Kitap okuma söz konusu olduğunda; kimileri boş zamanlarında kitap okuduğunu, kimileri de kitap okumanın bir alışkanlık olduğunu belirtirler. Bense, kitap okumanın bilinçli bir eylem olduğunu ve kitap okumak için özellikle zaman ayırmak gerektiğini savunurum. Aynı zamanda, her bir kitabın yaşama açılan aydınlık bir pencere olduğunu görüşünü de benimsemişimdir.
Eskiden ne doğru dürüst kitap edinebilme olanağımız, ne de doğru dürüst kitap okuma bilincimiz vardı. Abur cubur yiyeceklerle mide şişirme gibi, bizlerle okuma, öğrenme, bilgilenme açığımızı gidermek için elimize geçen her tür kitabı okurduk. Bu belli bir bilince erişinceye değin sürdü gitti.
Kişi, yaş ilerleyip önündeki yılların azaldığını ve bilinen o sona yaklaşıldığını anlayınca, okuyacağı kitaplar konusunda da oldukça seçici davranmaya çalışıyor. Ben de bunlardan birisiyim.
Bunu derken okuma konusunda makale yazmak değil amacım. Kitapseverler tarafından okunması gereken, başyapıt diyebileceğim ödüllü ve nitelikli bir destan-romandan ve yazarından söz etmek istiyorum.
Bu ağustos ayının ilk haftasında iki günlüğüne Ankara’daydım. Telefonla iletişim kurarak Kızılay Konur Sokak’ta, gazeteci yazar Mustafa Kademoğlu ile buluşup; yine Konur Sokak’ta sahibi olduğu Kültür Ajans’taki yerinde Halkbilimci-araştırmacı-yazar Prof. Dr. Hayrettin İvgin’le buluştuk. Tanışmıyorlardı; ikisini birbirleriyle tanıştırdım. Kademoğlu İvgin’e yeni çıkan “Yüzüm Bana Benzer” adlı kitabını imzalarken; Hayrettin İvgin de bize, yenice basılıp gelmiş olan “2009 Puşkin Edebiyat Ödüllü MANAS-Altay Dağlarının Kaplanı” (Mitolojik Destan Roman)’ını imzaladı.
Yıllar süren araştırmanın sonucunda ortaya çıkarılmış olan bu destan-romana, yazarının imzasıyla sahip olmak benim için büyük bir zenginlik ve mutluluktu. Kendisine yürekten teşekkür ettim.
Manas’ı, Çorum’a dönerken otobüste okumaya başladım. Hayrettin İvgin, oldukça zor bir işin üstesinden gelmiş; bir destanı romana dönüştürmeyi tereyağından kıl çeker gibi başarmıştı. Dil ve anlatımı da olağanüstü derecede güzeldi. Zevk alarak okuduğumu, anlatılan döneme özgü çok şeyler öğrendiğimi ve kitabı kısa sürede bitirdiğimi belirtmeliyim. “Puşkin Ödülü”nü fazlasıyla hak etmişti doğrusu.
“Manas-Altay Dağları’nın Kaplanı” adlı mitolojik destan romanın ilk basımı 2005 yılında yapılmış; ikinci basımı ise Kültür Ajans Yayınları’nca Temmuz 2016’da gerçekleştirilmiş. Yapıt, 356 sayfa olup, 14x22 cm ebadında, şömizli ve ciltli, içinde de 73 illüstrasyon (resim) bulunmaktadır.
Kitabın ilk sayfalarında, “Kitap Üzerine” başlığıyla Prof. Dr. Hayrettin İvgin şöyle yazmaktadır:
“Birçok mitolojik unsuru, Gök Tanrı inancını ve Şamanist izleri bünyesinde barındıran Manas destanı; yalnızca Kırgızların değil, Türk dünyasının en önemli destanıdır. Bu destan yalnızca mitolojik unsurlar değil, Kırgız Türklerinin gelenek-göreneklerini ve folklorik unsurlarını da taşıyor.
Manas’ın ortaya çıkışının 1000 yılların ötesine vardığını bütün bilim adamları kesinlikle söylemektedirler. Bilim adamları ve araştırmacılar şu gerçeği de ifade etmektedirler: Varyantlarıyla birlikte bir milyon mısralık genişlikte bulunan Manas tek bir destan değildir. Sekiz kuşağı içine alan bir sözlü anlatıdır. Manas’tan sonraki kuşakların destanı sırasıyla şöyledir: “Manas”, “Semetey”, “Seytek”, “Kenenim”, “Seyitim”, “Asılbaça-Bekbeçe”, “Sombilek”, “Çigatay.”
Bu “mitolojik destan-roman” sekiz kuşağın ilki olan Manas’ın kahramanlıklarını ve hayatını dile getirmektedir.
