Selam terimi, Arapça "selime" kökünden bir mastar olup, sözlükte; maddî ve manevî sıkıntılardan kurtulmak, barış ve esenliğe kavuşmak demektir,

Selam; “Ben müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamettesin, selamet üzere ol” anlamındadır ve  güvenilir olduğunun, kendisinden karşıdakine zarar gelmeyeceğinin  parolasıdır.

"Es-Selam", isim olarak ise; selam, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş güven, emniyet, huzur gibi manalara gelir.

Allahın en güzel isimlerinden biridir, Selâm.

O, Es Selâm’dır. Yani yüce Mevlâ esenlik verendir, İslâmı öğretendir, selâmeti tavsiye edendir. Her çeşit arıza ve hâdiselerden salim kalan; Her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkarandır.

O, öyle yüce bir Mevlâ’dır ki kendi isminden mümine isim vermiş ve onu Müslim/Müslüman diye isimlendirmiştir. Müslüman, yüce Allahın en yüce isimlerinden birini üzerinde taşıyan insandır. Yani Müslüman esenlik verendir. Yaratanın selâm sıfatından istifade edip  kendisi de esenlik veren mükerrem varlıktır mümin.

Öyle demiyor mu Hz. Resûl: “Müslüman, elinden ve dilinden insanların  esenlikte olduğu kimsedir.”

Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür.

Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:

“Bir selam ile selamlandığınızda, siz de ondan daha güzeli ile selamlayın veya aynı île karşılık verin" (en-Nisa, 4/86.) buyrularak, selam alma emir siygası ile ifade olunmuştur. O  nedenle selamı vermek sünnet, almak farzdır.

Diğer yandan Allah'ın Rasulü, müslümanın müslüman üzerindeki haklarını sayarken, ilkinin verilen selamı almak olduğunu belirtmiştir.*

Selam vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duadır.

Selam bir gülümseyiş, selam bir bakış, selam bir merhabadır.

Selam tam vaktinde bir gönül alma, ta yürekten bir teşekkürdür.

Selam bir umman; sevgi saklar derinliklerinde.

Selam içten bir tebessüm, kalbî bir yakınlıktır.

Güzel  bir  söz  en  güzel  hediyedir  ve  masrafı  yoktur.

Selamın insanlar  arasında yaygınlaştırılmasını emreden Allah Elçisi, bir hadisinde bunun toplumsal sonucunu şöyle açıklamıştır: 

"Ruhumu kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir ameli size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız." **

Ne  hissedersek  hissedelim,  ne  bilirsek  bilelim, potansiyel  yeteneklerimiz  ne  olursa  olsun,  sadece  eylem  onları  hayata  geçirir. Kararlılık, cesaret  ve  sevgi  gibi  kavramları  anladığını  sadece  düşünenler,  bir  gün,  ancak  yaptığımız  zaman  bildiğimizi  keşfederler; Yapmak  anlamaya  dönüşür.

Selâmlaşarak aramızda sevgi bağları kuralım.  Selamı  ve  sevgiyi  yayalım.

“Yapabileceğimiz  şeyleri  yapmaya  başlarsak,  kendimizi  hayretler  içinde  bırakacak  sonuçlar  alırız” demiş  Edison. Selamlaşarak  dünyamızı  cennete  dönüştürelim.

Işığı  yaymanın  iki  yolu vardır:  Işık  veren  mum  veya  ışığı  yansıtan  ayna  olmak. Biz de  selam  verip,  selam  alarak  sevgiye, birlik  ve  beraberliğe,  dostluk  ve  kardeşliğe  giden  yolda  cihad  edenler  olalım.

Her  disiplinli  çabanın  birden  çok  ürünü  vardır. Verilen   küçük  bir  selamın  nelere  vesile  olacağını  asla  bilemeyiz.

Ayrıca, bir  mesajın  hiç  alınmaması,  onun  gönderilmeye  değer  olmadığı  anlamına  gelmez.

Selam  verelim.  Almayanlar utansın…

Müslümanlıkta esas olan din kardeşliğidir, selam da bu kardeşliğin en güzel ve en belirgin belirtisidir. Onun için selamı yaymalıyız, selam vermeliyiz, verilen selamı mutlaka almalıyız.

En büyük  varlığımız,  para,  mal  ve  mülk  değil,  sevgimiz  ve  bilgimizdir  Para,  mal  ve  mülk  eğer  yerine  konacak  kaynaklar  yoksa,  harcandığında  yok  olacaktır.  Ama  sevgi  ve  bilgi,  ne  kadar  verirsek  verelim,  hep  bizde   kalacaktır.

Kendimizin  değerini  fark  edene  dek  ne  yaptığımız önem  taşımaz. Bir  kez  bunu  anladığımızda  artık  ne  yaptığımız  önem  taşımaya  başlar. Selam   verip  sevgi  yayarak  insanlığı  yüceltenler  tarafında  olduğumuzun  bilinciyle  hareket  edelim.

Selam  geldi  ve  bütün  yaslı  çehrelerdeki  kederlerin  yerini  en  içten  tebessümler  aldı.

İyi  bir  insan oldum  ve  yeryüzünden  kötü  bir  insanın  eksildiğini  izledim.

Selam ve sevgi ile…

 

-----------------------------------------------

* İbn Mace, Cenaiz, 1; A. b. Hanbel, II, 332, VI, 385.

** Müslim, iman, 93; Ebu Davud, Edeb, 131; Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyame, 54, İsti'zan, 1; ibn Mace, Mukaddime, 6; A. b. Hanbel, l, 165; bk. Buharî, Nikah, 71, Eşribe, 28, İsti'zan, 8; Nesaî, Cena'iz, 53.