“Türk Milletinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını idrak edenler; CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN”
Selâhattin Aydemir

İki yüz senedir içten ve dıştan ihanete uğradık. Geçtiğimiz yüzyılda 15 milyon km² toprağımızı kaybettik. Irkçı ve emperyalist, HAİN AVRUPA’ nın bin bir türlü oyunu ile altı milyondan fazla insanımız topraklarından sürgün edildi. Altı milyondan fazla insanımız o topraklarda imha edildi. Bir tek kişi sağ kalmayacak şekilde halkımız öldürüldü, soykırıma uğradı.
Toplamda 30-35.000.000 nüfusumuz vardı. 8,5- Dokuz milyona düştük. Sürgün ve soykırımlar neticesinde, işbu mübarek Anadolu’ya sıkıştırıldık. Burada da sağ ve selâmette tutulmayacaktık. I.Cihan Harbinde (1914-1918) namı DÜVEL-İ MUAZZAMA “büyük Devletler” olan İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya (+ Amerika) dört taraftan kırk cephe açarak saldırdılar. Savaş neticesinde SEVR ANTLAŞMASI ile yok edilmemiz imza altına alındı.
*
Her şeyi önceden bilen Cenabı Allah, bu hallere düşeceğimizi bildiği için, erenlerin, evliyanın, şehit, şühedanın yüzü suyu hürmetine olsa gerektir, bizim için istisnaî meziyetlerle donattığı MUSTAFA KEMÂL GİBİ BİR DÂHÎ’ yi padişahı vesile kılarak başımıza getirdi. O Mustafa Kemâl ki başımıza geldi; başımıza gelecek nice felâketler gelmedi. … Allah ondan razı olsun.
*
Bu meyanda 29 Ekim 1923, Türk Milletinin ve Anadolu’nun tarihinde bir milattır. 1940-1960 doğumlu bizim kuşak için söylüyorum, dedelerimizin bizzat yarattığı ve babalarımızın müthiş bir coşku ile kutlayıp gurur duyduğu Cumhuriyet Bayramları, AKP zihniyetindekiler ile örselene, örselene önemsizleştirilmek istendi. HDP gibi tam beyni yıkanmış bölücü, koyu ve karanlık, çağ dışı ırkçı zihniyet sahipleri zaten böyle bir bayramı anlamaktan çok uzak.
HDP nin kurucularından Ahmet Türk (ki kendisi bizim kuşak içine girer) ‘ün dedesi bu gün mezardan kalksa, eminin gururla aldığı “TÜRK” soyadından ve “TÜRK” tanımından rahatsız olanların kulağını çekerdi.
*
29 Ekim 1923 bir milattır.
29 Ekim 1923 kendi küllerinden bir doğuştur.
29 Ekim 1923 Cenabı Allah’ın bu millete hidayetidir.
29 Ekim 1923, bin yıl İslâm’ın şanlı bayrağını ve Hz. Muhammed’in şanını cihana şerefle yayan Türk Milletine Allah’ın hediyesidir. (Yaşar Nuri Öztürk)
29 Ekim, cumhuriyet ve Mustafa Kemâl maneviyat tarafından tasdik, tebşir(müjdeleme) ve tescil edilmiştir.
*
ÖZÜR DİLİYORUM
Buradan aşağısı 29 Ekim ve Cumhuriyeti Bayramının şanına lâyık olmayan bir bölümdür. Aşağıda yazdıklarım ve yazmaya mecbur olduklarım günümüzün mânâ ve önemine uygun değildir.
Ne yazık ki güzel ülkemiz, 29 Ekim günü “SEÇİM Mİ? 29 EKİM Mİ?” Diye bir yazı yazılması durumuna düşmüştür. Düşürülmüştür.
*
Benim yukarıda ki başlığa cevabım, tartışmasız 29 EKİM’ dir.
*
Ayrıca;
Ben bir liberalim. Liberal sistemi ve siyaseti konferans verecek kadar bilirim. Yani bu çarpık düzene ve bu düzenin çarpık partilerine oy vermek kendimi inkârdır. Ne var ki;
(a)Vatandaşlık mesuliyeti gereği ehven-i şer (kötünün iyisi) olarak;
(b)Ermenilerin soykırım yalanları hakkında Türkiye’ye yaptığı hizmetin karşılığı olarak;
7 Haziran 2015 te VATAN PARTİSİNE oy vermiştim. Yine vereceğim.
*
ÇÜNKÜ
1-İki ayda 36 saat çalışan milletvekillerine ömür boyu anormalden daha yüksek maaş veren düzene oy vermem
2- Küçük partilerin oylarını da ceplerine indirmek için seçim barajını indirmeyen büyük partilere her kolaylığı yapan bu düzene oy vermem.
3- Seçimlerde bol keseden hazine yardımı dağıtılırken, her partiye oyu oranında yardım yapılması gerekirken bu yardımı sadece %10 barajı aşanlar alabilir diyerek, küçük partilerin ve ona oy veren seçmenin rızası hilafına paraları ceplerine indiren ama adalet ve hukuk laflarını dillerinden düşürmeyen bu düzen savunucularına oy vermem. (Zaten liberal sistemde partilere hazineden para falan verilmez)
4-Seçime üç-dört ay kala meclisi terk eden milletvekillerine hak etmedikleri maaşlarını peşin peşin ödeyen bu düzene oy vermem.
