Napolyon'un dediği gibi:'' Bir orduda ne kadar çok "sıfır"ın olduğunun önemi yoktur. Önemli olan o sıfırların başında "bir"in olup olmadığıdır.''

Emperyalizm, küreselleşme maskesini takıp post-modernizm kokuları süründükten sonra demokrasi havarisi olarak arz-ı endam etmeye başlamıştır. Derler ya dinime küfreden bari Müslüman olsa diye… Hâlbuki kendi çıkarlarına kış diyen ülkelerde darbeler yaptırarak uzaktan kumandalı yönetimler türetmek onun en büyük çalışma tarzıdır. “Bizim çocuklar” sözü 12 Eylül 1980 darbesini yapan ekibe verdikleri sıfat değil midir?

Ne olmuştur da kırk yıllık işgalci ve darbeci ABD, demokrasi havarisi kesilmiştir?

ABD, Vietnam yenilgisinden sonra yokuş aşağı gitmeye başlamış ve ancak el freniyle hız kesmeye çalışan bir emperyalist devlettir. Ayrıca dünyanın en çok dış borcu olan ekonomi de ABD’ye aittir. Yaşamak için daha, daha çok sömürüye ihtiyacı vardır.

Kuşları, yani ulus devletleri, kendi rızalarıyla ökseye düşürmenin yolu demokrasi şarkıları söyleyen kurdu oynamaktır. Bu iş için de ulus devletlerde var olan Demokratik Kitle Örgütleri içeriden hamlelerle STK’lara dönüştürülmeye başlanmıştır. Yeter mi? Yetmez… Kendi elcağızıyla ipi kendi elinde Başefendiye biat eden yapılar oluşturacaktır.

Gündem 21, Yerel Gündem 21 başlıklarını hatırlar mısınız?

1992 yılında Rio’da düzenlenen BM Yeryüzü Zirvesi’nde “sürdürülebilir kalkınma”, tüm insanlığın 21. yüzyıldaki ortak hedefi olarak benimsenmiş ve bu hedefe ulaşılmasına yönelik ilkeleri ve eylem alanlarını ortaya koyan “Gündem 21” başlıklı belge, tüm BM üyesi ülkelerce kabul edilmiştir. Gündem 21’in 28. bölümünde, tüm yerel yönetimlerin, “Sürdürülebilir Kalkınma”ya yönelik katılımcı eylem planlaması niteliğindeki “Yerel Gündem 21”girişimlerini başlatmaları ve desteklemeleri karara bağlanmıştır.

Türkiye’deki Yerel Gündem 21 (YG-21) uygulamaları, 1997 yılı sonunda, UNDP – Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın desteğiyle, UCLG-MEWA – Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler, Ortadoğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı’nın (önceki adıyla IULA-EMME’nin) koordinatörlüğünde yürütülen bir proje kapsamında başlatılmış, daha sonraki yıllarda ise “proje” çerçevesinden çıkarılarak, “Türkiye YG-21 Programı”na dönüştürülmüştür.

UNDP ile Hükümetimiz arasında imzalanan Ülke İşbirliği Anlaşması’nda YG-21 Programı  “iyi yerel yönetişimin ve yerel demokrasinin geliştirilmesindeki temel araç” olarak tanımlanmıştır.

UNDP tarafından, katılımcı-demokratik “yerel yönetişim” uygulamalarının dünyadaki en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilen Türkiye YG-21 Programı’nın bu başarısının ardında, kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve sivil toplum üçgeninde yerel karar alma süreçlerini geliştirerek ve zenginleştirerek, Türkiye’de yeni bir “yerel yönetişim” modelinin gelişmesini sağlaması yatmaktadır. Bu modelin merkezinde yer alan Kent Konseyleri, “kentine sahip çıkma”, “aktif katılım” ve “çözümde ortaklık” ilkeleri bütünlüğünde, kentleri sürdürülebilir geleceğe taşıyan bir “ortaklık” yapısı olarak şekillenmiştir. İşte kontrol edilebilir güç!

