Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13. maddesine göre; kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılmaktadır. Uygulamada alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilmektedir.

Kanunda ilişkili kişi; kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumlar olarak tanımlanmıştır. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi kapsamında bulunmaktadır.

Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kar payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılmaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 30/d maddesinde; transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar ile bu kapsamda yapılan işlemler nedeniyle ferdi işletmeler aleyhine oluşan farklara ilişkin ithalde veya sorumlu sıfatıyla ödenen katma değer vergisi ile yurt içindeki işlemlerde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen katma değer vergisinin indirimine izin verilmiştir.

Anılan düzenleme uyarınca, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlara ilişkin;

– Yurt dışından temin edilen hizmetler dolayısıyla sorumlu sıfatıyla ödenmiş KDV’ler,

– İthalat işlemlerine ilişkin ödenmiş olan KDV’ler,

– Yurt içindeki işlemlerde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından ilgili vergilendirme döneminde beyan edilerek ödenen KDV’lerin indirim hesaplarından çıkartılmasına gerek bulunmamaktadır.

Örnek :

( X ) A.Ş. ilişkili şirket olan ( Y ) A.Ş.den 130.000.-TL tutarında mal satın almış ve bu işlemde ( Y ) A.Ş. tarafından 23.400.-TL KDV hesaplanmıştır.

Satışın yapıldığı döneme ilişkin olarak ( Y ) A.Ş.’nin KDV beyannamesine göre ödenmesi gereken KDV tutarı 4.000.-TL’dir. Daha sonra ( X ) A.Ş. nezdinde yapılan vergi incelemesi sonucunda ( Y ) A.Ş.’den alınan malların değerinin 100.000.-TL olması gerektiği sonucuna ulaşılmış, 30.000.-TL’nin ise transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı kapsamında olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca ( Y ) A.Ş. tarafından ilgili dönemde tahakkuk eden 4.000.-TL KDV’nin 2.500.-TL’sinin ödendiği anlaşılmıştır. Buna göre, transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı kapsamında değerlendirilen 30.000.-TL’ye isabet eden 5.400.-TL KDV’nin ( Y ) A.Ş. tarafından ödenmiş olan 2.500.-TL’sinin ( X ) A.Ş. tarafından indirim konusu yapılması mümkün olup geriye kalan 2.900.-TL KDV’nin ( X ) A.Ş. tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Kurumlar vergisi uygulaması açısından ise örtülü yoldan dağıtılan 30.000.-TL kazancın her iki şirketin kurumlar vergisi beyannamesi karşılaştırıldığında hazine zararına sebebiyet verip vermemesi durumuna bağlı olarak tarhiyat işlemine dönüşmesi söz konusudur. Örnekte ( Y ) A.Ş.'nin ilgili yıl kurumlar vergisi matrahının 500.000.-TL zararla sonuçlandığı, ( X ) A.Ş.'nin ise 10.000.-TL kurumlar vergisi matrahı beyan ettiği varsayıldığında, hazine zararı gerçekleşmiş olacak ve ( X ) A.Ş. tarafından ( Y ) A.Ş.'ye örtülü yoldan dağıtılan 30.000.-TL  ( X ) A.Ş.'nin ilgili yıl kurumlar vergisi beyannamesine kanunen kabul edilmeyen gider olarak ilave edilerek bu tutar üzerinden vergi ziyaı cezalı ek kurumlar vergisi tarhiyatı yapılacaktır.