“Misafir ev sahibinin danasıdır, nereye bağlarsa orada durur…” veya “Misafir umduğunu değil bulduğunu yer…”
 
Evet, bir görüşe göre dünya bir misafirhanedir… Ama her önüne konulanı, yemek de adam gibi adamlar için züldür.
 
“Bin bir surat çakal Carlos” deyişi ise emperyalizme en yakışan ifadelerden biridir. Kimi arabasına bindirirse ona kendi türküsünü söyletmek için her yöntem geçerlidir.
 
Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri vb ülkelerde demokrasi, sandık müsameresi mertebesinde bile yoktur ki bu onu hiç mi hiç ilgilendirmez. Yeter ki tekerine çomak sokan olmasın…
 
Aynı emperyalizm, işine geldiğinde ise demokrasi türküleri söyleyen aziz ve muhteşem bir papağana dönüşür.
 
İllüzyonist medyanın kitleleri hipnotize ederek yaptığı yönlendirmelerle sandıktan istediğini çıkartmak için çalışır.
 
Medya, küresel çetelerin beklentilerine hizmet edecek isimleri kitlelerin algısına adeta çiviler. Bu beyin yıkamadır. Medyanın illüzyonuna kapılan kitleler, kendi seçimlerini özgürce yaptıkları kanısıyla sandığa giderler.
 
Bu konuda kamuoyunda anket yapan şirketlerin de hakkını yememek lazım. Medyaya her türlü lojistik desteği verirler.
 
Toplum mühendisliğinin emperyalizme hizmet binası hızla yükselir. Halk, kasabın bıçağını yalayan bir adak kurbanına dönüştürülmüştür.
 
Bu yöntem, hemen her Batı tipi demokrasinin olmazsa olmazı haline gelmiştir. Kitleler kendilerine öğretilenleri sandıktan çıkarırlar. Ancak bu yöntem, bazen de kendi istediği hizmetkâr sandıktan çıkmasın diye de uygulanır. Medya, vezir ettiği kadar rezil de eden bir çift taraflı bıçaktır.
 
Halk bir süre sonra “kendim ettim, kendim buldum” demeye başladığında ise yeni bir isim ve/veya parti medya üzerinden halka dayatılır.
 
Ama halk, bunun öğretilmiş çaresizlik olduğunun farkında değildir. Bul karayı, al parayı…
 
 
Bu yöntem, medya tarafından son dönemde M. Sarıgül için adeta dört kol çengi bir çalışmayla sahneye konulmaktadır.
 
Disiplin Kurulu kararıyla CHP’den ihraç edilen bir isim ve etrafı bando mızıka ile partiye davet edilmiştir. Hem de en yetkili ağız Genel Başkan tarafından…
 
Bunlar olurken BDP Batı’da HDP maskesiyle yerel seçimlere katılmaya karar vermiş, belli isimler istifa ederek HDP’ye katılmıştır.
 
Bu gelişme basında CHP/BDP seçim dayanışması haberleriyle beraber servis edilmektedir.
 
Burada şu soru akla gelmektedir. CHP/BDP ilişkisinde federasyonu savunan M. Sarıgül köprü görevi mi yapacaktır?
 
Devam…
 
Erdoğan ile F tipi arasında çelişme ve çatışma sürerken malum taban için yeni bir isim mi işaret edilmektedir?
 
Sarıgül’ün var olduğu ileri sürülen bazı dosyaları yine aynı medya üzerinden halka servis edilecek midir?
 
CHP Genel Başkanı bu daveti kendi hür iradesiyle mi yapmıştır?      Yoksa bazı iç ve dış etkiler, bazı vaatler söz konusu mudur?
 
Türk siyasi hayatında, Sarıgül üzerinden yeni bir toplum mühendisliği projesi hızlandırılarak uygulamaya konulmuş görünmektedir.