Muhabir mikrofonu uzatıp soruyor yoldan geçen dayıya;

-Saman ithalatı neden arttı ülkemizde

-Öküzler çoğaldı, ondan…

Şaşırmadım…

Çünkü çoğaldığına ben de inanıyorum artık.

Öküz çift sürmekte, kağnı çekmekte kullanılan, etinden yararlanılan bir hayvan bizim bildiğimiz.

Dünyanın her yerinde tuhaf hastalıklara, psikolojik rahatsızlıklara yakalanan bir sürü insan var. Bu hastalıkların arasında bir tanesi var ki düşmanımın başına bile gelmesin diyeceğimiz cinsten.

Adı “ÖKÜZ SENDROMU”

Uzmanların söylediğine göre tıp dilinde Boanthropy, diğer adıyla “öküz sendromu”nda insan kendini büyükbaş hayvan olarak görmeye başlıyormuş.

Bu hastalık ekseriyetle bir rüya gördükten sonra karşımıza çıkıyormuş.

Biz 16 yıldır hala rüya gördüğümüzü sanıyoruz.

Sonrasında bizi ele geçiren dürtülere cevap veremiyormuşuz.

Tıpkı bizim gibi…

Bu hastalıkta ruhsal bir döneme giriliyor ve hipnoz ile çok kolay tesirini gösteriyormuş.

Ben de hep düşünürdüm bu insanlar hipnoz mu edildi, yoksa bir şey mi içirilip uyuşturuldu diye.

Ve sonunda bu hastalık insanın hayatını büyükbaş olarak devam ettirmesine sebep oluyormuş.

Çünkü kendisini bir öküz sanıyormuş

Bu hastalığa yakalanan insanlar kendilerini büyükbaş hayvan olarak hissettiklerinden öküz gibi sesler çıkarmaya başlıyormuş.

Hülooooooo…. Gibi…

Düşünsenize kalabalık toplantılarda anlatmak istediklerini möööö’leyerek anlatan insanları…

Gülmeyin ama şimdi bu da bir hastalık.

İnsanlar hipnoz edilmişler.

Bizim ülkemizde karınlarını doyurmak için otlamaya gitseler ne yazık ki yeşillik de yok, aç kalacaklar.

Aman canım bunu düşünmeye gerek yok. Nasıl olsa onlara süt, makarna, un bedava…

Isınmak için de tezek yakarlar.

Bu hastalığa yakalananlar yakınlarda bir büyükbaş sürüsü gördüğünde o sürüye katılmayı çok istiyorlarmış. Tıp bunun herhangi bir sebebi olmadığını söylüyor.

O zaman sürü psikolojisi olsa gerek.

İşte tam da bu hastalığı öğrendikten sonra, ülkemde yapılan ve söylenenlere şaşırmaya fırsat kalmıyor.

Sürekli bir sürü olay yaşıyor sıkılıyor ve üzülüyoruz.

“yok, artık o kadar da olmaz” dediğimiz her şey oluyor

Aydınımıza, gazetecimize, gençlerimize, gerçek sanatçılarımıza yazık, hem de çok yazık!

Önce Fatih Portakal ile alay edildi,

Sonra iki güzel insan Müjdat Gezen ve Metin Akpınar sadece insan oldukları ve demokrasi istedikleri için “sanatçı müsveddesi” gibi yakışıksız bir tanımla polis eşliğinde ifade verdiler.

Bu kendisini insan yerine koyan herkesin ayıbı.

Utanmamız gerek.

Tabi “ÖKÜZ SENDROMU” hastalığına yakalanmadıysak!

Her Gününüz Güzel Olsun.