Hz. Ali R.A. efendimiz gerçekten dahidir. Yani en yüksek akla sahiptir. İmam-ı Azam hazretleri de dahidir. O da Hz. Ali’nin yolunu kabullenmiştir. İmam-ı Azam hazretleri, Hz. Ali için “O eline aldığı taşa altın dese onun taş olduğu halde –akıl ve mantık üstünlüğü ile- taşın altın olduğunu ispat eder” demiştir.

Aynı sözü diğer İslam bilginleri Hz. İmam-ı Azam için söylemişler, caminin sütunlarını altın olarak ispat edecek akla sahipti. Ancak akıl herşeyi çözemez. Akıl mutlaka ilahi vahye muhtaçtır, esasını bütün hükümlerinde baz alırdı.

Şimdi, Hz. Ali kendisine sorulan inkarcı dehirye, bu uçsuz bucaksız mevcudadın tek Allah cc. hazretleri tarafından yaratıldığını, nakli, yani Kur’an ayetleri ve akli ve mantıki delilerin yüzlercesini sayıyor. Esas ana fikir olarak kainatta hiçbir şeyin kendi kendine oluvermediğini, mutlaka bir sebep-sonuç determinist bir olayla meydana geldiğini delillerle, belgelerle ispata çalışıyor. Bu hususta yazılmış yüzlecre eser vardır. Dehri yine inanmayınca, Hz. Ali R.A; “Şimdi sana bir soru soracak ve cevabını isteyeceğim. Biz Allah’a ve peygambere ve onun getirdiklerine inanıp, gereğini yapmakla ne kazanırız, ne kaybederiz. Siz diyorsunuz ki, insan bu dünyada istediği gibi hiçbir kural tanımadan yaşar, gizli aşikar her pisliğe bulaşır ve kimseye de hesap vermeden bir yolunu bulup kurtulur. Her zalimin yaptığı zulüm yanına kar kalır. Ben de diyorum ki, hayır, bu dünya sebepler dünyasıdır. Ana sebep Hz. Allah’tır. Hiç kimsenin yaptığı iyilik ödülsüz, kötülük asla cezasız kalmaz. Bu da ölümün bizi kendine götürdüğü ahirette olacak. Herkes zerre iyilik etmişse ödülünü, zerre kötülük etmişse mutlak cezasını çekecektir diyorum. Şimdi söyle bana ki, benim dediğim değil de senin dediğin çıkarsa, bana birisi çıkıp da, ey Ali, niçin ibadet ettin. Niçin iyilik ettin. Niçin zulüm etmedin. Niçin kötülük yaptın gibi bir sual sorulur mu, sorulmaz. Çünkü siz ahiret, sorgu, hesap yok diyorsunuz. Ahiret olmayınca bana bunları kim soracak. Peki ya benim dediğim çıkarsa, niçin sen ey dehri şunu şunu yaptın veya yapmadın denirse sen amel yapmadın senin halin ne olur? Ben Allah’ın emirlerini yapmakla bunların karşılığını daha ölmeden burada görüyorum. Herkesin saygı ve sevgisini görüyorum” diyor ve şunu söylüyor:

“İnkardan asla fayda gelmez. İkrardan, imandan asla zarar gelmez. Bu yaptığımız iyi işler aslında iyi insan, güzel insan, yararlı vatandaşlık özellikleridir. İyilikten kötülük görmek akla mühaldir. Yani iyilik yapanların yüzde biri belki iyilik kadri bilmeyenlerce kötülük görülebilir. Genelde iyilik iyilik getirir” deyince, Dehri, Hz. Ali R.A. hazretlerinin uyarması ile müslüman oluyor ve ömür boyu Hz. Ali’ye minnettar kalıyor.

Aklını, bilgisini insanlığın yararına kullanıyor. Gerçeği inkar adi bir iştir. Gerçeği kabul yüce bir iştir. İşte Cennet ve Cehennemin var olma sebebi budur. İslam’ı yanlış almadan, yanlış yorumlamalar yüce dinimizi istismar edip kötüye kullanmadan yani müslümanların yanlış hareketlerinden dolayı işin aslını, ciddiyetini kavramamış zayıf imana sahip olan veyahut kasten ve garazen inkara düşenler maalesef vardır. Ama bunlar imanın gerçekliğini inkarın korkunçluğunu gidermez. “Arı sokar, kendi ölür” misali herkes ne yaparsa kendine yapar.

Cehennemin inanan-inanmayan yani insanlar için genel anlamda ne mana ifade ettiği beyandan sonra cehennemin yapısı ve kapsamı mahiyeti hakkında da genel bilgi sunalım:

Nisa Suresi’nin 140. ayetinde ulu Allah “Cehennemi kafirler, inkarcılar, münafıklar, iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış gibi görünenleri cehennemde toplayacağım” buyurur. Cehnet ve Cehennem halen mevcut olup nerede kainatın neresinde olduğu bildirilmemiş, ancak yaratılmış ve mevcut oldukları ifade edilmiştir. Bazıları cennetin gökte, cehennemin de yerin dibinde olduğunu söyleyenler olmuşsa da gerçek olan halen mevcut oldukları, ama nerede nasıl olduklarının gizlenmiş olmasıdır. Bunda da bir hikmet vardır ki gizlenmiştir.

-Kalbinde imanı olanı Allah yakmaz. Her insanın cennette ve cehennemde yeri vardır. Cennet ehlinin cehennemdeki yeri kafirlerle doldurulacak. Kafirlerin inançsızların cennetteki yerleri ise müminlere ikram olunacağını R.SAV. bildirmiştir. Cehennem inançsız, asi ve tevbesiz ölenlerle doldurulacaktır. “Cehenneme doldu mu denecek, cehennem ben kafirler için yaratıldım, daha yok mu gelsin diyecektir.” (Kaf suresi 30. Ayet)

(Sürecek)