Yaz aylarını artık geride bıraktık diyebiliriz. Ama görünen o ki güneş ile olan beraberliğimiz biraz daha devam edecek gibi. Cenab-ı Allah güneşini üzerimizden eksik etmesin.

Geride bıraktığımız hafta sonu dostlarla güneşi fırsat bilip Çorum’da dolaşmaya başladık. Bir taraftan anılarımız tazeleniyor, diğer taraftan ise gençlik günlerimizi yâd ederek, koyu bir sohbet eşliğinde günün ve güneşin tadını çıkarıyoruz.

Dolaşırken bir akrabanın bahçesinde, incecik dalından aşağı doğru bakan, hoş kokulu, bembeyaz, akmadan önceki damlanın son hali gibi başı hep yerde duran bir çiçek dikkatimi çekti. İlk önce bu çiçeğin ne çiçeği olduğuna pek anlam veremedim. Sorduğumda ise, adının inci çiçeği olduğunu söylediler.

mıdır, kokusundan mıdır, bilemiyorum ama bu çiçek bende bir merak uyandırdı. Eve döner dönmez araştırmaya koyulduğumda, çarpıcı sonuçlar çıktı karşıma. İnternet üzerinden yaptığım incelemede de çiçeğin güzelliği yanında sağlıkla olan ilişkisi dikkatimi çektiğinden, elde ettiğim bilgileri siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.

Çiçeğin Zambakgiller familyasından olduğu, Orta Avrupa’nın dağ ve ormanlık bölgelerinde yabani ve yaygın olarak yetişen, 15-30 cm. boyuna ulaşabilen, sürüngen kök gövdeli çok yıllık otsu bitki olduğu, ülkemizde İstanbul, İzmit ve Toros dağları bölgesindeki ormanlarda yetiştiği gibi, bazı bahçelerde de süs bitkisi olarak yetiştirilmekte olduğu bilgisi veriliyordu.

Gölgelik ve nemli yerleri seven bitkinin kökü, rizomundan (kök gövde) çevreye yayılan kökçükler şeklinde; yaprakları sapsız, elips biçiminde, iri ve geniş olduğu, her sürgününde iki yaprak yer aldığından bahsediliyordu.

Nisan-mayıs aylarında açan küçük beyaz çiçekleri saplı, çan biçiminde sarkık ve keskin kokulu, küçük meyvesinin kırmızı renkli ve kokulu olduğu, kök, rizom, sap, yaprak ve çiçekleri, yapışkan bitki sıvısı, uçucu yağ ve glikozitleri içerdiği, çiçeklerinden çıkarılan esansın, parfüm endüstrisi için değerli olduğu yazıyordu.

İnci çiçeğinin, parfüm endüstrisinde kullanımının yanında, tıbbi etkilerinin de şu şekilde olduğu sıralanıyor:

“Sağlığa yararlı bitkiler arasında kalbimiz için en değerli şifa verici etkiyi inci çiçeği yapar. Özellikle kalbi yaşlanan ve kan damarları daralan kişilerde kalbi güçlendirici etkisi vardır.

•Kalp çarpıntılarını keser.

•İdrar söktürücüdür.

•Müshil etkisi de vardır.

Bu etkilerinden yararlanılmak üzere, bitkinin çiçek açtığı nisan ve mayıs aylarında yaprak ve çiçekleri toplanıp gölge ve havadar yerde kurutulur. 2 tatlı kaşığı kurumuş yaprak-çiçek karışımı üzerine bir bardak kaynar su dökülüp, 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan infüzyon, günde iki-üç kez birer bardak olarak alınır.

•İnci çiçeğinin hiçbir zehirleyici etkisi bulunmamaktadır. Gene de kalp rahatsızlıkları için, doktor denetimi altında kullanılmalıdır.” deniliyor.

Edindiğim bilgiler bu şekilde. Ama yine de doktor tavsiyesi de almakta yarar var diyorum.

En güzel günler sizlerin olsun.

*

Arkadaşım Prof.Dr. Mehmet ÇAPA’nın vefat haberini aldım, çok üzgünüm.

Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.

Mekânı cennet olsun.