5-Özelleştirmenin tam olmadığı ve iktidarların devlet kurumlarını işgal ettiği, Devlet deniz yemeyen domuz, düzenine oy vermem.
6-Milletvekillerine, padişahlarda bile bulunmayan, DOKUNULMAZLIK kutsallığı veren bu düzene oy vermem.
7-Vekilleri halkın seçtiği DAR BÖLGE SİSTEMİNE yanaşmayan, lider diktasının hâkim olduğu bu düzene oy vermem.
8- Her seçilenin en az %51 oy alabileceği İKİ TURLU SEÇİM sistemine geçmeyen bu düzene oy vermem.
9-Parayı bastıranın “BENİ SEÇİN” diyerek liste başı olduğu BENLİK düzenine oy vermem.
10-Dini siyasete alet edenlere oy vermem.
11- Her iktidarın devleti partileştirdiği bu düzene oy v ermem.
12-Cadde, sokak ve paklara kadar rakiplerinin ismini değiştirecek kadar küçük işlerle uğraşan düzen adamlarına oy vermem.
13-Rakip partinin binanın tepesine, dev poster asıp siyaset ve nezaket kurallarını tanımayan düzen adamlarına oy vermem
14-Siyasi iktidarların (hepsi yapıyor) Devlet imkânlarını parti çıkarlarına kullandığı bu düzene oy vermem.
15-Belediye başkan adaylarını ve Milletvekili adaylarını KENDİNİ SINIRSIZ YETKİLİ OLARAK GÖREN PARTİ LİDERLERİN SEÇTİĞİ; buna rağmen halk idaresi diye milletin kandırıldığı; yani halkın güdüldüğü bu düzene oy vermem.
16-Bayrağımı, İstiklâl Marşımı, çağdaş Cumhuriyet değerlerini ve Atatürk’ü küçük düşüren ve önemsizleştiren veya tartışmaya açan kimseye oy vermem.
Bu istismar ve suiistimaller uzayıp gidiyor. Yeter, burada keselim.
*
YOKSA
Düzen liberal bir sisteme kavuşmadıktan sonra, millî değerler örselendikten sonra, öncekiler gibi, bu seçim veya gelecek seçimler hiç biri umurum değil
*
BU ÇARPIK DÜZEN DE BİLE OLSA BEN İSTERDİM Kİ:
a.Aday vekiller, millî meselelerde mecliste ve dünya arenasında Türkiye’ye itibar ve ekonomik güç olarak ne kazandıracaklar bunu anlatsalardı.
b.Libya’ya kafa yordukları kadar Kıbrıs Meselesine de yorsalardı.
c.Mısır’a ve Suriye’ye kafayı taktıkları kadar, Azerbaycan’ın işgaline da taksalardı.
d.Ermenilerin 45 sene Türk soykırımı yaptığı hakkında neler yapacaklarını anlatsalardı.
e.Ermeni Yalanlarına karşı 24 Nisan uydurma tarihi gelmeden yapacakları eylemleri sıralasalardı.
*
LÜTFEN YANINIZA KONUŞMAYA GELEN ADAYLARA SORUN:
a.Anayasadan “TÜRK” ismini kaldırmayı tartışacağınıza, Batı Trakya Türkleri Türküm diyemiyor, ne düşünüyorsunuz?
b.Irak Türkmenleri yersiz yurtsuz kaldı ne yapacaksınız?
c.Uygur Türkleri Çin zulmü altında inim inim inliyor. Planınız nedir?
d.Türk Devletleri ile ilişkilerin arttırılması için planlarınız nedir?
e.Mynamar’ı dilinden düşürmüyorsunuz da niye hiç RABİA KADİR ismini anmıyorsunuz?
f.Kıbrıs, Filistin’den daha mı uzak?
g.İslâm ülkeleri ittifakı için neler yapacaksınız?
h.Köylüye bedava mazot yerine, tarıma ve hayvancılığı nasıl geliştireceksiniz?
ı.Saman ithal etmek değil saman ihraç etmenin yolarını biliyor musunuz?
j.Dünya kadar sebze ve meyvenin tohumu İsrail’den geliyor ve bu tohumlar ebter tohum. Üstelik köylümüzü İsrail’e bağımlı kılıyor. Türk köylüsünü nasıl özgür yapacaksınız?
k.Dış işlerimiz ile ilgili olarak hangi ülkelerle nasıl bir işbirliği ve nasıl bir güç dengesi kuracaksınız ki Türkiye saygın bir ülke olsun.
… gibi daha bir çok stratejik sorular sorun bakalım fikirleri neymiş?
*
Netice-i kelâm, parayı pulu diline dolayan ve millî meselelere, bilgisi ve ilgisi olmayan beni temsil etmiyor demektir. Niye oy vereyim? Nesine oy vereyim?
Seçimler geçer, seçilenler ölür, millî bayramlar ilelebet kalır ve kalacaktır. Çünkü onlar bir milleti millet yapan unsurdur, mihenktir, temel taşıdır, nirengi noktasıdır, millî omurgadır. Millî benlik, millî şuur, millî vasıftır.
*
29 EKİM BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.
*
Seçim mi?
…. ? …
Ne seçimi?