-Allah bir hanımla bir eşle yaşamayı emreder. Onun için bir hanım alâ, iki hanım püsküllü beladır bela.
-Bir aile yuvasını yönetmek, bir devleti yönetmekten daha zordur.
-Nikahlı yaşamak zırha bürünmektir. Bekarın yakasını bit, parasını it yer. Evlen de kurtul.
-Evlilikte de öfke ufak bir kıvılcım gibidir. Büyük yangınlar ufak kıvılcımlardan çıkar. Bu yangının suyu ise gülümsemedir, öfkeyi söndürmektir. Gülümseme taşan süte su katmaya benzer. Gadabı söndürür.
-Ey ahali, denenmiş ve sınanmıştır. Erken gelen yazdan, fedakar olmayan yardan, akordu bozuk sazdan, başına buyruk kızdan sakının. Ağustosta ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan, zamansız oğul veren arıdan, hayır gelmez demişlerdir.
Şimdi:
Mutlu aile ve huzurlu toplum için eşlerin davranışlarını örnekleyen Nasrettin Hoca fıkraları ve hikayeleri ile konuyu daha da somutlaştıralım:
-“Nasrettin Hocanın hanımı içten içe hocaya kızıyor. Belli etmeden bu kızgınlığını gidermek için bir gün sıcak çorbayı sofraya koyuyor ve hocadan önce az bir kaşık çorbayı ağzına alıyor. Ateş gibi sıcak olan çorba hanımının ağzını kavuruyor, gözlerinden yaşlar akıyor. Durumu seyreden hoca efendi hiçbir şey yokmuş gibi hanımına soruyor. Hanımefendi, neden ağlıyorsun? Hanım da gerçek sebebi gizleyerek, rahmetli annem aklıma geldi. Çorbayı çok severdi. Şimdi aramızda olsaydı o da yerdi. Üzüntümden ağlıyorum der.
Bunun üzerine Nasrettin Hoca da sıcak çorbadan bir kaşık alıyor. Ağzı yanıyor. Onun da gözlerinden yaşlar akıyor. Bu kez hanım hocaya soruyor. Sen niye ağlıyorsun, diyor. Hoca, ben de anana ağlıyorum. Peki niye? Diyen hanımına, niye olsun, kendi öldü gitti, senin gibi bir belayı başıma musallat etti. Onun için ağlıyorum, der.”
-“Hanımının bir kusurunu bulamayan Nasrettin hoca, Ağustos ayında harman zamanı sıcakta tarlaya gür bir ateş yakıyor ve ısınmaya başlıyor. Durumu gören hanımı, ne yapıyorsun hoca, bu sıcakta ateş yakılır mı, diyeceği yerde, ateşin başına geçiyor o da ısınmaya başlıyor ve canını sevdiğim ateşin kışın başka bir zevki var ısınmanın, yazın daha başka oluyor. Oohh. Kocacığım, eline sağlık, ne de iyi yapmışsın, diyor. Hocanın hanımını azarlamak için yaptığı bahane boşa çıkıyor.”
Bu ve buna benzer aile fıkraları pek çoktur. Biz ikisini anlatmakla yetindik.
Aşık Mahsuni’den “Yuvada Eşler” şiiri ve sonra “Kızıma ve Oğluma Öğütler” şiirleri ile ailede mutluluk ve huzuru anlattığımız Mutlu Aile Huzurlu Toplum yazımızı sonlandırıyoruz.
Ey a canlar şu dünyada
Erkek yolcu kadın yoldur
Nazenin bir bahçe imiş
Erkek bülbül kadın güldür
Güneş doğdu sanma aşmaz
Gerçekler yurdundan şaşmaz
Erkek boşuna çalışmaz
Biri arı biri baldır
Bu dünyada neler çektim
Dertlerime boyun büktüm
Bir bahçeye fidan diktim
Erkek fidan kadın daldır
Ben nereden oldum aşık
Neden işlerim dolaşık
Kadın evde bir nur-ışık
Erkek lamba kadın yağdır
Hiç kimseye sen hor bakma
Hiç kimsenin kalbin yıkma
Yuvalar hep bal petektir
Sakın bala zehir katma
Hoşgörüyü terkederek
Sakın ha yuvanı yıkma.
KIZIMA NASİHAT
Telinle duvağınla güle güle git
Kirpiklerinde yaşlar kalmasın kızım
Mutluluk yolunda aheste yürü
Gözlerin arkanda kalmasın kızım
Böyledir kuluna takdiri hakkın
Gözden ırak isen de gönülden yakın
Evden uçtum diye üzülme sakın
Dalında güllerin solmasın sakın
Kurduğun yuvanda mes’ud olasın
Türlü nimetleri orda bulasın
Etrafına dallar kökler salasın
Kuyunu kazanlar olmasın kızım
Eşine sahip ol ele bakmasın
İşine sahip ol ateş yakmasın
Aşına sahip ol itler kapmasın
Dünya ve ukbada mutlu ol kızım
(Mehmet Zait Kotku)
Ek:
Beyinin babası senin babandır
Eşinin anası senin anandır
Akraba dostları sana canandır
Sakın bu öğüdü unutma kızım
Edep ve haya güzelliğindir
Ahlak ve fazilet özelliğindir
Bir ömür boyu mutlu olasın
Öğüdü hatırdan çıkarma kızım
(Fikrettin Çıplak)
OĞLUMA NASİHAT
Ailen bir güldür soldurma oğlum
Elalemi kendine güldürme oğlum
Ömür bazen safa bazen cefadır
Hayat yolu budur unutma oğlum
Gelinim emanettir gözet hakkını
Sevgi saygı sadakatle koru tahtını
Rabbim açık tutsun daim bahtını
Mutlu ol yuvanda sevgili oğlum
Hakkın emrini tutarak yürü
Sadakat essatır unutma bunu
Gözünü haramdan her an uzak tut
Peygamber öğüdün unutma oğlum
Dıştaki işleri eve taşıma
İş açarsın sonra dertsiz başına
Acı katmış olursun tatlı aşına
Öfke ve stresten uzak dur oğlum
Her daim güleryüz sıfatın olsun
Aile yuvanız nur ile dolsun
Hem kız hemi de erkek çocuğun olsun
Duam sizinledir bilesin oğlum
İyi günde kötü günde birlikte olun
Çilesi pek çoktur bu uzun yolun
Hem elindir hem ayağın hemi de kolun
Hanımın canındır incitme oğlum
Şefkat ve merhamet ahlakın olsun
Yuvanız helal lokmayla dolsun
Huzurlu yuvanız mübarek olsun
Çalışıp çabala mutlu ol oğlum
Bu öğüdümü unutma sakın
Edep altın kolye her daim takın
Gece gündüz çalış Allah’a güven
Yardımı yakındır Cenabı Hakkın
Evlilik yuvası kutsal yuvadır
Yarısı sefaysa yarı cefadır
Mutluluğun anahtarı vefadır
Yuvada sadakat esastır oğlum
Güleryüzlü tatlı dilli olursan eğer
Yuvanın külfeti çekmeye değer
Gülümseme öfkeyi kapıdan kovar
Hoşgörü rehberin olsun be oğlum
Son sözü söylüyom unutma sakın
İçerde dışarda edebin takın
Emri iladir Cenabı Hakkın
İhmal etme bunu tutasın oğlum.