Eski tabirle “gadap”, yeni tabirle “öfke” yıkıcı bir afettir. Sonu mutlak felakettir, acıdır, yıkımdır. Sabır ve metanet gösterip öfkesini yenip bütün felaketleri önlemek ise; asalettir, zaferdir ve marifettir.

Peki, öfke nedir?

Kişiyi ve kişileri, herhangi bir olumsuz söz, eylem ve davranış karşısında bedendeki, damardaki kanın beynimize hücum etmesi sonucu insanın akli ve mantıki melekelerini bozup insanlığın devre dışı bırakılması sonucu kişinin gösterdiği öfke, saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, şiddet göstermesi psiko-fizik haline öfke denir.

Öfke halinde beyin mantıklı düşünme özelliğini kaybeder. İrade ve mantıktan yoksun olarak hayvani içgüdüye dönüşür. O anda insan yakıp yıkmadan başka bir şey düşünemez. İşin sonucunun nereye varacağını hesap edemez. Olacak olur. Felaket gelir. İşte o zaman bir anlık öfke bir ömrün mahvolmasına sebep olabilir.

Öfke sonu işlenen cinayetler hep böyle olur. Öfke ile kalkan zararla oturur, geriden seyredenler ayıkla pirincin taşını derler. Allah korusun kişi katil olabilir. Birisi mezara, öbürü pazara, yani hapishanelerde çürür. İş biter mi, hayır. Aileler perşian olur, hanımlar, eşler çocuklar, analar, babaların hayatları söner. Bir anlık öfke bazen bir memleketi bile perişan edebilir. Gadapla verilen savaş kararları milletleri, devletleri yıkıma sürükler.

Öfke bir kıvılcımdır. Anında södürülmese bir ormanı anında yok ettiği gibi, stresle öfkelenenler, hem kendilerini ve hem de çevrelerini felakete sokarlar.

Öfkelenmek, sövüp saymak asla yiğitlik değil, aciziktir. Öfkeyi yenmek kahramanlıktır. Yüce dinimiz her konuda olduğu gibi bu hususta da insanları korumak için hükmünü ve kuralını koymuştur. Yani sebep ne olursa olsun öfkenin insanı felakete sürükleyeceği için yasaklamış, öfkesini yenen müminleri övmüş ve onları cennet vaadedilmiştir. Ali İmran Suresi’nin 133-134. ayetlerinde şöyle buyurmuştur: “Bollukta da, darlıkta da Allah yoluna, Allah için hayır yaparlar (sebep ne olursa olsun) öfkelenmezler, öfkelerini yutarlar, yani sabrederler, taşkınlık yapmazlar. İnsanların kusurlarını affederler. Allah böyle güzel davranışlarda bulunanları sever” buyurur.

Segili Peygamberimiz Hz. Muhammed SAV. de “Öfkeden sakının, öfkenize sakın mağlup olmayınız. Gadap anında sabırlı, metanetli ve dirençli olunuz. Ayakta iseniz oturunuz, oturuyorsanız ayağa kalkıp o meclisi terk ediniz. Sizi öfkelendiren olaydan ayrılınız ve hemen abdest alıp iki rekat namaz kılınız ve Allah’a sığınınız. Ulu Allah sizi bu hayırlı davranışınız nedeni ile koruyacaktır” buyurmuştur.

*

Görüyorsunuz ki; güzel dinimiz, ulu Allahımız ve sevgili peygamberimiz ahlaki ve ruhi bunalımlardan, stresten, öfkenin yıkıcı sonuçlarından nasıl koruyor değil mi? Elhamdülillah. Çünkü öfkenin arkasında azılı şeytan ve azgın nefis var. Devamlı sizi ateşe gaz döker gibi felaket olan öfkeye sürüklerler. Sonra da karşımıza geçip gülerler. Pişman oluruz ama iş işten geçmiş, ok yaydan fırlamış, söz ağızdan çıkmış ortalığı yakıp yıkmıştır. Oktan çıkan yayın geri dönmediği gbii, ağızdan çıkan söz ve fiili davranışların da iadesi yoktur. Neticede kuru özür de yıkılan ve kırılan kalbi tamir etmeye yetmez. Hakkımı helal ettim demekle hak helal edilmiş olmaz. Mutlaka zarar telafi edilecek, hak sahibine hakkı ödenecektir. İşte o zaman özür ve tevbe kabul edilebilir. Yine içerideki kin ve düşmanlığı silemez. İşte öfke denen olay böylesine felaket getiren bir korkunç iştir.

*

Bütün bunlara rağmen insanların öfkeden, stresten, gadaptan tamamen kurtulması mümkün değildir. Ç ünkü insan melek değil, insandır. Beşerdir, şaşardır. Hayat şartları, olumsuzluklar, yalan haberler ve iftiralar insanlar arasındaki samimi ilişkileri bozmakta, toplumda huzursuzluklara yol açmaktadır. Bu nedenle ruh sağlıkları bozulan kişiler öfke çukuruna düşmektedirler. Her şeye rağmen öfkeyi yenmek ve onun felaketinden kurtulmak mümkündür. İlacı ahlak, fazilet öneren yüce dinimizdedir.

Öfke anında hemen aklımızı başımıza alıp ulu yaratana sığınmak, R.SAV.in buyurduğu gibi hemen oradan ayrılmalı, abdest alıp iki rekat namaz kılmalı, öfkemizin indiğini o zaman bizzat göreceğiz. Böylece bir çok felaketten kurtulmuş olacaız.

-Öfke bir kıvılcım ateştir. Onu anında bir damla suyun ateşi söndürdüğü gibi söndürün ve alevlenmesini önleyin.

-Öfke senin nefesindir, sakın onu dinlemeyin.

-İnsanın kalitesini öfke anında sınayın. Öfke insanın gerçek yüzünü ortaya koyan bir göstergedir, mihenk taşıdır.

-Su ateşi söndürür. Abdest de öfkeyi söndürür.

-Öfke zehirdir, panzehiri sabırdır metanettir.

-Taşkınlığın sonu şaşkınlıktır.

Öfkeden sakınalım, kendimizi koruyalım, yücelelim, büyüyelim, küçülmeyelim, öfkede Allah’a sığınalım. Amin.