Ne güzel duadır öyle;

"Tanrım bana kitap dolu bir ev, çiçek dolu bir bahçe ver."

Konfüçyüs

(Nereye Giderseniz Gidin Ama Tüm Kalbinizle Gidin- adlı kitabından alıntı...)

*

Günümüzün materyalist dünyasında çok az insan tarafından tam anlamı ile algılanan bu söz, biraz popülist biraz entelektüel özentisi olma ile sınırlı bir söylem kalıyor ne yazık ki.. Çünkü kitabın, bahçenin, çiçeğin böceğin, toplumun büyük bir kesiminin öncelikleri olmadığını düşünüyor ve maalesef yine üzülerek söylüyorum; toplumun büyük çoğunluğu, yeni otomobillerin, cep telefonlarının, kameraların, giyim kuşam vs ile yakından ilgileniyor ve internet ortamından olsun piyasadan olsun bunların fiyatlarına, özelliklerine bakıyor ve araştırıyor.

Hesaplar bunlar üzerine yapılıyor, taksitler, bütçeler, kredi kartı limitleri, maaşlar ona göre ayarlanıyor. Hep daha fazlası, hep daha fazlası isteniyor. Doyumsuzluk hat safhada. Mutluluk kaynağı bunlar mı diye bir soru sorulsa benim bu soruya cevabım kesinlikle "hayır" olur.

Birileri de Ortadoğu haritasını açmış kentlerin, su ve enerji kaynaklarının hesaplarını yapıyor; belli ki aritmetik bilgileri çok iyi. Kimileri yalan dolanlar, kumpaslar, karalama kampanyalarıyla adil siyaset yaptıklarını söylüyor. Bazıları da gözlerine dünyadaki güzellikleri göremeyecek kadar para, pul, unvan hırsıyla siyah perdeler çekmişler.

Yine elimde olmayarak üzülüyorum tabloya. Dünya ve Türkiye geneline bakıldığında okuma oranı çok düşük. Oysa okumak İslam Dininin kutsal kitabı Kuran-ı Kerimin ana ilkesi "oku" emridir. Okumak insanın ufkunu geliştirir ve hayat görüşüne estetik katar. Maalesef günümüz dünyasında insanlar küçük hesaplar yapmaya devam ediyor. Üç günlük dünyada üç kuruşluk şeyler için kendilerini tüketmek cazip geliyor. Vaziyet acı mı acı!...

Ben ısrarla yineliyorum; dileyen herkese ve bana önce sağlık, dirlik ve düzen ile yaşama sevinci, sonra da "Allah'ım, bana kitap dolu bir ev, çiçek dolu bir bahçe ver"....