Coğrafyamız kan kokmaya başladı. Yurdun dört bir yanından çığlıklar yükseliyor.
Gözü yaşlı tarih, yeryüzünde çiğnenen bütün hakların bizim olduğunu fısıldıyor sessizce…
Aydınlık günler de bizim ama prangaları çıkardıktan sonra ayağımızdan.
Heykeller yıkılıyor…
Bizlerin dini hassasiyeti ile oynanıyor…
Dinin haram ettiği her şey yapılıyor…
Senin ve benim geleceğim, param çalınıyor…
Evlatlarımızı teröristler katlediyor…
Uyuşturucu ilkokulun önünde kol geziyor…
Başörtülü bacıma saldırdılar deyip başörtüsünü yalanlarına alet ettiler…
Hepimizin kutsal mekânları camilerde siyaset yapılıyor…
Seçim zamanı Kuranı- kerim elden ele geziyor…
Senin- benim paramla kurulan Diyanet israfın ve yalanın merkezi haline geliyor…
Kırk yamanlı Ömer’in adını kullananlar saraylarda altın bardaklarda beyaz çaylarını yudumluyor…
Mısır’da Esma’nın katillerine gözyaşı döküp ağlayanlar hatta yas ilan edenler, Mehmetçikler şehit olunca, Soma faciası ve Ankara’da ki patlamadan sonra öylece bakıyorlar…
Ve senin,
Hala gözlerin kapalı;
Göz kapakların ağırlaşmış,
Bir tembellik, bir umursamazlık.
Hala sorgulamıyorsun!
Uyanın artık uyanın!
Herkes birbirini kandırmanın peşinde,
Saygıya, onura, doğru konuşmaya,
Kimse değer vermiyor.
Evde, sokakta, okulda her yerde şiddet var.
Savaşlar oluyor; çocuklar ölüyor,
Her yer kan gölü...
Ve biz UYUYORUZ!
Cüppeliler, sarıklılar, cepkenliler din ticareti ile insanları kandırıyor.
Biz ise hala uykudayız,
Göz kapaklarımız olabildiğince ağır,
Kadınlar dayak yiyor, öldürülüyor…
Milli eğitim karmaşa içinde,
Sınav soruları çalınıyor,
Kız çocukları okuyup da ne olacak diye okula gönderilmiyor;
Yönetenler tuhaf,
Yönetilenler suskun.
Herkes kabuğuna çekilmiş,
Duymadık, görmedik diyerek bütün masumiyetimizi yitiriyoruz
Masumiyetimizi yitirdiğimizi görüyoruz dehşet içinde.
Görüyoruz ama hala UYUYORUZ!
Her Gününüz Güzel Olsun.