Bu hafta kaleme alacağım yazımı düşünürken gelen bir mesaj konuyu belirledi diyebilirim.

Gelen mesajı okuduğumda müzik gibi temel ve evrensel bir kavramın hayatımızda ne denli önem arz ettiğini tekrar anladım.

Sizlerin de bu iletiyi okuduğunuzda müziğin hayatımızdaki rolünü daha iyi anlayacağınıza inanıyorum.

İşte o ileti:

"Geçenlerde nedendir bilmem, bir türlü uyku tutmadı. Saatler bir hayli ilerlemiş, gecenin sessizliği ve hüznü dünyayı sardığı gibi benim de tüm benliğimi sarmıştı. Kitap okusam mı, okumasam mı gibi bir karmaşa içerisindeyken mantığım; televizyon kumandasını bir anda elimde buluverdim.

Tartışmalardan ve gereksiz atışmalardan o kadar çok yorulmuş ve bunalmış olmalıyım ki kanal kanal gezerken bir müzik kanalına denk geldim. Tüm yorulmuşluklardan, bitkinliklerden uzakta ruhumu dinlendiren müziğin akışına bırakıverdim kendimi. Sanki tüm müzikler özenle seçilmiş gibiydi. Anılarımda ve hayatımda ayrı bir önemi olan tüm müzikler peş peşe yayınlanıyordu.

Gecenin seyri böyle devam ederken Erol Evgin'in seslendirdiği 'İşte Öyle Bir Şey' şarkısı çalmaya başladı. Garip bir duygu sardı ruhumu. İnanır mısınız, damarlarımda dolaşan kan sanki çekilmeye başladı. Gözlerim doldu. Sanki şifreli, gizli bir kasada sakladığım anılarım bir anda ortaya dökülmeye başladı.

Evimizde siyah beyaz tüplü bir televizyon vardı. Rahmetli ninem yaşına rağmen tam bir Erol Evgin hayranıydı. Erol Evgin televizyona çıktığında 'Oğlum çıktı. Onu dinleyeceğim.' der ve Erol Evgin'in şarkısı bitene kadar hepimizden sessiz olmamızı isterdi. Biz de çocukluk hali, ağabeyim ile yaramazlık peşinde koşar, ninemin belki üç dakika sürecek olan müzik keyfini bozardık. Bu yaramazlığın tabii ki cezası olacaktı. Olurdu da. Kulaklar bükülür ve telkinler peş peşe gelirdi.

karşı pek aşina bir aileydik aslında. Evimizin bir köşesinde duvarda asılı babam tarafından çalınan bir ud vardı. Bazı akşamlar Rahmetli amcam ve ninem ısrar eder, ud duvardan iner, birbirinden güzel nağmeler eşliğinde saatin nasıl ilerlediğini anlamazdık. Bu arada komik bir itirafta bulunayım:Babam bir çok sanatçıdan çok iyi ud çalardı ama ortaokul son sınıfta mandolin çalamadığı için okulu bitirememiş ve ancak güz döneminde mezun olabilmiş.

Anlatacak o kadar çok anı var ki... Yazmaya satırlar yetmez. Ama geçenlerde bir olay çok dikkatimi çekti. Müziğin hayatımızdaki yerini ve önemini tekrar anladım. Oğlum son birkaç gündür kahraman ordumuz için Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan 'Vatanıma Göz Dikip Kılıç Çekilmedikçe Kılıç Çekmeyen Türk Askeriyiz' klibini izleyip eşlik ediyordu. Sabah uyandığımda oğlum 'Korku nedir bilmeyiz' diye başlayan klipteki tüm sözleri ezbere söylüyordu.

Görünen o ki, bazı yetenekler öncelikle ailede başlıyor. O nedenle eğitimle bu beyinlerin gelişmesi yönlendirilmesi gerekiyor. Bizim gibi anılardan çok gerçek dünya ile bütünleşmiş beyinlere ihtiyaç olduğunu görmemiz gerekiyor."

Bu iletinin son bölümünü okuduğumda dikkat çekici bu olayı biraz irdeledim. Yaptığım araştırmada Prof. Dr. Hovard Gardner’e göre "Müzikte ilerlemiş, daha çok eğitim almış olan kişiler bazı zihinsel problemleri çözmek için kısmen de olsa sol beynin mekanizmalarını da kullanırlar. Ancak müziğe yeni başlamış olan bireyler aynı problemleri çözerken sağ yarı küreyi kullanırlar."diyor.

Batılıların ruh hastalarını bir hasta olarak kabul etmeyip onlara işkence yaptıkları ortaçağda ecdadımız onları birer hasta olarak kabul etmiş; ruh sağlığına, ruh hastalarına ve tedavilerine büyük önem vermişlerdir. Ruh hastalıklarının müzikle tedavisini ilk defa düzenli ve bilinçli bir biçimde uygulayan ve bu tedavinin öncülüğünü yapanlar ecdadımız olmuştur.

Öyle ki o dönemlerde yaşamış bilginlerin hepsi, müziğin insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkilerinden bahsetmişlerdir. İbn Sina “Kitabü’ş Şifa” eserinde;“Tedavinin en iyi ve en etkili yollarından biri hastanın aklî ve ruhî güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, hastanın çevresini sevimli hale getirmek, ona en iyi musikiyi dinletmek ve onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir.” diyerek, müziğin tedavi boyunca kişiye güçlü bir moral desteği verdiğini belirtmiş.

Ülkeler ve toplumlar bireylerine bazı beceriler kazandırmak amacıyla eğitimi kullanırlar. İnsanların potansiyellerini en üst seviyede kullanabilmeleri için çaba içinde olunması gerektiğini düşünüyorum. Müzik eğitimi de bu amaca hizmet edecek bir enstrüman olarak kullanılmalı. Müzikte ilerlemiş becerileri olanların beynin her iki yanını da kullanması önemli bir avantaj. Bunun üzerine gidilmesinde fayda var.

En güzel günler sizlerin olsun.