Noel’in milat ve yılbaşıyla ilgilisi olmadığı halde, yılbaşının Noel’in yılbaşı günlerinin ortasında kalması; ilgili görüntüsü vermektedir.
Noel olayı dinle ilgilidir. 25 Aralık’ta başlar 8 Ocak’ta biter. Hazreti İsa’nın bu günlerden birinde doğduğu düşünülmekte ve Hıristiyanlar tarafından kutlanmaktadır. Yılbaşının 1 Ocak oluşu ve Noel günlerinin içinde kalışı bir çeşit talihsizliktir. Çünkü dini kutlama ile takvim değişiminin birbirine karışmış görünmesine neden olmaktadır.
Yılbaşının MÖ. 46 yılında Jül Sezar tarafından; Mart ayından Ocak ayına alındığında, Hazreti İsa doğmamıştı ve Hıristiyan dini de yoktu. Dolayısıyla Noel ile yılbaşı arasında ilgi yoktur ama başlangıçta vurguladığımız gibi yılbaşının Noel günlerinin ortasında kalışı ilgili görüntüsü vermektedir.
Aslında takvim olayı zaman düzenleme olayıdır. Miladi takvim Hıristiyanlıktan önce vardı. Milat (Başlangıç) olayı eksikti.
Aynı durum hicri takvim için de söz konusudur. Ay’ın hareketlerini ölçü alan hicri takvim Peygamber efendimizin Mekke’den Medine’ye hicretinden ve de İslam’dan önce vardı. Onun da miladı (Başlangıç) yoktu. Hicret tarihi başlangıç kabul edildi. Bu olayın önerisinin; Hz. Ömer’den geldiği rivayet edilir.
Takvim olayında asıl karmaşa bugün kullandığımız ve güneş takvimi olarak adlandırabileceğimiz takvim de Papa Gregoryen’e (1510-1576) gelinceye kadar çeşitli değişiklikler geçiştirmiş ve bu günkü şeklini almıştır.
Uzun süren çalışmalarla, zorlukla düzenlenen bu takvimin zorluğunun sebebi; dünyamızın, güneşin etrafında dönüşü 365 gün 5 saat 48 dakika gibi kolay kolay ölçüye gelmeyen küsuratlı zaman içinde tamamlamasıdır.
Jül Sezar; MÖ. 46 yılında düzenlenmiş, Jülyen takvimini insanlık tarihine sunmuş, Temmuz ayının da adını (July) koyarak kendi ismini bu gün bile kullanılır hale getirmiştir.
Arkasından gelen Agustus da Ağustos ayına adını vererek ebedileştirmekle kalmamış, ayın 30 gün olan gün sayısını 31 güne çıkarmıştır. Böylece bazı seneler 29 gün bazı seneler 30 gün çeken cüce Şubat’ı 28 ve 29 güne indirerek büsbütün cüceleştirmiştir.
Bu düzenleme yaklaşık 500 sene öncesine kadar sürmüş, yılbaşında 10 gün kadar kayması olduğu fark edilmiş, Papa Gregoryen ve ekibi tarafından bugün kullandığımız takvim milletlerin çoğunun kullandığı takvim haline dönüşmüştür.
Bu takvime göre her dört senenin; Bir senesi 366 gün, Şubat ayı 29 gün diğer üç senesi 365 gün ve Şubat ayı 28 gündür.
Eğer dünyanın Güneş etrafındaki turu 365 gün 6 saat olsaydı takvim böylece görevini yapmış olacaktı ama ne yazık ki dünya turu 12 dakika önce bitirmektedir.
Bu durum 100 senede bir defa 29 gün olan Şubatı 28 güne çekerek ayrıca 400 senede bir de 28 güne çekme işini yapmayıp 29 gün olarak bırakarak çözülmüştür.
2000 yılı 29 günlü Şubat’ın uygulandığı yıl olmuştur. 2400 yılı da aynı şekilde uygulanacaktır.
Uzun bir takvim anlatışı oldu ama olayın karmaşıklığı daha kısa bir anlatımla çözülemiyor.
Şimdi başa dönelim; Noel dini olaydır. Hıristiyanlar tarafından kutlanmasından doğal bir şey olamaz. Hıristiyan vatandaşlarımızın Noel’ini kutluyorum.
YILBAŞILAR YAŞANTININ KİLOMETRE TAŞLARIDIR. KULLANDIĞIMIZ TAKVİMİN HER ETABININ BAŞLANGICIDIR. KUTLANMASININ DİNLE İLGİSİ YOK SAYILMALIDIR. DİNDAR KESİMDEN BİR KISIM İNSANLARIN BU KONUDA RAHATSIZLIĞI MÜSLÜMANIN MÜSLÜMAN GİBİ KUTLAMAYIP HIRİSTİYANLARIN KUTLAMA ŞEKLİNE ÖZENMELERİNDENDİR.
Yazımız asla dini bir yorum olmayıp, mantık yürütme yazısıdır. Hoş görünüze sunulmuştur.
En güzel günler sizlerin olsun.