Böyle söylemiş Kanuni Sultan Süleyman.

“Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi…” demiş.

Koca devletleri önünde diz çöktüren koca Osmanlı Sultanı, yatağa düşünce, sultanlığın beş para etmediğini anlayıp; sağlığın çok daha önemli olduğunu dillendirmek için yazmış bu dizeyi…

İnsanoğlu, anca başına gelince anlıyor böyle bir gerçeğin içeriğini ve önemini…

* * *

27 – 28 Eylül tarihlerinde, Afyon Lisesi Mezunlarının, İzmir Çeşme’de, 25. Geleneksel Toplantısı var idi.

Çok güçlü arkadaşlık bağları nedeniyle çeyrek asırdır, kesintisiz süren bu toplantıya, rahatsız olmama karşın katıldım.

Malum, İzmir Çeşme ve İzmir Alaçatı, rüzgârıyla meşhur ilçelerimiz.

Bu İlçelerimizin rüzgârı, rahatsızlığımı üçe dörde katladı.

Ruh gibi döndüm Alanya’ya.

Döner dönmez de; hiç eve uğramadan direkt Başkent Hastanesi’nde aldım soluğu.

Bir iki tetkikten sonra YOĞUN BAKIMA aldılar beni.

Üç gün kaldım, o yoğum bakımda.

Sonra normal servise aldılar.

Bir dört gün de burada geçirdim.

Doktorum, bir süre daha kalmam konusunda ısrarlıydı ama içimdeki huysuz ben; doktoruma

“hadi çık o zaman” dedirtti.

Yaşamım boyunca çok hastalandım, bu süreler içinde çok büyük acılar da yaşadım. Ama yaşadığım rahatsızlıklarımı hiçbirini umursamadım.

Taa ki bu son rahatsızlığıma kadar.

Yattığım sürece, Kanuni Sultan Süleyman’ın yukarıdaki sözü dilime yapıştı kaldı.

Her gelen ziyaretçime bu sözü dillendirip, durdum.

Önce sağlık…

Önce sıhhat…

* * *

Üççeyrek asrı devirdim; ilk kez “yoğun bakım” gördüm.

Uyku özürlü olduğum için, bu üç günlük yoğun bakımı, uykusuz geçirdim.

Bu üç gün içinde öyle şeyler gördüm, öyle şeyler yaşadım ki; sadece bu üç günü yazsam roman olur.

Üç gün boyunca, tek tek gözlemledim hastaları, doktorları ve hasta bakıcıları ve hatta temizlikçileri.

Günün her evresinde konuşup, görüştüm bu sistemin aktörüyle.

Sağlıklar o hale gelinceye değin, o sağlıkların nasıl savsaklanıp, umursanmadığını; bile bile, göre göre o rahatsızlıkların içine düşüldüğünü gördüm.

O yoğun bakım süresi içinde, bir hasta öldü hemen bitişiğimde.

O hastayı kurtarmak için, sağlık neferlerinin inanılmaz mücadelelerini gördüm. O koşuşturmalar, o yardımlaşmalar, o kurtarma isteği inanılmazdı.

Diğer hastanelerimiz de mutlaka böyledir ama Alanya Başkent Hastanesi’nin beni şaşırtan ve mutlu eden hijyenini ve “ teknik donanımını” gördüm.

Göğüs kabartan bir hijyene ve teknik donanıma sahip bu hastanemizin hiç aksamadan tıkır tıkır çalışan bir hizmet düzeni var.

Rahatsızlığımı ve tüm acılarımı unutup; bu düzeni işleten aktörleri izledim hayranlıkla ve gururla…

Hastanede kaldığım sürece, görebildiğim görevlilerin tümünü tek tek kutladım.

Görüp, kutlayamadıklarımı da buradan kutlamayı görev sayıyorum.

Bu hastanemizde, bu disiplini, bu düzeni ve bu teknik donanımı sağlayan başta Başhekim Op. Dr. Erdem Aksu olmak üzere, tüm sağlık ve idari personeline ve beni tedavi eden doktorum Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Uzm. Dr. Ali Rıza Meral’e teşekkür etmeyi borç kabul ediyorum.

Ve kıssadan hisse; Sağlığınıza önem verin, özen gösterin. Sağlık olmadan hiçbir şey olmuyor çünkü…