Sinan Meydan, 12 Ağustos 2011 tarihli, İlk Kurşun Gazetesindeki köşesinde; “…Her
yerde vıcık vıcık din istismarı ve Osmanlı seviciliği yapılan bu günlerde, ben
de sizlerle Atatürk’ün çok az bilinen bir özelliğini paylaşmak istedim…” demiş
ve Atatürk’ün Paris ve Tokyo’da yaptırdığı camileri anlatmış.
* * *
Bu ülkede birileri, İslamiyet’le Atatürk sözcüklerini bir
araya getirmekten özenle kaçınır, nedense!
Kaçınmaktan öte, malum emelleri gereği, Atatürk’ü ve İsmet
İnönü’yü, din karşıtı gibi, İslamiyet karşıtı gibi göstermek için büyük çabalar
sarf eder, ayak üzerinde kırk yalan söylerler.
Sinan Meydan da anılan yazısında bu konuya değinmiş.
Diyor ki;
“Bu ülkede birileri, sürekli, İsmet İnönü’nün cami
kapattırdığını söylerken (ki bu kocaman bir yalandır) nedense hiç kimse
Atatürk’ün cami yaptırdığını söylemez.
Oysaki Dünya yuvarlağının batısında ve doğusunda ilk okunan
ezanlar, Atatürk sayesinde okunmuştur.”
……
“Fransa’daki Paris Camii (la Mosquée de Paris), o yokluk
yıllarına rağmen, Atatürk’ün maddi katkılarıyla tamamlanmış, 1926 tarihinde
ibadete açılmış; Japonya’daki Tokyo Camii (Tokyo Jamii Mosque) ise tamamı
bizzat Atatürk tarafından yaptırılmış, 1938 tarihinde ibadete açılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1919- 1938 yılları arasında Paris
Camii´nin yapımı için, 19 yıl süreyle her yıl onar bin frank göndermiştir.
Nitekim bu bilgiler, Paris Camii ve Enstitüsü Rektörü Abbas
Bencheikh El Hocine tarafından da; ‘Paris Camii´nde, Mustafa Kemal Atatürk´den
ışıklar ve izler bulunduğu…’ ifade
edilerek, doğrulanmıştır.”
……
“Paris Camii’nin inşasının bitirilmesi için maddi ve manevi
katkıda bulunan Atatürk; Tokyo Camii’nin
maliyetinin tümünü karşılamıştır…
Sunay Akın, Tokyo Camiinin yapımıyla ilgili gelişmeleri şu
şekilde anlatır.
‘…1931 yılında Türkiye’ye gelip Atatürk’ü ziyaret eden Japon
Elçisi Torijori Yamada, aynı zamanda Atatürk’ün Harp Akademisi’nden Japonca
hocasıdır.
Atatürk, yaşlı Torijori Yamada’yı, ‘sensei’ (hocam) diyerek
kapılarda karşılar…
Yamada, Atatürk’le yaptığı görüşmede, Atatürk’e, Tokyo’ya
bir cami yaptırmasını önerir.
Atatürk de bunu kabul eder.
Torijori Yamada, Atatürk’ü ziyaretinden kısa bir süre sonra
(1932) vefat etmiş, ama Atatürk verdiği sözü tutmuş, Tokyo Camii’ni 1938’de
ibadete açmıştır…”
* * *
Atatürk, hiçbir zaman bu milletin değerleriyle kavgalı
olmamıştır.
O, sadece ve sadece gericilikle, bağnazlıkla, Arapçılıkla
savaşmıştır.
O, her şeyden önce hep kendini, “Emperyalist Batı’ya meydan okuyan bir
Doğu’lu” olarak görmüştür.
Doğu’nun sanatını, kültürünü, mimarisini ve yaşam biçimini,
en mükemmel biçimde yaşatmaya ve tanıtmaya çaba göstermiştir.
Mensup olduğu dinle de her zaman gurur duymuştur.
Nitekim bu gezegenin en doğusundaki (ve batısındaki) sabah
ezanının ilk okunduğu camiyi, O yaptırmıştır.
O dinle ve dindarla değil, hurafeyle ve dinciyle (yobazla)
mücadele etmiştir.
Din adına, İslamiyet adına yaptıklarını da; günümüzün
şarlatan dincileri ve siyasetçileri gibi göstere göstere değil, gizli gizli
yapmıştır.