3 Mayıs 2015 günü yayınlanan Şeref Oğuz’un yazısında: “Bundan 5 yıl önce küresel silah devi bir şirketin CEO’su şöyle diyordu: Önümüzdeki 3 yıl içinde savaş çıkmazsa, 3 bin kişiyi işten çıkarmak zorunda kalacağız.” şeklinde bir paragraf var.
Yani nereye bakarsanız bakın; arz ve talep kanunu geçerliliğini sürdürüyor.
Geçen hafta yazdığımız; çarşıda, esnafın işsizlikten “yaprak kıpırdamıyor” şeklinde şikayetini anlatmaya çalıştık ve çare arayalım dedik.
Peşinen yazayım; böyle önemli çareyi bulacak gücüm olsa, yaşıma başıma bakmaz beni önce komşu Yunanistan kapar.
Konuyu önemsemem esnaflığı yaşayıp, zaman zaman görülen işsizliğin ne yaman bir şey olduğunu fark etmemdendir. Bir de 1970’li yıllarda Almanya’da küçük esnafın kayboluşunu, Almanların fark etmediklerini gördüm. Meydana gelen boşluğu bizim çöpçü vs gibi işleri görmek için götürülen işçilerimizin sezinleyip, orada esnaflığı yeniden inşa ettiklerine, Anadolu’nun esnaf çarşılarına benzer çarşıları bugün çalıştırdıklarına tanık oldum.
Yani fabrikalar, büyük işletmeler, alışveriş merkezleri küçük işletmeleri gereksiz kılmaya yetmiyor.
Esnaflığı yaşatmak için de, kredi ile desteklemek gibi teşviklerin yetmeyeceğinin, yaptıkları üretimin ve hizmetin müşterisi olması gerektiğini kabul etmeliyiz.
Müşteri olmak için de, o alışverişe ayıracağınız paranız olacak!..
İşte o para başka sahalara kaymıştır. Geri döneceği de yoktur.
Yazıyı uzatmamızın gereği yok. Piyasanın canlanması için, maaş ve ücretler artmalıdır. Artış için de bunlara kaynak bulmak gerekir.
Yönetime talip olanların bu gerçeği kabullenip, ona göre hazırlıklı olması şart olarak görünüyor.
Bunu yaparken de enflasyonun canlanmasına fırsat verilmemelidir. Aksi halde bütün emekler boşa gider.
En güzel günler sizlerin olsun.