Bu hafta, 24 Kasım 1928’de yeni harflerin öğretimini başlatan büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “Başöğretmen” unvanının veriliş gününün anısına ihdas edilen; “24 Kasım Öğretmenler Günü”nü yaşadık güzel ülkemizde.

Yazıma başlarken, hayatlarını öğretmenliğin mânâsına adayan geçmiş zamanların, bu mânâ ile yaşayan bugünün ve de gelecekte yaşayacak olan öğretmenlerimizin günlerini kutluyorum.

Defaten kaleme aldığım yazılarımda eğitim sistemi ile ilgili gördüğüm sorunlara değinsem de senede bir gün de olsa, onlar için yazı yazabilmekten mutluyum.

Hayatımızda birçok şeyi unutmuşuzdur ama onların adını asla. Çünkü onlar, sadece çocukluğumuzun kahramanı değil, aynı zamanda bütün yaşamamızı biçimlendiren mimarlardır.

Çocukluğumuzun karanlık sır dolu labirentlerinde ellerindeki mum ile yolumuzu aydınlatan rehberlerimizdir öğretmenlerimiz.

Şimdi şöyle bir geçmişe dönüp baktığımda Tanyeri İlkokulunda başladığım öğrenim hayatımı lise eğitimimi tamamladıktan sonra noktaladım. Eğitim hayatım sona erse de yeni şeyler öğrenmekten hiçbir zaman vazgeçmedim. Tıpkı öğretmenlerimizin bize öğrettiği gibi.

Doğrusunu söylemek gerekirse benim birçok özelliğimi ailemden sonra öğretmenlerim geliştirdi. Çok mutluyum ki, ailem de hiçbir zaman benimle öğretmenim arasında bir çelişki yaratmadı. "Eti senin, kemiği benim" düsturu ile hep onlardan yana oldular.

Şunu da açıkça söyleyeyim, öğrencisine sanatı ve edebiyatı sevdiren her öğretmen, öğrencisine yaşama sevincini, yaşama ahlakını, üretken olmayı ve icat çıkarmayı da öğretmiş demektir. Çünkü “Ektiğini en geç biçen çiftçi, öğretmendir”. Kısacası öğretmen, insanın kişiliğini biçimlendiren bir sanatkârdır.

* * *

"Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır." diyor Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Günümüzde sizce öğretmenlerimiz hak ettiği saygıyı görebiliyor mu? Bence hayır!

Eğitim sistemimizin ve öğretmenlerimizin günümüz koşullarına göre çözüm bekleyen birçok sorunu var. Çalışma ve hayat şartlarının iyileştirilmesi başlıca sorunlar. Bu sorunlar ivedilikle çözüm bekliyor.

Ancak toplumsal kalkınmada her sorunun çözümünü eğitime bağlıyoruz. O halde her şeyden önce eğitimi yapacak öğretmenleri de en iyi şekilde yetiştirmek zorundayız.

Öğretmenlerimizi ne kadar yetenekli yetiştirebilirsek yarınlarımıza da o kadar güvenle bakabiliriz.

Bu vesile ile başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete irtihal etmiş tüm öğretmenlerimiz ile şehit öğretmenlerimizi saygıyla ve rahmetle yad ederken, halen aramızda olan ve bu kutsal mesleği ifa eden öğretmenlerimize de hayatlarında başarılar diliyorum.

En güzel günler sizlerin olsun.