edebiyatla başlayan uzun sohbetlere başlamışlardı. Bir süre sonra bu ilişkinin kokusu Nazım ve Necip Fazıl’ın okuduğu Bahriye mektebinde duyulacak, bu aşkın aktörleri Celile ve Yahya Kemal’le kalmayıp, , hatta Oktay Rıfat’ın da bir şekilde dahil olduğu ilginçliklere konu olacaktı.

Sonsuz bir tutku, kıskançlıklar ve ateşle dolu büyük aşk, tarihin sayfalarında yerini almaya başlıyordu,

Dedikoduların ayyuka çıkması üzerine Yahya Kemal bir süre okula gelmeyecek, geldiğinde karşısına öğrencisi Necip Fazıl çıkacak ve hocası Yahya Kemal’e; ’’Hocam kibrit suyu içerek intihara kalkıştığınızı duyduk, sınıfın bu durumdan dolayı duyduğu derin üzüntüyü size belirtmek isterim’’ diyerek ironik ve dalga geçen tutuma girecek ve Deniz Harp Okulu öğrencisi için kabul edilemez bir davranış olan bu tutumu nedeniyle Kodes denilen tahta dolabın içinde cezaya gönderilecekti.

(SÜRECEK)