KÜLTÜR-SANAT DERGİSİ YAZILIKAYA ÜZERİNE

Çorum Haber gazetesinin eki olarak çıkan kültür-sanat dergisi "Yazılıkaya”nın ilk sayısı mayıs ayı sonunda ulaştı okurlarına.

Halkevi yayım organı Çorumlu'dan tam 58 yıl sonra çıkan Yazılıkaya, daha ilk sayısında oldukça beğenildi; düzeyli, nitelikli ve içerikli bir dergi olacağının izlenimlerini verdi.

Çorum'un, geçmişten miras kalan kültür ve sanatını kucaklayıp, onu gelecek kuşaklara taşımaya aday görünmektedir Yazılıkaya.

Sanat Danışmanlığını Gazanfer Eryüksel'in yükümlendiği Yazılıkaya'nın ilk sayısı mayıs ayının özelliği nedeniyle "Gençlik Sayısı" olarak çıktı. I. Hamur kâğıda basılan dergi 28 sayfadan oluşuyor. Kapakta Hitit sanatını geçmişten günümüze yansıtan kaya kabartmalarından "Tanrının himayesinde Tuthaliya IV'ün kaya kabartması" görüntüsü var.

Dergide hepsi de Çorumlu 17 seçkin imza yer almış.

3. Sayfada Gazanfer Eryüksel'in "Yazılıkaya'dan" başlığı altında kısa bir sunu yazısı var.

Şöyle diyor Eryüksel:

"Kent / ticaret-sanayi / sanat” üçgeninin üçüncü köşesi Çorum'da kurumlaşıyor. Çorum'un kültür-sanat-çevre dergisi olarak (...) Sanayileşen bir kentin ülke sınırlarını aşıp dünyaya uzatmak amacıyla doğan "Yazılıkaya"nın uzun soluklu bir süreli yayın olmasını diliyoruz..."

Sait Madeni kısa yaşam öyküsü ve bir şiiriyle yer almış dergide: "Beklenti" şu dizelerle başlamış:

“Seviyoruz burayı, / çökük omuzlu, / sarkık bıyıklı / balıkçılar köyü burası. / Alınlarına / Kasketlerini indirip / sabahtan akşama dek, / put gibi / ufku gözetleyen adamlar / arasında geçiyor günlerimiz.”

Ardından Teoman Aktürel'in "Kimlik" adlı şiiri ve yaşam öyküsü verilmiş. Üç bölümden oluşan şiirinin ilk bölümünü veriyoruz:

“Arayıp bulamadığınızım ben / Yabancı ülkelerden getirilemeyen / Kanınızdaki akyuvar'ım / Yüreğinizdeki çırpıntı / Kafanızdaki kıvılcım / Kirpiğinizdeki gözyaşı / Kıvılcımdan yangın çıkaran / Gözyaşınızı dudağıyla silen”

Prof. Dr. Turan İlgaz, "Gençlik ve Genç Düşünce" demiş yazısının başlığına. Yazısından kısa bir alıntı yapıyoruz:

"Sadece tek bir ağacı bilen, başka ağaç tanımayan bir insanın ormanın varlığından haberdar olmasına, hele hele içinde yaşadığımız büyük doğayı algılamasına olanak yoktur.

(…) Birinci el düşünce insanın kendi aklı ve isteği ile üretilmekte...İkinci el düşünce ise başkaları tarafından üretilip paket haylinde sunulmaktadır..."

Yazısını şöyle sonlamış İlgaz:

"...Gençliğimize sağlıklı temel eğitim ve birinci el düşüncelerle dolu yaşam diliyor, saygılar sunuyorum."

"Gençlik ve Sanat" yazısı Tuncer Cücenoğlu'nun. O da yazısının bir yerinde özetle şöyle demiş:

"Sanat, insanı insan yapan, onu hep diri tutan, onun genç kalmasını sağlayan en yüce uğraştır. Genç olanların sanatla ilişkisi olmalı diyorum."

"Sanat uzun, hayat kısa yaklaşımı, benim bu konudaki yaklaşımıma denk düşüyor."

Abdulkadir Ozulu, o sevecen ve duyarlı anlatımıyla "Sevgili Genç!” diye başladığı yazısında, gençliğin karşısındaki sorunları şöyle sıralamış:

"...Borçlar, plansızlıklar, eğitimsizlik uçurumları, yüzü gülmeyen insan yığınları.fedakarlık bilmeyen benciller, fikirsizler ve fikre düşmanlar, ülküsüzler ve hainler, gayesizler ve gafiller, cehaletin kurduğu boş kalelerde binlerce dipsiz boşluklar, yasaklar ve daha nice baba yadigârı sorunların olacak..."

Ve şöyle sonlandırmış yazısını:

"...İlim ve tarihle buluş; onlarla kuracağın tanışıklık, yolunu açacak ve seni insan kimliğinle yaşatacaktır.

"Sanatın Felsefi Analizi"ni de Abdullah Ercan yazmış. Yazıdan kısa bir alıntı yapıyoruz:

"...Sanat felsefesi sanatı her türlü psikolojik, toplumsal ya da tarihsel öğelerden bağımsız olarak ele alır. Sanatın, sanat yaratmalarının ve sanat beğenilerinin özüne ve anlamına çözüm getirmek ister. Bu alanda antik çağlardan günümüze dek çeşitli kuramlar oluşmuştur. Bu yazının amacı bu kuramları kronolojik bir sıra içinde incelemek ve sanatın felsefi bir analizini ortaya çıkarmaktır..."

Şahika Özünel, "Gençlik, Sanat ve Eğitim" konusunda yazmış. Şöyle demiş yazısının bir yerinde:

"...İsteriz ki, bütün gençler bu dönemlerini (gençliklerini) en güzel biçimi ile yaşasınlar. Enerjileri üretkenliğe dönüşsün. Kendilerine güvenleri artsın Gençlik dönemine girmeden, yani buluğ çağına girerken, dünyasında ve bünyesinde oluşan değişiklikler onları fazla etkilemesin. Gençlik çağına yarasız girsinler, ezik değil...Bu dönemin güzelliklerini yaşasınlar..."

(SÜRECEK)