Her köye bir değirmen;
Eğer suyu gelirse
Her köylüden bir tavuk
Eğer köylü verirse.
Bu gidiş, iyi gidiş.
Eğer sonu gelirse.

Matbaa, icadından uzun yıllar sonra ülkemize geldi. Bazı kaynaklara göre İbrahim Müteferrika yayınladığı kitapları satamadığı için iflas etmiş. Fotograf, matbaaya göre şanslı sayılır. İcadından dört yıl sonra ülkemize getirilmiş. Başlangıçta ticari anlamda yerini bulmuş. Dünyadaki gelişmelere paralel gelişmiş. Tamamen teknolojiye bağımlı olarak yaygınlaşmış.
Başlangıçta usta çırak anlayışı ile eğitim yıllar boyunca sürermiş. Çorum’un ilk fotografçılardan Hasan Basri Ilgaz’ın, dükkan açıp fotograf çekmeye başladıktan bir süre sonra yeniden İstanbul’a eğitimini tamamlamaya gittiğini yanında çalışan çırağı anlattı.
Hayatın her alanında yer alan fotografın eğitimi zordu. Çekimden kart baskısına kadar uzun, zahmetli bir çabayı gerektiriyordu. Yapılan bir hata bütün emekleri boşa çıkarırdı. Fotografçıların bir kısmı genelde fotograf stüdyolarında makinelerine filmi yerleştirip çekime gidiyordu. Yeniden stüdyoya gelip, çektikleri filmi bırakıyordu. Bir süre bekledikten sonra bütün çabalarının, yapılan harcamaların boşa gittiğini görmek alışılmış görüntülerdi.
Fotografın yaygınlaşması; sanatsal kimliğinin ortaya çıkmasıyla birlikte fotograf dernekleri kurulmaya başladı. Dernekler, üyelerinin çabalarıyla gelişti; sayıları arttı. Kurslar düzenlendi, sergiler açıldı. Dünyadaki gelişmeler yakından izlendi.
Bütün gazetelerin foto muhabirleri, geçimini bir şekilde fotografçılıktan sağlayan herkes derneklere koştu. Dernekler uygulamalı eğitim veren birer okula dönüştü. Daha sonraları bazı fakültelerde ders olarak okutulan fotografçılık, bir süre iki yıllık eğitim veren meslek yüksek okullarına dönüştü.
Derneklerimiz, ülkemizde büyük bir boşluğu doldurdu. Ara Güler gibi ustaların ünü ülkemiz sınırlarını aştı. Derneklerimiz federasyon kurdu. Kurulan federasyon, FIAP’a üye oldu. Derneklerimiz, uluslararası kurallara uygun olarak çalışıyordu. Ülkemizde, derneklerde fotograf eğitimi alan üyeler, yurt dışında düzenlenen yarışmalarda başarılar kazanıyordu. Birincilik alan sanatçılarımız vardı.
Gün geldi, sayısal (dijital) fotograf makineleri boy göstermeye başladı. Yeni yeni modelleri piyasa sürüldü. Her zevke, her keseye fotograf makineleri vardı. Bir kez para harcamayı göze aldın mı gerisi kolaydı. Önceden olduğu gibi fotograf çekmek için film almak, banyo yaptırmak gibi harcama yapmaya gerek yoktu.
Sayısal fotografın getirdiği güzellikler vardı; diğer taraftan elbette götürdükleri de olacaktı. Her şeyi kitabına uydurmayı bilenler, elbette boş durmayacaktı.
Bir başka günkü yazımda bu konuyu anlatmaya çalışacağım.