“Şimdi imza meselesine gelelim:

Ben müsveddenin yeni arkadaşlar tarafından da imzalanmasını arzu ettim.

O esnada;

Rauf ve Refet Beyler benim odamda,

Fuat paşa diğer bir odada bulunuyorlardı.

Rauf Bey,

Misafir olduğundan bu müsveddeye imza koymak için kendinde bir ilgi ve yetki görmediğini nezaketle ifade etti.

Bunun tarihi bir hatıra olduğunu belirterek imza etmesini söyledim.

Bunun üzerine imza attı.

Refet Bey,

İmzadan kaçındı ve böyle bir kongre yapılmasındaki maksat ve faydayı anlayamadığını söyledi.

İstanbul’dan beri beraber geçirdiğim bu arkadaşın,

-Tuttuğum yola göre,

Anlaşılması pek basit olan bir meselede böyle düşünmesi ve hissetmesinden elem duydum.

Fuat Paşa’yı çağırttım.

Paşa maksadımı anlayınca derhal imza etti.

Fuat Paşa’ya Refet Bey’in tereddüdünün sebebini anlayamadığımı söyledim.

Fuat Paşa,

Refet Bey’den biraz ciddi izahat istedikten sonra,

Refet Bey,

Müsveddeyi eline alarak kendine mahsus bir işaret koydu.

Öyle bir işaret ki,

Bunu,

Bu müsveddede bulmak biraz güçtür.

-Buyrun merak eden inceleyebilir.

Efendiler!

Lüzumsuz gibi görülebilen bu açıklamalar,

Sonraki yıllara ve olaylara ait bazı karanlık noktaları aydınlatmaya yarar düşüncesiyle yapılmıştır. (Dr. Birol Emil-Melin Has Er-Mehmet Ali Aydın. Milli Eğitim Basımevi. 1000 Temel eser. Nutuk. C: 1. S: 41-42. 1973. İstanbul)

Değerli okuyucularım!

Büyük Atatürk disiplin demektir,

Terbiye demektir,

Hukuk demektir,

Kariyer demektir,

Liyakat demektir.

Bu nedenle bu satırları okuyanlar bu düşünceleri asla unutmamalıdır.

27.04.2022 – Ankara