-KENT NOTLARI-

Emniyet Müdürü Halil İbrahim Doğan, Çorum’da yaklaşık 20 ay görev yapmış.
Bu süre içinde Türkiye, başta “Gezi” olmak üzere, pek çok toplumsal olaya sahne oldu. Büyük kentlerde ve yurdun değişik yerlerinde, “yürekleri sızlatan” TOMA’lı, gazlı sert polis müdahaleleri, yaralanmalar, hatta ölümler yaşandı.
Taksim Gezi Parkı’nda “anlayışsızlık” ve “hoşgörüsüzlük” yüzünden spontane olarak gençlik eylemi başladığında, Çorum’da da yine spontane bir biçimde, yaklaşık 17-18 bin kişi gece sokağa döküldü. Kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar, ellerinde tencere-tavalarla, Bahabey Caddesi’nden Gazi Caddesi’ne sel gibi aktı.
Bu kadar büyük bir kalabalık eyleme geçmişse, her türlü provokasyona açık bir ortam da oluşmuş demektir.
Ama Çorum, bu anlamda “harika” bir sınav verdi. Kitle, Saat Kulesi’ne kadar yürüdü, oradan geri döndü ve olaysız dağıldı.
Burada CHP İl Başkanı Cengiz Atlas’ın yatıştırıcı ve yapıcı rolü inkâr edilemez, ama asıl büyük pay sahipleri, Vali Sabri Başköy ile Emniyet Müdürü Halil İbrahim Doğan ve sorumlu birim amirleridir.
Vali Başköy ve Emniyet Müdürü Doğan, büyük bir sağduyu örneği sergilediler. Yürüyüşün yapıldığı cadde boyunca, herhangi bir tahrike mahal vermemek için üniformalı polis bile bulundurmadılar.
Buna karşılık gereken her türlü önlemi de aldılar.
Hele de, kitleyi yönlendiren önderlerle son derece iyi bir diyalog kurulmasını sağlayarak, hiçbir provokasyona fırsat vermediler.
*
Yalnızca Gezi’de değil, başka nedenlerle düzenlenen gösteri yürüyüşlerinde de aynı sağduyu, anlayış ve hoşgörü egemen oldu.
Önleminizi alıp, yasal hakların kullanılmasına da toleranslı davrandığınızda, halk sizi gayet iyi anlıyor.
Küçük bazı grupların provokatif girişimlerini de boşa çıkarmış; huzur ve güvenliği korumuş oluyorsunuz.
*
Kabul etmek gerekir ki, son dönemlerde Çorum’da görev yapan valiler ve emniyet müdürleri, bir takım hassasiyetlerin farkında olarak, halkla ilişkilerinde azami özeni gösteriyorlar, sağduyu çizgisinden asla sapmıyorlar.
Halil İbrahim Doğan ise, bu anlamda en son “güzel” örnekti.
*
Söylentiler yok değildi, ama itibar etmek istemiyorduk.
Sonunda olan oldu, görevden alındı.
İktidarın tasarrufudur, saygı duymak durumundayız, fakat, her ne kadar son zamanlarda Adliye ve Emniyet’teki görevden almaların altında yatan gerekçeyi bilsek de, “neden” sorusunu sormadan da edemiyoruz.
Zira, Sayın Doğan’ı o gerekçelere hapsetmenin, hakkaniyete uygun olmadığı kanısındayız.
Öyle bir eğilim, ne görüldü, ne de hissedildi.
Çorumluların ezici bir çoğunluğunun da böyle düşündüğüne inanıyoruz.
Özetle, iyi yetişmiş kamu görevlilerini en verimli çağlarında kızak görevlere çekerek, demoralize ederek doğru bir iş yapmış olmuyoruz.
Yazık ediyoruz.

Mehmet YOLYAPAR

(NOT: Soma’da yaşanan facia nedeniyle acımız büyük. Ulusça başımız sağ olsun.)