Tüm inananların ve
okuyucularımın mübarek Ramazan ayını kutluyor, hayırlara vesile olmasını
diliyorum efendim.
Bu yazı okuyucularımızdan bazılarının istekleri
üzerine yazılmıştır.
Ben bu ve buna benzer yazıları sıcaklar
başladığında ve ya Ramazan başlarında daha önceleri de birçok kez yazdım.
Ama ne Diyanet İşleri Başkanlığı ne de il müftülükleri bu
konuda gereken uyarıları yaptılar.
Konumuz camilerdeki
ter ve bilhassa da ayak kokusu. Kokulardan dolayı nerdeyse camilere girilmiyor
dense yeridir. Camilerimiz böyle mi olmalı, hani İslam temizlik diniydi?
Aslında tabi ki İslam temizlik dinidir ama işte
boş verilip, önemsenmeyen güzel adetlerden biri de bu temizlik meselesidir.
Soğan veya sarımsak
yiyen camiye gelmesin diyen Hazreti Peygamberimiz ve ulema bu ayak kokusunu
görse ne buyururlardı acaba?
İmam efendiler Cuma
hutbelerinde hatta namazdan sonra da bu konuya sık sık temas etmelidirler.
Vatandaş camiye geliyor, abdestini alıyor ve
çorabını giymeden naylon terliklerle içeriye giriyor. Tabii bu terlikler
ağaçtan yapılan takunyalar gibi suyu emmediğinden ayağından sular akarak
camiinin içine giriyor ve sünneti kılarken de secde edilecek yerde
namaza duruyor. Farz namaza geçince de onun ayağından sular akarak
bastığı yere diğer vatandaş gelip secde ediyor.
Bu hiç hoş ve sağlıklı olmayan bir durum.
Diyanet İşleri Başkanlığımız ve İl müftülüklerimiz konunun gereğini
yapmalı ve vatandaşı uyarmalıdırlar.
YILLAR SARMADI YARAMI
Yıllar sarmadı yaramı
Yara bıçak değil yürek yarası
Lokman Hekim bilmez devası
Yaramı sarmaya yar kendi gelsin
Aşk kazanında kaynadı aşım
Ne başım ağrıdı ne de dişim
Çünkü ben bir tek seni
sevmişim
Sevginin kıymetini bilenler
gelsin
Kıymet bilmeyenle konuşma
Vefasıza yanaşma
Cahil ile tartışma
Vefanın kıymetini bilenler
gelsin.
Saygı ve sevgilerimle.