Sosyolog Mümin Sekman yazmış

Okumamış olanlar için köşeme taşıdım.

Hele siz Sekman Üstadın yazını bir okuyun, elbet benim de diyeceklerim olacak.

Şöyle diyor Sekman Üstat;

“…Ülkemiz Ortadoğulu bir zihniyet tarafından, Ortadoğulu bir üslupla yönetiliyor ve görünen o ki yakında tamamen Ortadoğu’ya dönüşeceğiz.

Ortadoğululuk nedir bilir misiniz?

* Ölümü yüceltip, güzel yaşamayı aşağılamak, Ortadoğululuktur.

* Dini yüceltip, bilime kayıtsız kalmak, Ortadoğululuktur.

* Dinle, devlet işini ayır(a)mamak, Ortadoğululuktur.

* Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak, Ortadoğululuktur.

* İmanı yüceltip, aklı aşağılamak, Ortadoğululuktur.

* Duyguları yüceltip, mantığı küçümsemek, Ortadoğululuktur.

* Müteahhiti yüceltip, mühendisi aşağılamak, Ortadoğululuktur.

* Üniversiteleriyle değil, camileriyle gurur duymak, Ortadoğululuktur.

* “Alnı secde görüyor”(!) diye, zorba ve hırsız politikacılara oy vermek, Ortadoğululuktur.

* İmamları yüceltip, filozofları aşağılamak, Ortadoğululuktur.

* Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak, Ortadoğululuktur.

* Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamak, Ortadoğululuktur.

* Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak, Ortadoğululuktur

* Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak, Ortadoğululuktur.

* Hatalarından ders çıkarmak yerine, o hatalarla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa çevirmek, Ortadoğululuktur.

* Standart sahibi olmak yerine, düştükçe “beterin beteri var” diye kendini avutmak, Ortadoğululuktur.

* Başına gelende vebali, günahı, katkısı olduğunu görmek, kabullenmek yerine, hep dış güçleri suçlamak, Ortadoğululuktur.

* Şeytan taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamamak, Ortadoğululuktur.

* Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünmek, Ortadoğululuktur.

* Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna inanmak, Ortadoğululuktur.”

* * *

Yukarıdaki maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunun ayırdına vardınız sanırım.

Hiç düşündünüz mü niye böyledir?

Çünkü ortalama bir Ortadoğulunun, bilimsel eğitim görmemiş beyninin yüzde 75'i dinle kaplıdır. Bu yüzden diğer şeylere çok az yer kalır.

Onun anlayışına göre, ona yönelttiğiniz her türlü eleştiriyi, dinine saldırı sayar.

Din dışı konularda pek fikri olmadığı için, dinini ilgilendirmeyen hiçbir konuda bilgilendirme ve eleştiri yapma şansınız da yoktur!

Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın imkânsızlığı gibi bir şeydir bu.

Bu tür konularda ben de çok yazdım.

Tepki gördüm.

Hem de kimlerden?

Bir ayakları hep Batı’da olan kişilerden. Hayatında hiç Ortadoğu’yu görmemiş; görmeyi de düşünmeyen kişilerden…

Ayırdında mısınız; Ortadoğulular ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak için turist olarak Türkiye'ye geliyor.

Niye?

Çünkü Ortadoğu düzeni, insanı, insanlıktan çıkarıyor, nefes aldırmıyor.

Türkiye'nin yöneticileri ise gittikçe ülkemizi Ortadoğululaştırıyor.

Birkaç yıldır, yılın yarısını yurt dışında geçiriyorum.

Yurt dışında, gittiğim en iyi restoranların en iyi yerlerinde hep Arap şeyhlerinin çocukları, yanlarında Rus sevgilileriyle oturduğunu görüyorum.

Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşıyor, kendi halklarına da din pazarlıyorlar.

Gidip, bu adamların ülkesinde, “bu adamlar size din merkezli yaşamayı övüyor ama kendileri son derece dünyevi yaşıyor” desem, beni o diktatörlerin polislerinden önce, o yoksul insanlar linç eder.

"CELLADINA AŞIK" ZİHNİYET'teki insanlar için ne yapılabilir ki?

Bu açıklamayı kimseyi ikna etmek için yazmadım.

Mantığa inanmayan insanların, mantıklı argümanlarla değiştirilemeyeceğini bilecek kadar deneyimliyim.

Bu hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla.

Ne yazık ki bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası.

Benimki, sadece geleceğe dönük bir “ben dememiş miydim” notu.

Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç kalınarak anlaşıldığını biliyorum.

Herkes, hepimiz bir gün neyin ne olduğunu anlayacağız, ama her zaman olduğu gibi geç kalarak anlayacağız!

Azgelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır:

İDRAK GECİKMESİ!

Matbaanın 300 yıl geç geldiği bir topluma; mantık da, olması gereken tarihden 30 yıl sonra geliyor. Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar vermeden önce 30 yıl kavga ediliyor!

"COĞRAFYA KADERDİR" der, Ibni HALDUN, bizim kaderimiz de İDRAK GECİKMESİ!...

* * *

Ulu Önder Büyük Atatürk de; “Ortadoğu bataklıktır; uzak durun bu bataklığa…” diye vasiyet etmişti…

Ne kadar haklıymış.

Ucundan kıyısından bulaştık (bulaştırıldık) bu bataklığa, debelenip duruyoruz.