Taşralı bir öğretmen olan Kamil Yeşil, Rize Anadolu Lisesi’nden tayin isteyerek Çorum’a gelir. 1990-94 yıllarında Çorum İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapar. Bu yazısında Çorum’da ev kiralama öyküsünü, tanıştığı kişileri, Çorum günlerini ve belleğinde kalmış olanları anlatır. Bir anısı şöyle:

“Okulun “İdrak” adını bir dergisi vardı, onu çıkaracaktık. Okul Müdürü Yahya Acar bizi ‘Yayın Kolu’nda görevlendirdi. Derginin içini çok didaktik, çok geleneksel bulmuştuk. Adından başlayarak dergiyi yeniden dizayn ettik.

Derginin adı “Rehber” oldu.

Hem yazmaya, okumaya rehberlik idi düşündüğümüz, hem İmam Hatipli öğrencinin toplumdaki misyonuna karşılık geliyordu…”

(Sayfa: 56,57,58)

“Hitit Güneşi Yanığında” adlı şiir; Murat Çağrı Erdinç’in.

Son bölümü şöyle:

“Yürü işte sen

Yeni bir şiir dosyası açılsın önüne

Saat Kulesi akrebinin zehrinde

Bırak tarih ölsün

Ve tek yaprakça bilmeden

Hitit güneşinde…” (Sayfa: 59)

Ethem Erkoç’un yazısı, “Altmışlı Yıllarda Çorum.”

Kişi yıllar sonra şöyle geriye doğru dönüp baktığında, aklının erdiği ya da kentte yaşamaya başladığı günlerden bu günlere kadar olan süreçte, kentteki değişim ve gelişimleri daha iyi görebiliyor.

Ethem hoca da altmışlı yılları çok güzel anlatmış ve yazısını da şöyle sonlandırmış:

“Altmışlı yılların ikinci yarısında şehirde büyük yapılaşma hareketi başladı. Belediye binasının yanına büyük bir İş hanı, karşısına Hamoğlu İşhanı, yukarı doğru Özel İdare / Sağlık Müdürlüğü binası derken Gazi ve İnönü Caddelerinde beş katlı binalar yükselmeye başladı. Bahçelievler semtinde her parselde inşaat vardı. Aynı hal Sigorta taraflarında, Eti Ortaokulu’nun arkasında devam etti. Damat Şükrü Sokaklar da o dönemde Sel çayına kadar dolmaya başladı.” (Sayfa: 60,61)

Çorum Halkevi ve Çorumlu Dergisi Muzaffer Gündoğar’ın yazısı. Halkevlerinin Kuruluş amacını şöyle anlatmış:

“Halkevleri 19 Şubat 1932’de Atatürk’ün hedeflediği ilkeler doğrultusunda CHP tarafından kurulur. Merkezi Ankara’da olmak üzer, ülkenin il ve ilçelerini kapsayacak biçimde örgütlenir.

Halkevlerinin başlıca amaçları; Türk Milletini yeni ülküler etrafında toplamak, halk arasında kültür ve düşünce birliğini sağlamak, Atatürk Devrimi’nin benimsenmesini gerçekleştirmek, Cumhuriyetin kültür atılımını yapmak, kır-kent ve köylü aydın ikiliğini ortadan kaldırmaktır.

Çorum Halkevi de 24 Şubat 1933 yılında bugünkü Belediye binasında açılmış olup; “Çorumlu” adıyla bir de aylık yayın organı çıkarmıştır. İlk sayısı 15 Nisan 1938’ yayımlanan Çorumlu dergisi Ağustos 1946 tarihinde 61. Sayısıyla yayımını noktalamıştır. (Sayfa:62,63,64)

Osman Keser’in fotoğrafı; “Dünyanın En Dar Sokağı. Arasta.” (Sayfa: 65)

Bahri Güven’in yazısı; “Çorum’da Güveyi Hamamı ve Eğlenceler”

Yazısından bir iki bölüm alıyoruz:

“Halk kültürü, halkın bir yaşama biçimidir. Çünkü örfü, adeti, geleneği.” göreneğidir. Doğum, sünnet, düğün, ölüm gibi olayların yaşamımızdaki uygulamalarıdır.”

