İnsanoğlunun dünya ve ahiret hayatı ömrü genelde altı devre, bölümdür.

1-Ruhlar alemi,

2-Ana rahmi,

3-Geçici dünya hayatı,

4-Kabir hayatı,

5-Diriliş ve mahşer,

6-Ebedi hayat. Ahiret hayatı, cennet ve cehennem hayatı.

1-RUHLAR ALEMİ:

Ruhlarla ilgili Cenab-ı Hak insanlara, hatta peygamberlere fazla bir bilgi sunmamıştır. Bu hususu birkaç ayetle de bildirmiştir. Örneğin; “Sana ruhtan souyorlar. Ruhun (mahiyet) bilgisi, rabbinin emrindedir. Ruh hakkında size fazla bir bilgi verilmedi” denmektedir. İnsanlarda gizli olan, bilinmeyenlere dair yüksek bir ilgi vardır. Buna da tecessüs denir. Yani her gizliyi, her bilinmeyeni, var olan ama görünmeyeni öğrenme, bilme arzusu.

Aslında gelişen teknolojinin bilginin ve bugünki kültür ve medeniyetin temelini oluşturur. İnsanı şüpheden başlatıp hakikate ulaştırır. Bu yüksek derecedeki gelişmelere rağmen günümüzün modern teknolojisinde hala bilinen konular, bilinmeyenlerin zekatı bile değildir. Yani bugün bildiğimiz bir ise, bilmediğimiz milyon adettir. Ruh da bunlardan birisidir. Ecel, rızık, kaza, kader, mahiyet ve bildirilenlere rağmen ahiet, cennet, cehennem, dünyanın yapısı, yaratılışı, gökyüzü, gezegenler, yıldızlar ve daha binlercesi çözüm bekleyen muammalardır.

Şu bir gerçektir ki; dünya kurulalıdan bu yana ruhlarla ilgili binlerce araştırma yapılmasına rağmen henüz kesin bir sonuç yoktur. Ancak birçok çeşitli fikirler, yorumlar ve görüşler vardır. Hiçbirisi de gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü Allah bu konuda size yeterince bilgi verilmediğini buyuruyor.

R.SAV.e bildirildiği kadarı ile; Ruhlar latif, gözle görülmeyen, elle tutulmayan cisim özelliği olmayan ama varlığı mutlak, net, gerçek olan bir varlıktır. Ruhlara ölüm yoktur. Ruhlar da yaratıktırlar. Her canlının bir ruhu vardır. Ruhların ana yurdu, merkezi; Berzah (Ruhlar) alemidir.

Her canlının, özellikle her insanın bir ruhu vardır. Yaratıldıkları andan, ana rahmine düşünceye kadar anayurtları olan ruhlar alemindeki mekanlarında bulunurlar. Zamanı gelince ana rahmindeki cenine, can olarak girerler. Cisim, ceset, fiziki beden ruhun meskenidir. Ruh ancak bedende iskan edebilir. İnsanın ömrü bu dünyada bitince, ruh bedenden ayrılır. R.SAV.in İbni Azib R.A. hazretlerinin bildirdiği sahih bir hadislerinde, ruh bedenden ayrılınca tekrar asıl mekanı olan ruhlar alemine ödner. Ceset mezara konunca, tekrar bedene geri döner. Kabir sorgusundan sonra müminlerin ruhları serbest kalır. Serbest kalan ruh, mezar, dünya alemi ve berzah alemi ekseninde serbestçe dolaşır. Kıyametin kopması, ölülerin dirilmesi ile tekrar ait olduğu cesede, bedene geri döner. Fakat bu beden inanan ve inanmayan muti, ve asi günahkarların amellerine göre şekil alan bir bedendir.

-Kainatta ilk yaratılan varlıkların başında ruh gelmektedir. Yüce Allah ilk önce neleri yarattı, birinci, ikinci vs gibi öncelikleri kesin bilinmemektedir. Alimlerin ve bazı hadislerin ışığında ilk önce kelam, yazgı, sonra ruh sonra kainat, yer, gök, feza boşluğu vs yaratılmıştır, denmektedir.

(SÜRECEK)