Evet, ortalık gerilmekte...
-Kim ne derse desin, birlikte yaşama koşulları giderek kaybolmakta...
-Kim ne derse desin, ülkenin batısı kendi çocuklarına, doğusu kendi çocuklarına ağlamakta...
-Ve bugüne kadar ülkeyi yönetmiş ve yöneten partiler, ülkenin doğusunda büyük ölçüde yok olmuştu, şimdi tümüyle yok olmakta...
-Ve de öyle ki, bugün kazanacağız derken tümden kaybedilen bir doğu yaratılmakta...
-TV’deki görüntüler, verilen haberler, haberlerin veriliş biçimi, kin ve nefreti büyütmekte, artık yan yana yaşamanın olanaksız olduğu görülmekte...
-Ve öyle bir şiddet sarmalına girdi ki ülke, "Nusaybin'de taş üstünde taş, baş üstünde baş koymayın" denilmekte...
-Sonuçta, 40 yılda 40 yaşın altında birbirinden nefret eden bir nesil yaratıldı ülkede; şimdi daha da nefret dolu, sanki hiç yan yana yaşayamayacak yeni bir neslin önü açılmakta...
Evet, ortalık gerilmekte...
Ve de öyle bir gerilmekte ki ülke; Amerika, Türkiye'deki vatandaşlarına Türkiye'yi terk edin demekte...
Ardından İsrail aynı şeyleri söylemekte...
Ve "Tehdit, Türkiye'deki tüm turistik merkezleri kapsıyor. Türkiye'deki İsraillilerin turistik merkezlerden uzak durmalarını, ülkeyi en kısa zamanda terk etmelerini tavsiye ediyoruz" demekte...
Aslında bu uyarılarla büyük bir tehlikenin sinyalleri verilmekte...
***
Evet, ortalık gerilmekte...
Karaman'da bir vakıf kurumuna ait yurtlarda ortaya çıkan çocuk tecavüzleri, çirkin konuşmalarla siyasetin gündemini oluşturmakta...
Günlerdir tartışılmakta, seviyesiz konuşmalarla ve belden aşağı vurgularla siyaset ve toplum gerilmekte...
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, ortaya çıkan bu çirkin tecavüz için "Bir kereden bir şey olmaz" diyebilmekte...
Ve yine Sayın Bakan, "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumu karalamak için gerekçe olamaz" demekte...
Ve de öyle ki, bir kurumu aklamak için, yapılan çirkinliği meşru gösteren bir dil kullanılmakta...
Oysaki Sayın Bakan, ille de taraf olacaksa mağdur edilmiş, istismar edilmiş, tecavüze uğramış çocukların yanında olmalı idi.
***
Evet, ortalık gerilmekte...
Karaman'daki bu çirkinliğin üstünde ülkede bir sapıklık edebiyatı oluşturulmakta...
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu için, "Aileden sorumlu bakan da zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette o da konuşmuyor" demesiyle, ülkede konuşulmaya başlayan çocuk istismarı konusunun yönü birden bire değişir olmakta...
Kadına şiddet ve çocuk tecavüzleri gibi toplumun duygularını inciten bu konularda sıkışmış bir iktidarın eline malzeme verilir olmakta...
Nitekim cümlenin içinden alınan "...birilerinin önüne yatmış..." sözü, kendisine ve partisine bir silah olarak kullanılır oldu.
Ve iktidar tarafından bombardımana tutulan Kılıçdaroğlu, en ağır cevabı Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan aldı. 6 Nisan günü yapılan 23'üncü Muhtarlar toplantısında Erdoğan tarafından "siyasi sapık" olarak suçlandı.
Kılıçdaroğlu ise "Hem cinsel sapıklığın, hem siyasi sapıklığın adresi Recep Tayip Erdoğan'dır!" dedi.
Ve gerek Erdoğan'ın gerek Kılıçdaroğlu'nun bir siyasetçinin ağzına yakışmayan bu sözleriyle sapıklık etrafında yeni bir kamplaşma ve hesaplaşma başladı.
Evet, ortalık gerilmekte...
Siyasette haddini aşan işte bu sözler, siyasette edep sınırını aşan işte bu dil, bu ülkede bir siyaset dili oldu.
Ve maalesef siyasetin tepesindeki seviyesiz ve çirkin kavga tabana da yansır ve de bu taban, seviyesizliği ve çirkinliği savunur oldu.
Görülüyor ki, siyaset olabildiğince yollarını ayırmış, liderlerde devlet adamı kimliği oluşmamış, edep ve adaptan yoksun ifadeler siyasi literatüre girmiştir.
İşte bu nedenle soruyoruz, bu ülkede:
Bu siyaset mi toplumsal barışı sağlayacaktır? Bu siyaset mi demokrasiyi inşa edecektir? Bilemiyoruz.