Bahri Güven; Düğünlerin ön hazırlığından başlayarak sırayla dünürlük, kız isteme, söz kesme, nişan, yemekli davetler, gelin görme, geline kına yakma ve gelin hamamını anlatmış.

Güveyi tarafında yapılanları da şöyle aktarmış: Düğün arefesinde, güveyi tıraşı, güveyi giydirme ve eğlenceler. Güveyi hamamı ve ardından tura denilen bir yüzük oyunu oynandığını belirtmiş.

Bahri Güven bu yazısıyla bizlere geçmişten nostaljik esintiler getirmektedir. Çünkü bunlar; “Baki kalan şu gök kubbede hoş bir seda olarak kaldı.” (Sayfa: 66-67-68,69)

“Alacahöyük fotoğrafı,” Osman Keser’in. (Sayfa: 70,71)

Halit Yıldırım; “Uğurludağ’ın Gamlı Sesi Aşık Figani”yi

“Aşık Figani kimdir? Sorusunu şöyle yanıtlamış: İlimiz Çorum, aşıklık geleneğinin en yoğun yaşadığı illerden biridir. Geçmişten bugüne İlimizde pek çok saz ve söz şairi yetişmiştir. Bu aşıklardan birisi de Aşık Figani’dir.”

Aşık Figanı bin bir hayalle İstanbul Unkapanı Plakçılar çarşısını bulur. Onu da şöyle aktarmış:

“Aşık Figani geldiği çarşıda bir firmaya sesini ve sazını beğendirmeyi başarır. Böylece ilk profesyonel kasetini doldurma şansını elde eder.

1974 yılında ilk kaseti olan Kızılırmak piyasaya çıkar. 1984 yılında ikinci kaseti olan Dağlar / Mor Ala Koyun ve 1988 yılında ise Fakirin Hali isimli üçüncü kasetini çıkarır…” (Sayfa: 72,73,74,75)

Yine bir Osman Keser Fotoğrafı. “Osmancık, Koyunbaba Köprusü.” (Sayfa: 76,77)

Avustralya’daki Orman Yangınları ve Develer Kazım Ateş’in yazısı.

Uzaklardan gelen bu yazı derginin de son yazısıdır. Aslen Çorumlu olduğunu öğrendiğimiz Kazım Ateş, 1969 yılından bu yana Avustralya’da yaşamaktaymış.

Yazısına şöyle başlamış:

“Orman yangınları asırlardır Avustralya’nın tabi bir kaderi olagelmiştir. Tespit edilen rakamlara göre Avustralya’da ortalama olarak her yıl, irili ufaklı olmak üzere 60 bin kadar orman yangını çıkmaktadır. Bunların bir kısmı müdahale ile söndürülebilirken önemli bir kısmı ise söndürülememektedir…”

Yazıyı şöyle sonlandırmış Kazım Ateş:

“Normalde bir kangurunun telef olması karşısında ayaklanan Avustralya halkı, develerin itlafı konusunda tepkisiz kaldı. Develer itlaf oldu ama yangınlar bütün hızıyla sürüyor. Ne zaman duracağı da belli değil.” (Sayfa: 78,79)

Dergideki 32 yazarın ancak 3’ü kadın. Bu oran genelin ancak 11’de 1’i kadardır. Gönül ister ki, kadın yazarların sayısı da artsın.

Biz burada Şehir Defteri dergisinin bir özetini vererek onu okurlara tanıtmaya çalıştık. Dergiyi edinmek isteyenler Belediye’nin kent arşivine başvurabilirler.

Derginin daha da gelişerek nice sayılara ulaşmasını arzu ediyor, daha nice sanatsal güzelliklerde buluşmak dileğiyle diyorum.

12 Şubat 2020