Bu hafta, olmadı sonraki deplasman, yine olmadı gelecek hafta derken tam 6 deplasman maçı geride kaldı ama değişen bir şey yok. Bir ileri, bir geri durumu devam ediyor. Bu takım bu kötü deplasman performansıyla nasıl üst lige çıkacak merak ediyorum.

Mehmet Aurelio göreve geldikten sonra dedik ki, takım daha coşkulu oynuyor. Doğru, iç saha maçlarını coşkulu oynuyor. Ama bu coşku Çorum’la sınırlı. Koparan’ı ya da Çimento Fabrikası’nı geçtikten sonra coşku kâbusa dönüyor. Her maçı da Çorum’da oynayamayacağına göre, çözüm bulmaktan başka yol yok. Neredeyse sezonun ilk yarısı bitecek ama deplasmanda kazanılan sadece 1 puan.

Bu takım, Fahrettin Sayhan zamanında da içeride kazanıp deplasmanda yeniliyordu, şimdi de aynı şekilde devam ediyor. Yine değişen bir şey yok. İşin daha kötü yanı ne biliyor musunuz? Herkes memnun. Demek ki, 15 günden 15 güne alınan bir galibiyet yeterli görülüyor. Herkes memnunsa söylenecek fazla bir şey yok. En fazla bu sezon da boşa gider. Nasıl olsa alıştık, ne olacak sanki! Bu sene olmazsa seneye, olmadı sonraki seneye. Acelesi yok!

Mehmet Aurelio’nun Diyarbekir maçıyla ilgili açıklaması bende büyük bir yıkıma neden oldu. ‘İyi oynadık. Rakibin golüne cevap veremedik. Bu maç geride kaldı. Üzerinde fazla konuşmaya gerek yok. Sonuçlara bakıp kimse umutsuzluğa kapılmasın...’ İnanılır gibi değil! Pardon da, bu sonuçlara bakıp nasıl umutlu olunabilir acaba? 6 deplasman maçında tam 17 puan kaybetmiş bir takımın hocası diyor ki, ‘üzerinde fazla konuşmaya gerek yok.’ Nasıl olmaz ya! Ne konuşulacak o zaman? Bu camia masal dinlemeye devam mı edecek?

Sanırsınız takım deplasmanda ilk kez yeniliyor. En ufak bir özeleştiri bile yok. Önümüzdeki maçlara bakacağız, önümüzdeki maçlara bakacağız. İlk yarı bitecek neredeyse ama bakacak maç bitmedi daha! 12 haftada 7 puan fark yemişsin, atı alan Üsküdar’ı geçecek ama her şey tıkırındaymış gibi bir hava var.

Ligin boyu gittikçe kısalıyor. Dediğim gibi, neredeyse ilk yarı bitecek ama takım daha ritmini bulamadı. İkinci yarı bu kadar kolay olmayacak. Bir an önce gerekli önlemler alınmazsa bu sezon da boşa gider. Bunu görmek için kahin olmaya da gerek yok. Yok şanssızdık, saha kötüydü, hakem penaltıyı verdi, vermedi gibi bahanelerle sorunlar çözülmez. Sorunu çözecek kişiler belli. ‘Kazanan takım bozulmaz’ diye literatüre giren deyim bile var. Hoca macera aramayı bırakacak. Topçu içeride şov yapıp dışarıda kaçak dövüşmeyecek. Yönetim bol keseden para dağıtmayı bir kenara bırakacak ve ödülün olduğu yerde ceza da var diyebilecek. Yoksa, bu gidişle birkaç hafta sonra lig biter! Bilmem anlatabildim mi?

Hani şeffaf olunacaktı, kamuoyu ile her şey paylaşılacaktı? Eğer yardımcı hoca göreve gelirken kamuoyu ile paylaşılmışsa, gidişi de paylaşılmalı. Birilerinin görevine son verildiği açıklanmışsa, geri dönüşü de açıklanabilmeli. Yoksa kurumsallaşma, isim değişikliği falan hikaye. Aynı düzen devam ettikten sonra, adı Çorumspor olsa ne olur, Belediyespor olsa ne olur, Çorum Futbol Kulübü olsa ne olur!