Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) lideri Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Ankara'ya geldi. Bazı görüşmelerden sonra “Türkiye ile BAE arasında, 9 alanda Türkiye'ye doğrudan yatırımları içeren anlaşmalar imzalandı.” denildi.

Türkiye’nin dış politikada nasıl bir yol izlediğini önceden kestirmek çok zor. Rüzgârın durumuna göre her an değişebiliyor. Her an renk ve yön değiştirebiliyor. Öngörüsüzlük böyle bir şey.

Geçmişte Anadolu’da köy düğünlerinde ata geleneği güreş yapmak adetti. Varlıklı aileler güreş yaptırıp pehlivanlara ödül verirdi, düğün de fark yaratırdı. Yoksul, güreş yaptıramayan ailelelerin düğününe renk katmak için, Cuma Dede sepetle güreşirdi. Bazen sepet yenerdi, bazen de Cuma Dede sepeti yenerdi. Herkes merak ederdi, Cuma Dede mi, sepet mi yenecek? Cuma Dede rolünü güzel yaptığı için, halk güler güzel bir eğlence olurdu. Sepet havası bitince de davulcuya “Çevir allı durnaya” der başka bir oyuna geçerdi. Bizim iktidar da sepet havası bitince “allı durnaya” çevirdiler şimdi.

ABD ile ilişkilerde, Rusya ile ilişkilerde, Suriye politikasında, Libya politikasında, Kıbrıs’ta, AB ile ilişkilerde, son olarak da Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerde, dün dediklerini unutarak u dönüşü yaptılar. Makam değiştirerek “eyy davulcu çevir allı durnaya” dediler. İnsanın hayrete kapılmaması olanaksız. Siz dün BAE’ye “Şerefsiz bunlar, 15 Temmuz Darbesine finansör oldular” demiyor muydunuz? Yandaş medyanın ziyaret öncesi başlıkları böyleydi. Nasıl oldu da şimdi beyaz atlı prensler gibi, kırmızı halılarla en üst düzey devlet töreni ve 21 pare top atışı ile karşılıyorsunuz? Arap şeyhinin savrulan eteğinin rüzgârına kapılan pervane gibi, etrafında dönüyorsunuz. İnanın insanın da başı dönüyor.

Ziyaret sonrası başlıklar ise;” “Saygın BAE veliaht prensi memleketimize hoş geldin...Veliaht Türkiye'yi dolara boğacak...10 milyar doları duyunca döviz fiyatları düşmeye başladı.” Elbette boş avuntu, yine halka yalan söyleniyor. Paranın geleceği, yatırım yapılacağı yönünde hiç bir gösterge yok. Yapılan anlaşmaların tamamı “Mutabakat muhtırası” şeklinde. Üç gün önce “Şerefsiz” dediğiniz adam, bunları unuttu mu? Unuttuysa tanıma uyuyor. Unutmadıysa siz nasıl “Şerefsiz” dediğiniz şeyhin, yeşil dolarların hatırına savrulan entarisinden tutunuyorsunuz.

Bu arada Yunanistan başbakanı Miçotakis, 20 gün önce Abu Dabi veliaht prensi Muhammed bin Zayid al Nahyan'la birlikte “Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı ortak hareket edeceklerini” açıklamışlardı.

Bizim iktidar Rabia ve İhvan konusunda BAE ile ayrı düşmüştü, yeşil doların gelmesi değil umudu bile her şeyi unutturdu. Sayın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu attığı bir tweette; “BAE Veliaht Prensi geldi, hazır ola geçtin Erdoğan. Ne oldu senin rabiana, İhvanına...Hep söylüyorum; Saray'ın her şeyi yalan dolan, her şeyi boş algılardır. Ucunda para varsa anında satarlar davalarını. Hakiki Müslümanların Saray'ın yanında yeri yoktur.” Söylemleri ile eleştiriyor iktidarı.

Ekonomik krizin derinliği, ilkesizlik, umutsuzluk, çaresizlik dün “Şerefsiz” dediklerinin karşısında insanı hazırola geçirebiliyor. Savrulan eteğin etrafında pervane yapıyor. Hatta 21 pare top atışı ile kırmızı halılarda beyaz atlı prens gibi karşılamak zorunda bırakıyor.