Türkiye YG-21 Programı’nın şemsiyesi altında yürütülen “Türkiye YG-21 Yönetişim Ağı Yoluyla BM Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin Yerelleştirilmesi” başlıklı dördüncü aşama projesi kapsamındaki faaliyetler, Haziran 2009 sonu itibariyle tamamlanmıştır. Buna karşılık, 29 Mart 2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerin ışığında, özellikle 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 76. maddesi ile yasal dayanağa kavuşan Kent Konseyleri’nin desteklenmesi ve yerel demokratik yönetişimin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması açısından YG-21 Programı’nın belirli bir süre daha devam etmesi kararlaştırılmıştır.

Bu son aşamada, demokratik yerel yönetişim temelinde sürdürülebilir kalkınmanın yerelleştirilmesini hedefleyen YG-21 süreçlerinin, bundan böyle Kent Konseyleri’nin bünyesinde devam etmesinin ve içselleştirilmesinin sağlanması hedeflenmektedir. Bununla bağlantılı olarak da, ilgili konularda terminoloji ve uygulama bütünlüğünün sağlanması öngörülmektedir.

Bu amaçla geliştirilen “Kent Konseyleri’nin güçlendirilmesi ve yerel demokratik yönetişim mekanizmaları olarak işlev görmelerine yönelik eğitim ve kapasite geliştirme desteği sağlanması” başlıklı devam projesinin uygulanmasına, Ekim 2009 itibariyle başlanmış bulunmaktadır.

Yerel Gündem 21 Projesi, 1992 yılından beri dünyada 135 ülkede ve binlerce kentte uygulanmaktadır. Yerel Gündem 21 adı arka planda tutularak aynı sürece yönelik başka adlar altında, örneğin “Sürdürülebilir Kentler Programı”,  “Sağlıklı Kentler Programı” vb yürütülen çalışmalar dikkate alındığında, bu süreçteki kent sayısının daha arttığı görülmektedir.

Sivil örümceğin ağları…

Gündem 21’in dünya ölçeğinde koordinatör kuruluşu UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 85 ülke tarafından desteklenmektedir.

“Başka bir dünya mümkün”, sloganı altında, “dayanışmacı ve demokratik küresel düzen” isteyenleri buluşturan Dünya Sosyal Forumu ile vücut bulan bu hareketin Rio sonrası YG-21 uygulamalarını başlatan Avrupa Birliği ülkelerinde 4000’in üzerinde belediye, süreci etkin şekilde yürütmektedir. Ayrıca 20 Mayıs 1994’de imzalanan Aalborg Şartı (Sürdürülebilirliğe Doğu Avrupa Kentler ve Kasabalar Şartı) Avrupa’da YG-21’e verilen önemi göstermektedir.

Ne kadar duygusal çalışmalar bunlar değil mi?

“Sürdürülebilir Kalkınma”, “Başka bir dünya mümkün”, “Dayanışmacı ve demokratik küresel düzen… Kadınlar… Gençler… Çevrecilik… Çok kültürlülük…

Sistem, oluşacak sosyal hareketleri, düzen karşıtı yapıları, daha oluşmadan denetim altına almaya çalışmaktadır. İşte bu noktada emperyalizm tarafından denetlenemeyen “kontrol dışı güç” kavramının önemi ortaya çıkmaktadır.  “Kontrol dışı güç”ten kasıt örgütsüz, kendi halinde seyreden bir yapı değil, uluslararası çetelerin etki alanı dışında kalan ulusalcı yapılardır.

Bugün Kent Konseyleri adında çalışan YG-21’ler ise “meşguliyetle tedavi” merkezleri olmaktan öteye geçemeyen yapılar olarak denetim altında tutulmaktadır. Yaptıkları çalışmaların, “sürdürülebilir kalkınma” ile bir ilgisi de ne yazık ki yoktur. Ancak küresel çetelerin toplumları evcilleştirme kulüpleri olarak işlevini başarıyla yürütmektedir.

Avrupa’nın, 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı’ya dayattığı federalizm, AKP tarafından “Bölge Kalkınma Ajansları” adı altında resmen uygulamaya konulmuş ve Türkiye tam 26 bölgeye bölmüştür.

Devam edecek…