Yangın olur biz yangına koşarız

Yaz ayları orman yangınları aylarına dönüştü. Ne hikmetse aynı günlerde farklı yörelerimizden yangın haberleri gelmeye başladı. Aşırı sıcaklık, kuraklık, yangın yerlerine karadan ulaşımın zorluğu çalışmaları güçleştiriyor.

Farklı yörelerimizde birden çok yangınların aynı günlerde çıkması endişelerimizi artırıyor. Sürekli olarak yangını kimin çıkardığını konuşuyoruz. Yangınlar kendiliğinden bitene kadar aynı konuları konuşacağız.

Yangını piknik yapanlar, sönmemiş izmarit atanlar veya ülkemize düşman olanların taşeronluğunu yapanlar çıkardı; sonuçta aynı yangın değil mi? Bugünlerde yangını kimin çıkardığını değil, nasıl söndürüleceğini tartışmalıyız.

Önceden ağzı olan konuşuyordu. Günümüzde akıllı telefonu olan, interneti olan konuşuyor. Onlar iş yapmıyor; sadece konuşuyor. Başkalarını dinlemek gibi bir huyları yok. Televizyon ekranlarına çıkan uzmanları dinliyorum. Saatlerce tartışmalar sürüyor. Konuşanların arasında kaç tane çevre gönüllüsü var? Kaç tanesi orman mühendisi? Ülkemizde kaç tane orman mühendisi, çevre mühendisi yetiştiren fakültemiz var? Bu soruları çok konuşanlara sormalıyız!

Türk Hava Kurumu’nun yangın söndürme uçakları vardı. Başka ülkelerde çıkan yangınlara koşan kendi dalında uzmanlaşmış pilotlarımız vardı. Türkülere konu olan itfaiye elemanlarımız nerede? Onlar akademik eğitimini almış, yangın söndürme konusunda uzmanlaşmış yurttaşlarımız.

Geçtiğimiz yıllarda orman yangınları çıktı. Gelişmiş başka ülkelerde günlerce süren yangınlar var. Gelecek yıllar içinde çıkacak yangınlar olacak. Uzmanlara göre ormanlarda kendini yenilemek üzere yangınlar çıkıyormuş. Bunların hepsi doğrudur. Bizim yapmamız gereken yangın çıkmadan gereken önlemleri alacak, yangınları en kısa sürede söndürecek uzmanlarımız, kurumlarımız olmalı. Yangın sonrasında orman alanları başka amaçlar için kullanılmamalı.

Orman yangınlarını tartışanların arasında orman mühendisi yok gibi. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte ağaç dikme bayramı düzenleyenler, saatler içinde binlerce ağaç dikenlerin arasında fidanla ağacın arasındaki fark bilmeyenlerin sayısı az değil. Ağaç diken gönüllüler(?) arasında yaz aylarının sıcak olduğu, yağmurun yağmadığı günlerde ağaçlık alanı sulamaya giden yok!

Yangını kimin çıkardığını tartışanların dikkat etmesi gereken küçük bir ayrıntı var. Çıkan yangınlardan sonra apartman siteleri yapanlar, maden ocakları açanlar, turistik otel yapanlar varsa başka yerlerde suçu aramayalım. Ormanda yaşayan kaplumbağaların, kurtların, kuşların, ala geyiklerin ekonomiye bir apartman dairesi kadar katkısı olmadığına göre konuşmaya gerek yok.

Her meslekte hayatın her alanında kendi çıkarları için suç işleyen insanlar olabilir. Yapılan her yasal düzenlemede kitabına uydurup istediğini yapmak isteyenler çıkabilir. Hukukçularımız bu türden sorunlara çözüm bulacaktır.

Büyüklerimizin dilinden düşürmediği bir söz ardı: İşi bilene yaptır, üste beş fazla (daha çok para) ver!

Uzmanlar söz sahibi oldukça sorun olarak gördüğümüz orman yangınları dahil; bütün sorunlarımıza çözüm bulunacaktır.