Ah Müjgan...

Çok arada kaldık biz,

Kendimiz olamadık.

Tespih elimize,

Malboro ağzımıza yakışmadı.

Fes kafamızda,

501 kot pantolon kıçımızda

O Amerikalı kızdaki gibi durmadı.

Western filmlerinde

Ezilen kızılderililere ağlayıp,

Mavi ceketlileri tuttuk.

Ne solcu olabildik,

Ne sağcı,

Das kapital, okumak için çok uzundu,

Zaten okumayı hiç sevmedik.

Devrim türkülerinin ezgisini tutturamadık,

Bıyığı aşağı bırakmakla olmadı, Mafyalaştık,

Milliyetimizi Araplaştırdık. ..

Dinimizi Arapça okuduk

Ayetleri anlamadık.

Dünyada anlamadığı bir dilde dua eden başka bir millet var mı bilmiyorum.

Hoş millet miyiz?

Onu da bilmiyorum.

Teknoloji çağına yetişemedik,

Bırak matbaayı, bilgisayarın tuşuna da,

Yirmi yaşımıza da

Aynı gün bastık.

Cep telefonunu kemerlerimize astık,

Kazağı pantolonun içine.

Çok aralarda kaldık biz.

Toprak ağalarını demokrat, kapitalistleri yatırımcı sandık.

En büyük yalanı söyleyene daha çok inandık,

Camide ‘’Uydum imama’’ derken, her yerde imama uyduk. Laikliğin ne demek olduğunu,

Bizi okumanın, eğitimin kurtaracağını anlamadık.

Parayı kazanmak kolay sandık

Bankerlere, Jet Fadıl’a,

Çiftlik banklara, en son kriptocuya kaptırdık.

Çok arada kaldık biz.

Kural koyduk, bozduk, Anayasa yaptık, uymadık. Üniversiteleri haşat, liyakatı madara,

Bakara’yı makara ettik.

Nihat Hatipoğlu’nu YÖK’e,

Milli güreşçiyi bankaya atadık,

Okul yaptık, eğitim yapmadık,

Yol yaptık çöktü, köprü yaptık geçmedik, yine de parasını ödedik. Devletin elektriğini,

Tekelini, limanlarını, barajlarını,

Fabrikalarını, Kaz dağlarını bir güzel sattık.

Devletin malı denizdi,

Dezenfektan satmayan kerizdi.

Zaten ortada kaldıydık,

Bir kanal eksikti arada,

Onun da projesini hazırladık

Yakında yüzeriz kanalda.

Leblebi tozu vardı bir zamanlar,

pudra şekerine nasıl geçtik?

Hiç anlamadık,

Ve hiç sormadık, acaba bu hayatı,

Kendimiz mi seçtik?

Ümit etmek güzel,

Beklentisi var herkesin...de

Biz küçükken, sapanla kuş avlayan arkadaşımıza,

‘dur’ diyemediysek eğer,

Şimdi o arkadaş Devletin gücünü, medyanın sözünü, paranın tadını,

Yandaşın hırsını,

Cahilin gönlünü,

Eline avucuna almışken ‘dur’ dememizi kimse beklemesin.

... ...

Diyeceğim ama diyemiyorum.

Biri söylemiş işte;

“Muhtaç olduğun kudret

Damarlarındaki, asil kanda mevcuttur “ diye..

Bence uyan artık,

Yoksa geç kalacaksın

Kendini kurtaracak kimse arama,

Seni yine,

Sen kurtaracaksın...

(Sayın İsmail Haboğlu’nun sosyal medya hesabından alınmıştır.)