Dört-beş yıl evvel haberlerde geçti. Bir çobanın gece bütün koyunları çalınmış. Hâlbuki çoban uyumamış. Sürüyü koruyan üç tane dev gibi çoban köpeği vardır. Çobanın kısa bir sürelik gafleti (Bizimkiler yüz yıldır gaflette) yüzünden nasıl oldu ise sürü kaybolmuş. Çoban nereye baksa sürüsünü bulamıyor. Hemen en yakın jandarmaya koşuyor. Jandarma aramaya başlarken, çoban da telaşla köyüne gelip köylüye “Koyunların hepsini çaldılar, hep birlikte hırsızları arayalım” diyor.
Aramalar neticesinde sürüyü bir uçurumun dibinde tamamı telef olmuş vaziyette bulurlar. Araştırmalar neticesinde tepede zaten birçok yöne meyiller vardır. Bunlardan biri de yağmur sularının meydana getirdiği, uçuruma doğru giden bir meyildir. Su zamanla bu meyilden aka aka aşağı doğru dar bir ark yapmıştır. Sürünün başını çeken koyun buraya gelmiş. İlerisini ve gerisini göremediği için, önündeki uçurumu fark etmemiş. Arazinin meyline uyarak, uçuruma doğru otlaya otlaya gelmiş. (Koyunlar otları koklaya koklaya başı yerde yürüdüğü için, başını kaldırıp burası neresi, bu yol nereye gider demeyi düşünmediği için, hepsinin gözü önündekinin arka ayağı olduğu için) Sürü de peşinden gelmiş. Uçuruma varınca başı çeken koyun, uçurumu görmüş ama yapacak bir şey yok. Artık geri dönmesi mümkün değil. Üstelik sürü üstüne üstüne geliyor.
Hava zaten sisli, puslu, alacakaranlıktır.
Lider koyun, son anda Allah’a sığınmış, “Belki aşağıda mesafe kısadır, uçurum değildir, ümidiyle, Allah’ım beni koru” demiş ve aşağıya atlamıştır. Arkasından, onun arkasındaki, onun arkasındaki derken sürünün tamamı uçurumun dibine düşmüş ve ölmüştür.
Sürü, daima önündekinin arka ayağına bakar.
*
Demek ki, görüşü bu kadar kısa olanın ne yazık ki ömrü de o kadar kısa olur.
Kısa görüşlü liderler yüzünden ülke perişan olur. Bu meyanda bir Çin Atasözü şöyle der:
“Krallar hata ederse cezasını halk çeker.”
*
Bu olay, toplum psikolojisini anlatan mükemmel ve gerçek bir misaldir. Zira uygun ortamı yarattığınız zaman, kitleleri tıpkı koyun sürüsü gibi istediğiniz yöne sürükleyebilirsiniz. Bu da hayatın tabii ve acı bir gerçeğidir.
Bunu iyi bilen gelişmiş ama düşmanımız olan ülkeler; maalesef bizim gibi ekonomisi kalkınamamış ve yine maalesef cahillik oranı yüksek milletleri böyle koyun sürüsü gibi istedikleri yere sürüklerler. Sürüklemekteler. Bu sözüme de kimse gocunmasın, gurur etmesin. Sıkı durun şimdi daha beterini söyleyeceğim. Maalesef genel olarak bütün köşe yazarlarının oranı yüksek dediği CEHALET, sadece halkta olsa biraz mazur görecek bahaneler buluruz. Bu cehalet, bu sürü psikolojisi yüz yıldır birçok parti, dernek ve kurum başkanlarında var.
Niyetlerinin iyi olması bana yetmiyor arkadaş.
Benim, hayatımı bana zindan eden iki kişiydi. Biri anam, biri babam. Hiçbir kötü niyetleri yoktu.
*
Hiçbir lideri kötü niyetli olarak görmeyi vicdanım kabul etmiyor. Ama dinî, ırkî, siyasî, mezhebî, mahallî şartlanmışlıkları bu ülkeye yetmiyor. Ülkenin bütününü ve halkın hepsini kapsamıyor. Yani kısmî ve kısır kalıyorlar. Bu ülke büyük bir ülke ise ki öyle, ey başımızdakiler büyük düşünün, geniş düşünün, derin düşünün, yüksek düşünün.
*
Aylardan beri TÜRK MİLLETİ’ne kişisel çıkarlarınızı dinletiyorsunuz. Bıktık ya hu! Bize ne, sizin cemiyet, cemaat, tarikat arasındaki menfaat bölüşümünüzden!
*
Ayrıca ey siyasiler biliniz ki; bu milleti bu kadar süfli ve cüz’i; kişilik ve çıkar konularınız ile meşgul etmeye hakkınız yok.
*
Seçimi kim kazanırsa kazansın dünyanın umuru değil. Onları ilgilendiren tek şey var. Yeni dönemde kim seçilirse nasıl kazık atalım. Elin oğlu bize kazığı illa sokacak da adamına göre hangi renk kazığı kullanacak onu ayarlamaya çalışıyor.
Biz de köprüde tam ortada karşılaşmış iki keçi gibi boynuzlarımızı birbirimize takmışız ne önümüzü görüyoruz, ne arkamızı. Hâlbuki ikimizin de kıçı açıkta! ...
*
(*)Kimse Türk Milletini koyun sürüsü sanmasın. Sabırlıdır amma ayranı bir kabarmaya görsün.