Kırgızlarda, hattâ diğer Türk boylarında “Manas anlatmak” bir hünerdir ve sanattır. O nedenle “Manas anlatıcısı”na “Manascı” adı verilir. Manascılığın nasıl ortaya çıktığını ve geliştiğini inandırıcı bir şekilde ortaya koymak mümkün değildir. Ancak kuşaktan kuşağa sözlü olarak geçen ve günümüze kadar ulaşan bu görkemli destanı dünyada ilk defa ünlü Türkolog Radlov Vasiliy Vasiliyevich (1837-1917) derlemiş, 1885 yılında Kırgızca ve Almanca yayımlanmıştır. Gerçi Radlov’dan önce Valihanov Çokan (1835-1865) Manas’ın bazı parçalarını mesela “Köketay’ın Anma Töreni”ni yazıya geçirmiştir. Ama Radlov bu konuda ilk olmuştur. Bu romanda Kırgız Cumhuriyeti’nin halk ressamı Teodor Gertsen’in yaptığı; Manas Destanı’nın ruhunu en iyi şekilde yansıttığı resimler (İllüstrasyonlar) da yer almaktadır…”
Prof Dr. Hayrettin İvgin tarafından “Mitolojik Destan Roman” hâline getirilerek kitaplaştırılan bu yapıt ilk kez 2005 yılında yayımlanmıştır. Bu mitolojik destan roman Hayrettin İvgin’e 2009 yılında bir ödül getirmiştir. Bu yapıt, Moskova’da bulunan Rus Edebiyat Akademisi tarafından Hayrettin İvgin’e Aydınlanma Fedakârı Aleksandr Sergeviç Puşkin Edebiyat Ödülü ve Altın Madalya kazandırmıştır.
Romanın, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi (AMEA)’nin Nahçıvan Bölümünün ilmi çalışanı Elxan Yurdoğlu Memmedov tarafından Azerbaycan Türkçesine aktarıldığını da biliyoruz.
Kitapta yazar Hayrettin İvgin hakkında da kısaca şöyle bilgi verilmektedir.
“Türkiye’de halk bilimi ve aşık edebiyatı, aşık şiiri, gelenek- görenekler destan ve mitoloji konularında çalışmalarıyla tanınan Hayrettin İvgin’in, yayımlanmış 59 kitabı ve bir bölümü bilimsel iki bini aşkın yazısı bulunmaktadır.
Hayrettin İvgin, 1981 yılından bu yana Manas Destanı konusunda araştırmalar ve çalışmalar yapmaktadır. Bir süre Folklor Araştırmalar Kurumu’nun Manas Araştırma Merkezi Başkanlığını yürütmüş, (1981-1989) Çin Halk Cumhuriyetinde Pekin Üniversitesi Manas Araştırma Merkezi’nde araştırmalar yapmış, Kızılsu Otonom Bölgesinde yaşamış olan ünlü Manasçı Yusup Manay’dan derlemeler de bulunmuştur.
(…)
Hayrettin İvgin yurt içi ve yurt dışında onlarca ödülün sahibidir. Birçok bilim kuruluşları, akademiler ve üniversiteler kendisine; akademik üyelik, doktora ve profesörlük payeleri vermiştir. “
Manas Destanını kısaca özetlemek gerekirse; bu görkemli Türk Destanının tamamının varyantlarıyla birlikte bir milyon dizeden oluştuğunu öğrenmiştik. Bu sadece Kırgızların değil, tüm Türk halklarının destanıdır. Bununla beraber Manas Destanının dokuzuncu yüzyılda, Kırgızların Yenisey Kıyılarında devlet kurmağa başladıkları sırada oluşmuş olduğunu ileri süren bilim adamları da vardır.
Manas'ın, gerçekten tarihte olduğunu gösterir izler yoktur. Kırgız-Kalmuk mücadelelerinde göz doldurmuş bir Kırgız yiğidinin, ya da bir Kırgız Beyinin adı ve yiğitliğinin ile bu destana konu olduğu düşünülebilir.
Manas Destanı, Türk halklarının halk bilimi bağlamındaki gelenek görenekleriyle birlikte, törelerini, inanışlarını, görüşlerini, başka milletlerle olan ilişkilerini, masallarını ve ahlak anlayışlarını da anlatır.
Hayrettin İvgin Hocayı adından çok söz ettireceğine inandığımız bu özgün yapıtı için içtenlikle kutlarken; kitapsever dostlarımızın da bu yapıtı edinip okumalarını özellikle salık veririz. Edinme adresi: Hayrettin İvgin Kültür Ajans Yayınları Konur Sokak 66/7 Kızılay- Ankara Tel: (312 425 93 53)
Nice kitaplı günlere diyorum.
25.08.2016