Halk Sağlığı Uzmanı Sayın Prof. Dr Ahmet Saltık Hoca’nın değerlendirmelerine göre “4 Mayıs 2021 günü bakımından, toplam olgu sayısı açısından, Dünya’da 4. sıradayız. Milyon nüfusta yeni tanı alan olgu sayısı bakımından hala 1’inciyiz.”

Buradan bakınca, günde resmi rakamlara göre salgın nedeniyle, ortalama 350 yurttaşımızı kaybediyoruz. Bu boyutta salgının yaygınlaşmasında kuşku yok ki lebalep kongrelerin payı büyüktür. Şimdi sözde tam kapanma uyguluyoruz. Aslında buna Türk usulü kapanma dersek daha doğru olur.

Üretim ve imalat tesisleri açık, fabrikalar açık, inşaatlar devam ediyor, taşımacılar çalışıyor, nakliyeci işine gidiyor, bankalar ve kamu kurumları zaten iş başında. Geriye ne kaldı? Bunun adı kısmen kapanma. Tam kapanma yaptık diye toplumu yanıltmanın bir anlamı yok. Keşke bu kapanmayla sorunu çözebilseydik. Virüs durumu idare etmiyor, hata affetmiyor, günde 350 canımızı elimizden koparıp alıyor.

Kapanmamız Türk usulü olduğu gibi, her şeyimiz bize özgü, örneğin 65 yaşa uygulanan yasaklar, maske dağıtımı, konut kredisi vererek salgını önleme gibi. Lebaleb kongreler bizi salgında olgu sayısı bakımından Dünya 1’cisi yaptı. En etkili çözüm aşı olayı ise, başka bir ‘yılan hikayesi’. “Gelecek inşallah, olacak maşallah” dendiğine göre, Sayın Faik Öztrak’ın deyimi ile “Aşı işi Allaha kaldı” eh biz de damat gibi “Allah yardımcımız olsun” diyelim.

Dünya’nın ilk sırada üç ülkesi Hindistan, Türkiye, Brezilya, daha da ilginç ve üzücü olanı Nijerya korona vakalarının artması nedeniyle Türkiye’ye kapılarını kapattı. Türkiye’den; Nijerya’ya kaç kişi gider? İsterse bir elimin parmakları kadar olsun, “gelmeyin” diyor.

Bir Batı Afrika ülkesi olan Nijerya, 1960 yılında bağımsızlığına kavuşuyor. Yüz yıldır İngiliz sömürgesiydi. Ülkenin hangi kümeye düşürüldüğü içler acısı durumu ortada. Sözde Ay’a filan gidiyoruz ama Nijerya’ya gidemiyoruz.

Hindistan, Türkiye ve Brezilya gibi ülkeler için uluslararası kamuoyunda şu yorumlar yapılıyor.

-Bilime zıt uygulamalar yapılıyor.

-Önlemler anında alınmıyor.

-Şeffaf ve halka karşı açık değiller.

-Vaka sayıları halktan gizleniyor.

-Bilim adamlarının uyarıları dikkate alınmıyor.

Akıl ve bilimden uzaklaşmanın ülkeyi getirdiği durum ortada. İktidarın Salgını önleme, etkin önlemeler alma gibi sorunu yok, hergün eksilen 350 kişi sanki bu ülkenin insanı değil. İktidar İstanbul Belediyesi’nin dağıttığı ucuz ekmeği engellemekle meşgul. İktidar vatandaşına aşı bulamazken, başka ülkelere aşı yardımı yapmakla meşgul. İktidarın aya gitmek ve Kanal İstanbul gibi sorunları var.

Demek ki saraydan bakınca ülke farklı gözle görülüyor. “Tok acın halinden anlamıyor”. Ejder meyveli smoothie, starex meyvesi eşliğinde aloevera ve efuli gibi lüks meyve ve içeceklerden şöyle bir başlarını kaldırıp bakabilirlerse görürler. Halkın sorunları öyle bir koli patetes ve üç kilo soğanla çözülecek türden değildir.

Yandaş basın destan yazıyor. Bu başarı ve beceriyse, iktidar ülkeyi salgında 1 numaraya getirmeyi başardı. Nijerya’nın gerisine düştük. Neyse “İtibardan ödün vermeyelim de” ötesi gam değil (!)