“Rota kupa” hedefinin açıklanması ve ardından yapılan transferlerle rüya gibi başlayan sezonun ilk yarısının bitmesiyle kaosun merkezinde kalmış durumdayız.

Yatırımcılara çağrı yapılmasının ardından, İstanbul menşeili bir firmanın Çorum’a iki yetkilisini gönderdiğini herkes biliyor. Tesisler, stat ve altyapı ile ilgili yapılan incelemelerin ardından yetkililer İstanbul’a dönerken, dün de olumlu ya da olumsuz bir dönüş olmadı. Kulübe talip oldukları açıklanan Göztepe ve Mesut Özil cephesinde de bir girişim yok. Haliyle 1 hafta içerisinde tablo kapkaraya dönmüş şekilde karşımızda duruyor.

Gelinen noktada fatura, “Allah belanı versin” ve “Elin Antalyalısı” diyen iki kişiye kesilmiş durumda. Son basın toplantısını izleyen herkesin ortak görüşü bu. Saçma sapan iki yorum, koca kulübü yerle bir etti gibi bir görüntü var ortada. Oysa övgü dolu binlerce mesaj ve yorum da var. Bilemiyorum.

Her yerde dedikodu, çekememezlik, fitne fesat var ama Çorum’da bu biraz daha fazla. Gelinen noktada elbette bu etkenlerin payı azımsanamayacak kadar fazla. Ancak, toplantıyı izleyen herhangi bir yatırımcının milyonların döndüğü bir sektörde, böyle bir şehre yatırım yapmasını beklemek ne kadar mantıklı olur, bilemiyorum.

Keşke, basın toplantısı kısa ve öz olsaydı. Gerekçeler ve sonraki süreçle ilgili kafa karıştırıcı cümleler kurulmasaydı. Son basın toplantısının, geldiğimiz noktadaki etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum.

Fatih Özcan, gerçekten çok güzel işler yaptı. Bizlere Süper Lig hayalleri kurdurdu. Kulübün marka değerini yükseltti. Yanılmıyorsam, Aurelio hariç giden hocaların hepsini çiçekle uğurladı. Kendisi de çiçekle gitmeyi hak etti. Ancak bu fırsat maalesef doğmadı. En büyük zararı da hem maddi, hem manevi olarak kendisi gördü. Üzülmemek elde değil.

Basın toplantısından sonra bende oluşan kanaati daha önce paylaşmıştım. Yeri gelmişken yine dile getirmek istiyorum. Açıkçası, kulübün devri ile ilgili bir şeylerin netleştiğini düşünüyordum ama geldiğimiz noktada böyle bir şeyin olmadığını görüyorum.

“Peki şimdi ne olacak?” Sorusunu bugünlerde herkes soruyor. Ortada bir B planı olmadığını Fatih Özcan kendisi açıklamıştı zaten. “Bizden sonrasını planlamadık” demişti. Sanırım, maliyetli oyuncularla yollar ayrılacak ve küçülmeye gidilecek, mütevazı bir kadro ile yola devam edilecek. Kiralık verilmesi kararlaştırılan oyuncuların geri çağrılması da bu ihtimali güçlendiriyor.

Açıkçası, geçen sezonki Sancaktepe’nin durumuna düşmekten endişe ediyorum. “Nasıl olsa düşmeyiz” deyip kadroyu dağıttılar, şimdi 3.Lig’de bile dibe demir attılar. İnşallah korktuğumuz başımıza gelmez. Gelirse eğer, bunun vebali kimin boynuna olacak?