Farkında mısınız bilmiyorum? Ne zaman yandaş medyanın kanallarını izlemek için televizyon karşısına otursanız gizli bir el gözünüze pembe bir gözlük takıyor…

       Ekonomi haberlerini izlerken, aldığınız üç kuruş maaşın giderlerinizi nasıl karşılayacağı kaygılarını unutup öyle bir ferahlık doluyor içinize.

       Enflasyon düşüyor, kişi başına milli gelir tavan yapmış, cari açık düşüyor, ekonomimiz bu kriz döneminde bilmem yüzde kaç büyümüş, İMF’ den borç almıyoruz artık, hatta borç bile vermişiz, ihracat geçen aya oranla yüzde bilmem kaç artmış, ithalat rakamlarından tıs yok…

       İthalat rakamlarını açıklasınlar da sizi niye sıkıntıya soksunlar! İhracatla ithalat arasındaki farkı hesaplamanız için niye zahmet versinler.

       Haklılar tabi ki! Durduk yerde niye moralinizi bozsunlar! Nasılsa borç dert geçinip gidiyorsunuz…

       Aç, açık değilsiniz. Böyle bile olsa gidersiniz devletin hayır kurumlarına, önünüzü iliklersiniz, yüzünüze yoksul vatandaş yaftası yapıştırırsınız, hayat hikayenizi, yoksulluğunuzu dramatik bir dille anlatırsınız, ezilip, büzülürsünüz, iki damla da göz yaşı dökerseniz gelsin makarnalar, bulgurlar, kömürler…

       Enflasyon rakamları açıklanır mesela. ÜFE yüzde sıfır virgül bilmem kaç artmış, TÜFE yüzde sıfır bilmem kaç düşmüş.

       Fiyatı en çok artan, birkaç yılda bir almak zorunda olduğunuz kabandır mesela… Her gün, her an kullanmak zorunda olduğunuz elektrik, su, doğalgaz fiyatlarının ne kadar arttığından söz edilmez. Ya da her gün işe gidiş gelişlerde kullanmak zorunda olduğunuz ulaşım araçlarına yapılan zamlardan…

       Dış haberler başlar sonra…

       Arakan, Somali Müslümanlarının dramatik görüntüleri ve sefaletleri yansır beyaz cama. Dünyanın öteki ucundaki dindaşlarınız için yardım çadırları kurmuş şaibeli yardım kuruluşlarının cansiperane çabaları. Ama bu yardım çadırları çevresinde dilenen yurttaşlarımızı göstermez pembe gözlükleriniz…

Çünkü  “ bizim ülkemizde fukara yoktur, hamdolsun biz halkımızın yoksulluğunu bitirdik, sıra dünyanın başka ülkelerindeki kardeşlerimizin yoksulluklarını bitirmeye geldi” mesajı verilmek istenmektedir.

       Ardından, sadece din merkezli politika üretmemiz nedeniyle içine düştüğümüz Ortadoğu bataklığında birbirini boğazlayan insanların Tekbir sesleriyle ölüm kustuklarını izlersiniz…

Suriye ve Filistin’ deki çatışma haberlerini verirken Tekbir sesleri haberin olmazsa olmazıdır. Tekbir sesleri Müslüman Kardeşlerimizin din için savaştıklarının ve yardım edilmesi gerektiğinin en büyük kanıtıdır.

       Peki, Tekbir sesleriyle bomba ve kurşun yağdırılanlar kimlerdir?

       Hadi Filistin’ i anladınız; Siyonistler! Ya Suriye’ dekiler?

       İşte bu gözlük Tekbir sesleriyle kurşun sıkılanların aynı dinin farklı bir mezhebine mensup olduklarını göstermez. Ülkemizde bu mezhebe mensup milyonlarca insanla birlikte yaşadığımızı da…

       Suriye’nin dostları diye bir grubun toplantısını izlersiniz sonra, etekleri ayaklarına dolaşarak yürüyen Arap Kralları, Şeyhleri, Emirleri, yanlarında da ABD ve Batı Ülkelerinin, Müslüman zulmüne karşı olan devlet yetkilileri.

