Amerika’nın büyük şirketlerinden bir tanesinin satış müdürü,
Türkiye’de yapmış olduğu incelemelerden sonra, ülkesine döndüğünde izlenimleri
arasında çarpıcı bir hususa değinmiş; Türkiye’de birçok satış mağazasında
“SATILAN MAL GERİ ALINMAZ” yazısı ile karşılaştığını, günümüz ekonomisinde ve satış sisteminde
böylesine çağ dışı bir durumun söz konusu olamayacağını belirterek, Türkiye’de
mevcut yasaların bu duruma izin verip vermediğini araştırmış.Yasal bir
yaptırımının olmadığını anlayınca, şirketinin Türkiye’de açacağı magazalarında
“ satılan mal geri alınabilir”şeklindeki
satış politikası ile işe başlamış. Bu durum Türkiye’deki satışlarını
önemli derecede artırıcı bir etki yapmış. Çünkü tüketici psikolojisinde satılan
malın geri alınması satıcıya bir güven unsurunu ortaya çıkarmaktadır.
Günümüz ekonomisinde üretici ve satıcı firmalar, pazar
payını artırmak için tüm yolları dener iken bizim böylesine bir çağdışı uygulama
içerisinde olmamız kabüllenebilir bir politika değildir. Üstelik Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun kapsamı vesilesi ile vergi kanunlarımızın dahi satılan
malın iadesi konusunda bir çok esneklikler,kolaylaştırıcı ve tüketiciyi mağdur
etmeyi önleyici uygulamaları kanun maddelerinde belirtmişlerdir.
Ama aslında üzerinde durmak istediğim konu satılan bir malın
işletmeler tarafından geri alınması sırasında yapmak zorunda oldukları
vergileme açısından zorunluluklardır. Burada en çok karşılaşılan ve satıcıların
nasıl bir işlem yapacaklarını bilmedikleri için tüketici ile karşı karşıya
kalmalarına sebep olan bir konu’dan bahsetmek istiyorum. Bunu örnek bir işlem
ile anlatmak istiyorum;
Herhangi bir tarihte X mağazasından almış olduğum bir
kazağı, mağaza sahibine iade etmek ve paramı geri almak istediğimde, tüketici
olarak bir belge (fatura,fiş) düzenleme şansım olmadığından, satıcı X geri
aldığı mal için gider pusulası düzenleyecek
düzenlemiş olduğu gider pusulasına malın KDV tutarını ayrıca yazmak (
gider pusulasına özel bir düzenleme olan “stopaj ve fon payı” kesintisi
yapılmayacaktır)suretiyle daha önce vermiş olduğu fatura yada benzeri belgeyi
gider pusulasına ilave ederek iptalini sağlamak suretiyle kullanılması
engellenecektir ve tüketicinin ödediği tutarı iade edecektir.
Eğer tüketici iade etmek istediği malın yerine başka bir
ürün almak ister ise; yine satıcı geri aldığı ürün için yukarıda bahsedildiği
gibi gider pusulası tanzim edecek, yerine verdiği ürün için ise yeni bir fatura
veya yazar kasa fişi düzenlemek suretiyle tüketiciye verecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken iki husus var, birincisi geri
alınan ürün için düzenlenen gider pusulasında satılan ürüne ait Katma Değer
Vergisinin ayrıca gösterilmesi, ikincisi ise; geri alınan ürün için düzenlenen
gider pusulasında “stopaj ve fon kesintisi” adı altında vergi
hesaplanmamasıdır.
Satılan malın iadesi konusunda ki vergisel boyuta değinmemin
nedeni, satıcıları ekstra bir külfete sokmayacağını ve vergi anlamında fazla
bir ödeme doğurmayacağını vurgulamak istedim.
Satıcıların bu konuda daha hassas davranacaklarını ve bu
çağdaş bir ticari politika güdeceklerine inanıyorum.