       Sanki yıllardır Filistinlilere zulmeden, topraklarını istila eden İsrail’ i destekleyen onlar değilmiş gibi…

       Böyle dost, düşman başına!

       Hükümetimizin Ortadoğu ve Asya’ da Müslüman Kardeşleri iktidara taşıma amaçlı dış politikasıyla, ABD ve Batılıların ekonomik ve stratejik hesaplarının nasıl aynı paralelde yürüdüğü çelişkisini göstermez bu gözlük.

       Ne komik değil mi?

       Ama siz bu komediyi göremezsiniz. Sizin gördüğünüz dramatik yanıdır. Filistin’ de ağlayan Dışişleri Bakanımızla hıçkırıklara boğulursunuz…

       Suriye’ de “ Suriye’ nin Dostu” olan ülkeler ve hükümetimiz tarafından maaşa bağlanan, silah ve lojistik destek sağlanan radikal dinci militanların Tekbir sesleriyle çocuk, kadın demeden boğazladığı Şii’ lerin görüntülerini de göstermez bu gözlük… Çünkü dinimizin barış, kardeşlik ve hoşgörü dini olduğu ilan edilmiştir yetkili ağızlardan.

       ABD’ nin, Batının ve hükümetimizin bu hesaplar doğrultusundaki işbirliği, Ortadoğu’ dan sonra Kafkas Ülkelerine kayabilir. Azerbaycan, Gürcistan, Kırgızistan, Özbekistan gibi ülkelerde de Suriye’ de oynanan senaryolar sahneye konabilir. Rusya’ nın etkinliğinin kırılması ve Müslüman Kardeşler’ in iktidarlara getirilmesi bağlamında.

       Tabi ki Ortadoğu bataklığı bizi ve işbirlikçilerimizi yutmazsa…

       Yunanistan’ ın ve diğer batı ülkelerinin düştükleri kriz gösterilir her yayında uzun uzun… Baktıkça şükür duaları edersiniz halinize, üşenmezseniz kalkıp iki rekat şükür namazı bile kılarsınız…

       Şili’ deki öğrencilerin protestolarından haberdar olabilirsiniz ama kendi üniversitelerinizdeki protestoları göremezsiniz.

       Rusya’ da hükümet muhaliflerinin tutuklandığını gösterir bu gözlükler ama kendi ülkenizde gazetecilerin, öğrencilerin, sendikacıların, sanatçıların, bilim adamlarının hükümete muhalefet ettikleri için cezaevlerine tıkıldığını göstermez…

       Dış ülkelerdeki polis şiddetini, işkenceleri defalarca izleyebilirsiniz ama kendi ülkenizde bu tür olayların varlığından haberdar olamazsınız.

       Pembe gözlük üretimi yapan sermaye medyası bu üretim karşılığında ödül olarak devlet ihalelerini kapar ve hanlarına, hamamlarına yenilerini ekler.

       Spor haberlerini izlersiniz en son, gözünüzdeki gözlükle. Statlarda borcu, derdi olmayan yüz binlerce insan eğlenmektedir.

       Evlendirme, yarışma ve eğlence programlarında, talk show’ larda mutlu, göbek atan insanlar…

       Televizyonun karşısından kalkarsınız, işe gitmeniz gerekiyordur mesela! O gizli el gelip gözlüğü alır gözünüzden, evinizden çıkarken posta kutusundaki faturalar karşılar sizi, çöp bidonlarından atık toplama derdindeki yoksul insanları görmezden gelirsiniz. Dolmuş ücretini öderken cebinizdeki parayı ve maaş gününü hesaplarsınız. Belki bir piyango bileti alırsınız ya da birkaç kolon şans oyunu oynarsınız ekmek için ayırdığınız paranın bir kısmıyla.

       Sonra hayallere dalarsınız, pembe hayallere…

       Pembe gözlüğün yerine pembe hayaller tutuşturur birileri ellerinize…

       Gülersiniz, konuşursunuz, şakalaşırsınız, sevişirsiniz ve tüm olumsuzluklarından sıyrılırsınız yaşamın…

       Elinize tutuşturulan pembe hayallerle avunursunuz…